|
 |
|
 |
simidin yarısını Atina'ya sakladım
Yıllardır simit satan adam, Türkiye’ye birincilik getiren zayıf kızdan etkilenmiş, tablasından bir simit alıp ona vermişti.Bu Türk halkının bir armağanıydı. Simitin yarısını yiyen Elvan, diğer yarısını ise bu anı unutmamak için sakladı..
Yarışmayı ilk sırada bitirmişti. 10 bin kadar seyirci, bu küçük kızı alkışlıyordu gönülden. Hocasıyla başarısını paylaşan kız, duşunu almak üzere içeri gitmeye niyetlendi. İşte tam o sırada karşısında gördü adamı. Yıllardır statlarda simit satıyordu adam. Ama bir Türk atletinin çıkıp böyle bir zafer kazanması etkilemişti onu. Laf aramızda zayıf da bulmuştu küçük kızı. Utangaç kızın yanına yaklaştı. Evine ekmek parası götürdüğü simit tezgahının üzerinden seçtiği simidi kıza verdi. Bu sadece simitçinin değil Türk halkının bir armağanıydı kıza. Yarısını yedi simitin. Diğer yarısını da odasına götürdü bu anı unutmamak için.
5 bin metre koşar gibi Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Avrupa Milletler Kupası'nda Türkiye'ye birincilik kazandırdığında yaşadığı bu anı Elvan Abeylegesse için unutulmayacak. Tıpkı Metrocity'de alışveriş yaparken konuşmadan kendisine sarılan yaşlı kadın gibi. Paris'te dünya beşincisi olurken hepimizi etkileyen bir sakinliği, bir durgunluğu vardı Elvan'ın. Gerçek yaşamda da sanki 5 bin metre koşuyor gibi temkinli. Etiyopya'ya çalışmaya gitmeden önce röportaj yaparken de bunu net olarak gördük. Hatta röportajı Addis Ababa'da yapma isteğimizi de sırf çekingenliğinden reddetti. Biz de dayanamayıp sorduk, "Peki Atina'da Olimpiyat şampiyonu olduğunda ne yapacaksın? Orada bizim dışımızda bir de dünya medyası olacak". Yanıt zekiceydi, "Onu da o zaman düşüneceğim". Bu parlak zekanın elektronik mühendisi olmak için çaba gösterdiğini hatırlatalım. Etiyopya'dan Türkiye'ye geldikten 2 yıl sonra Ertan Hatipoğlu'nun eline teslim edilir. Ertan Hoca, başarılı sprinterler yetiştirmiştir. İzmir Çilekli'de ilk gerçek idmanları ikisi için de gülümseten bir anı: "Ertan Hoca, ben ve bir arkadaşım çamurlu bir tarlaya geldik. Ne kadar koşalım dedik. 10-15 dakika deyince güldük. Biz koşarken o, gazetesine dalmıştı. Aradan 1.5 saat geçti. Biz hala koşuyorduk. Sonra bizi farketti. Saatine baktı ve her şeyi anladı."
Hiçbir diziyi kaçırmıyor Etiyopya'da atletizme ilk başladığında bu işi pek sevmediğini söyleyen Elvan, Derartu Tulu hayranlığıyla yavaş yavaş ısınmış bu spora. Öyle ki artık yaşamı sadece atletizm. ENKA Kulübü'ndeki çalışmalarının haricinde yaşamı evde televizyon seyrederek geçiriyor. Hobisi televizyondaki hemen tüm dizileri izlemek. İlk zamanlar onu kaale almazlar rakipleri. Artık beni ciddi bir rakipleri olarak görüyorlar. Yarış öncesinde merhabalaşıyoruz. Ama yarışta dirsekler, engellemeler oluyor tabii." Peki ya seyirci? Artık 70-80 bin kişilik statlarda koşuyor, Eskiden çekiniyordum. Ama artık alıştım." Seyircinin önemini Edinburgh'da yapılan Avrupa Kros Şampiyonası'nda iyi kavramış Elvan, Pistin çok yakınındaydı seyirciler. Hepsi Radcliffe'i destekliyordu. Çok büyük bir baskıydı." Ertan Hoca'nın İskoçya'ya gidememesi ne kadar etkili olmuştu ikincilikte? Bu soruya yanıt verirken sanki yarışı yaşıyor Elvan, "Biz internetten pisti incelemiştik ama çok farklı çıktı. Ertan Hoca'nın olmaması beni zorladı." Burada araya giriyor Ertan Hoca, "Biz Radcliffe'in her zaman yaptığı gibi ileri çıkacağını düşünerek bir taktik hazırlamıştık. Ama orada Elvan'ın gücünü düşünerek son 600 metreye kadar atak yapmamış. Benim bildiğim şu. Bir daha Radcliffe ile nerede karşılaşırsak karşılaşalım geçeceğiz"
Hayali mühendislik Tabii herkes Radcliffe gibi sportmen değildi. Etiyopyalı Adere'ye ülkesinde bir soru soruluyor. "2000 metrede sizden iyi derece yapan kim?" Yanıt geliyor, "Bilmiyorum". Adere, Atina'da Elvan'ın rakiplerinden biri olacak. Tıpkı 18 yaşındaki Dibaba gibi. Elvan her zamanki alçakgönüllülüğüyle, "İnşallah başarırız" diyor. Hoca ise iddialı: Bu yıl krosta verim aldık. Şimdi 2 ay Etiyopya'da 2500 metre yükseklikte çalışacak. Olimpiyat şampiyonu olabilmek için 14:30 potansiyelinizin olması gerekir. Etiyopya'da rakiplerimizi seyredeceğim. Bir Miss X çıkmazsa yarış bizimle Etiyopyalılar arasında geçecek." Peki taktik konuşmaları? Ertan Hoca'ya göre taktik konusunda yaptıkları çalışmalar, bir üniversite eğitimi sürecine yaklaşmış. "Start noktasında olmaya çalışırım. Münih'te Avrupa Şampiyonası'nda yerim kötüydü beni görmesi zordu. Ama Paris'te benim bulunduğum bölgeden geçerken göz göze geliyorduk. Ona el hareketleriyle taktik verdim. Son metrelerde arkasına bakmak yerine ileriye baksa madalya kazanacaktı." Elvan, her yarışa dua ederek başlıyor ama asıl uğuru bambaşka. Babasını yarış öncesinde mutlaka arıyor. Fanatik G.Saraylı Elvan, takımının seneki gidişatından memnun değil. Bir de kilo durumu var Elvan'ın. 40 kilo oluşu ona avantaj ya da dezavantaj getiriyor mu? Burada Ertan Hoca bilimsel bir açıklama getiriyor, dakikada bir insanın oksijen üretimi 17-18 litredir. Bu oksijen kilo başına paylaşılır. Bu da az kilolu sporculara avantaj getirir. Az kilo, az kas kütlesi demek. Böyle olunca Elvan gibi sporcuların uzun atak yapması gerekir. Örneğin Szabo, ataklarını son 200-300 metrede yapar. Adere zayıftır ve 400-450 metre atak yapar." Elvan'ın güçlenebilmesi için GNC, ürünlerini veriyor. Elvan "Yemek ayırmam. Her şeyi yerim" diyor. Amerikan üniversitelerinden teklifler alıyor. Şimdilik böyle bir projesi yok. Dedik ya aklı fikri elektronik mühendisi olmakta. Veda zamanı. ENKA Sadi Gülçelik Tesisleri'nden ayrılırken Elvan ve ekibinin gözlerinden kazanma hırsını görüyoruz ve Atina'yı heyecanla bekliyoruz. 56 yıldır Olimpiyat madalyasına hasret kalan Türk atletizmine 2 altın birden gelecek gibi. Ne dersiniz?
MERT AYDIN
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|