AKADEMİK unvanlı Tülin Bumin'in "türban"la ilgili olarak ülkemiz adına yaptığı değerlendirmeler, herkes gibi beni de çok şaşırttı. Sayın akademisyen, türban takanların "din bana aittir" mesajı vererek, ultramodern bir tavır sergiledikleri iddiasında bulunuyor. Ülkemizde, son yılların bir inanç modası haline gelen türban takma eyleminde bireylere ait bir iddiadan çok, bireyi belli bir kılıkta var olmaya zorlayan geniş çaplı bir toplumsal baskı sezilmekte. Kadınların erkek toplumunun dini bu şekilde yorumlamalarına canı gönülden değil zorunlu olarak katılmalarını sağlayan bu ortam da dinin kime ait olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Türban, dini anlamda bu mesajı taşıyorsa çarşaf ne anlama geliyor acaba? Çarşaf takan kadın bu sıralamada daha da ileride yer alıyor olmalı... Çarşaflıların sayısının hızla artmasıyla bu postmodern dinciler bu iddialarını böyle sürdürebilecekleri bir ortam bulabilecekler mi? Biz başı açık gezen cumhuriyet kadınları kendimizi bu türbanlılarla sarılmış bir ortamda nasıl bulduysak onlar da kendilerini çarşaflılar arasında çıplak durumda bulacaklar ve o kendilerine ait dini kendilerince yorumlama olanağını da bulamayacaklar gibi görünüyor. Örtünme biçiminin bireysel seçim olmaktan öteye geçeceği durumlarla karşı karşıyız. Bütün bu değişimlerin ardında sanıldığı gibi kadınların özgür seçimi değil, bağnaz erkeklerin kendilerine ait saydıkları Müslümanlığın yorumundan doğan baskıları var. Bunun böyle olduğunu görmek için de akademik eğitim almak bile gerekmiyor. Sevgi ÖZKAN (Sosyolog)İSTANBUL