Harran Ovası’nın ağası safrana geçit verince...
Şimdi ağa var, ağa var. Size, önceki gün Harran Ovası'nda tanıştığım 15 haneli ve 102 nüfuslu Çütlük Mezrası'nın ağası Osman Saatçi'den bahsedeyim önce. Ağa istemeseydi, Çütlük Mezrası'nda TEMA'nın 'Safran Bitkisinin Gen Kaynaklarının Korunması ve Tarımının Yaygınlaştırılması Projesi' hayat bulmaz, köylüler, pamuk üretiminden 20 kat daha fazla gelir elde etmek anlamına gelen safran bitkisiyle tanışamazdı. Tabii bir de Yapı Kredi Emeklilik var. Genel Müdür Doç. Dr. Giray Velioğlu, bu sosyal projeye gönül vermeyip, desteğini esirgeseydi hiçbir şey olamazdı. 1600 dekarlık arazinin sahibi 32 yaşındaki ağa Osman Saatçi, aslında ağalıktan pek hoşlanmıyor. "Sizin bildiğiniz köylülerine eziyet eden aşiret ağalığı değil benimki" diyor. Urfa ve çevresinde genellikle ağaların arazilerinde çalışan köylülere üretimden elde edilen gelirin yüzde 20'si verilirken, Saatçi, köylülerine gelirin yüzde 30'unu veriyor ama işte gelin görün ki, bu bile köylüleri açlıktan kurtaramıyor. Çütlük'ü dolaşırken gördüğümüz çocukların çoğu yalınayaktı. Köydeki kadınlar çocuklarının süt ihtiyacını Irak'tan gelen kaçak süt tozlarıyla sağlıyor. Diyeceğim o ki, özellikle ağalar ikna edilip, Harran'da 'pamuk, buğday, arpa, mısır' üretiminden alternatif ürünlere geçilebilirse, köylülerin geliri de artacak. Türkiye'nin dört bir yanında kırsal kalkınma projeleri üreten TEMA, Safranbolu'ya adını veren safran bitkisinin Urfa'da yetişebileceğini, Harran Üniversitesi öğretim görevlileriyle yaptıkları çalışmalarının ardından ortaya çıkarmış. Tabii proje ortaya çıkınca işin bittiğini sanmayın. TEMA Kaynak Geliştirme Bölüm Başkanı Yeşim Beyla, "Ağalar bu işe inanmazsa, arazilerine bizi almazsa hiçbir şey yapamayız. Çünkü köylülerin arazisi yok" diyor ve ağa Osman Saatçi'nin diğer pek çok ağadan ayıran özelliğini vurguluyor. Saatçi modern ağa. Üniversite eğitimini Ege Üniversitesi'nde tamamlamış bir biyolog. GAP bölgesinde fazla sulamadan kaynaklanan toprağın giderek tuzlulaşmasından haberdar ve en azından kendi arazisinde daha az su isteyen bitkilerin yetiştirilmesine taraftar. Hal böyle olunca, safran tarımını yeniden canlandıracak olan proje ilk olarak onun arazisinde başladı.
Gramı 8 doları bulan safran pamuğun 20 katı kazandıracak Çütlük Mezrası etrafında bir bölüm araziye ekim ayında dikilen ilk safran soğanları, kıştan çok ilkbaharı andıran aralığın ilk günleri güzel mor çiçeklerini açmıştı bile. İnsan eliyle dokunmaya çekiniyor. Ne de olsa, bu narin çiçeklerden elde edilen safranın gramı Amerika'da 8 doları buluyor. Çok değerli olduğu için genelde dükkanlarda reyonlarda değil, özel kasalarda tutuluyor ve müşteriye asla kredi kartıyla satış yapılmıyor. 1913 yılında Urfa ve Safranbolu'da safran ekimi yapılırken, ne yazık ki şimdi sadece Safranbolu'da üretilen safranın nesli tükenmek üzere. Türkiye, safranı 1923 yılından beri ithal ediyor. Safran üretiminde önde gelen ülkelerden olan Hindistan'ın ihracat gelirinin yüzde 2'sini safran oluşturuyorsa, Urfa'da başlayan bu proje başarıya ulaştığı takdirde olabilecekleri artık siz düşünün. Ama tabii bu iş biraz sabır istiyor. Harran Üniversitesi öğretim görevlileri Çütlük'teki köylüyü eğitiyor. Onlara 1 dekara 200-250 kilo safran soğanı ekilmesi gerektiğini, buradan açacak olan 80-90 bin adet çiçekten ancak 1 kilo safran elde edileceğini anlatıyor. Tabii 1 kilo safranın fiyatı değişiklik gösterse de 6 milyar liraya kadar çıkıyor. TEMA GAP Bölgesi Projeler Koordinatörü Doç. Dr. Tahir Polat, 3 yıl sürecek projenin sonunda ekim alanının 16 dekara ulaşmasını ve 8 çiftçi ailesinin toplam 24 milyar lira gelir elde etmesini planladıklarını söylüyor. Yapı Kredi Emeklilik sosyal sorumluluk projelerinin en güzellerinden birini yapmış ve dikimde kullanılan safran soğanları için 45 bin dolarlık bir fon ayırmış. Safranın kullanım alanlarına gelince... Pilavlarımızı, yemeklerimizi tatlandırdığı kadar, boya, kozmetik ve ilaç sanayinde de kullanılan safranın kendi ağırlığının yüz bin katını boyabildiğini biliyor muydunuz? Şimdi biz heyecanla çiçek açmaya başlayan safranın Harran Ovası'nda yapacağı değişime tanıklık etmeyi bekliyoruz.
|