|
|
|
|
|
|
| |
Simitis bıraktı bizimkiler çakıldı
AVRUPA kriterlerine göre siyaset nasıl yapılmalı' sorusuna en son yanıt Yunanistan Başbakanı Simitis'ten geldi.. 1996 yılından bu yana başbakanlık koltuğunda oturan Simitis, PASOK Genel Başkanlığı'nı bıraktığını açıkladı.. Hem de seçime iki ay kala.. Seçime girse kazanır mıydı? Kazanabilirdi.. Çünkü seçmen Simitis'e karşı değildi.. Son anketler seçmenin kararsız olduğunu ortaya koydu.. 'En iyi Başbakan kim olur' sorusuna seçmenin yüzde 43'ü Simitis dedi.. Rakibi Karamanlis yüzde 40'ta kaldı.. Ama aynı seçmen 'Kime oy vereceksiniz' sorusuna ise yüzde 42 ile 'Karamanlis'in YDP'sine' dedi.. Pasok yüzde 39'da kaldı.. Simitis kişi olarak önde ama partisi gerideydi.. 67 yaşındaki politikacı anketlerden çıkan sonucu çok iyi okudu.. Çünkü seçmen değişim istiyordu, gençleşme istiyordu.. Simitis "Daha genç bir kuşak sorumluluğu almalı. Siyasi arenamızda yenilik yapacak adımı atmanın zamanı geldi. Bu yeniliği yeni bir lider temsil etmeli" diyerek aktif politika sahnesinden çekildiğini açıkladı.. Bu kararıyla bir anlamda partisinin önünü açtı.. Çünkü yerine Yorgo Papandreu geçecek.. Papandreu, kamuoyu yoklamalarına göre şu anda Yunanistan'da en sevilen siyasetçi.. Yani Simitis çekilerek partisine bir dönem daha iktidar olmanın kapısını araladı.. Demek ki AB kriterlerine göre siyaset böyle yapılıyor.. Kimse koltuğa yapışmıyor.. Kişinin şahsına yöneltilen yüzde 43'lük destek bile yeterli olmuyor.. Alttan gelen değişim talebine, zaman geçirmeden yanıt vermek gerekiyor.. Çünkü kendini yenilemeyen partiyi seçmen defterden siliyor.. Avrupa'da oyunun kuralı bu.. Bizimkinin tam tersi.. Bizde bırakın kamuoyu yoklamalarını, liderler sandıktan çıkan mesajı bile üzerlerine almazlar.. Yenilgiyi başarı gibi göstermeye çalışırlar.. Çevrelerini değiştirerek faturayı başkalarına keserler.. 'Konjonktürel' diyerek bahane ararlar.. ANAP'a bakalım.. Genç lider Mesut Yılmaz yarışa yüzde 24 ile başladı.. 1995'te yüzde 19.6'ya, 1999'da yüzde 13.2'ye kadar indi.. Seçmen her seçimde ANAP'ı biraz daha küçülterek kan değişimi mesajı verdi.. 'Partiyi yenileyin, yeni bir siyaset anlayışı getirin' dedi.. Yılmaz hiç üstüne almadı.. Son seçimden önce tüm anketler ANAP'ın baraj altında kalacağını gösteriyordu.. Koltuğunda oturmakta ısrar etti.. Partisinin önünü açacak, yeni bir heyecan getirecek hiçbir hamle yapmadı.. Sonuç hüsran.. ANAP yüzde 5'le dibe vurdu.. Şimdi esamesi bile okunmuyor.. Yılmaz böyle de, DYP Lideri Çiller farklı bir tutum mu izledi? 1995'te yüzde 19.2 oranında oy aldı.. 1999'da yüzde 12'ye düştü.. 2002'de sandık zoruyla koltuğunu bırakmak zorunda kaldı.. 200 bin oy daha alıp yüzde 9.5'tan yüzde 10.1'e çıksaydı bu sonucu başarısızlık olarak görmez hâlâ koltuğunda otururdu.. Oturan siyasetçi yok mu? Var.. MHP lideri Bahçeli var.. DSP lideri Ecevit var.. Hele Ecevit'e ne demeli? Dünya siyaset tarihine geçecek bir olaya imza attı.. Üç yılda yüzde 22.1'den yüzde 1.2'ye indi.. Ama bunu bile başarısızlık kabul etmedi.. Avrupa Birliği Türkiye'ye ne getirecek diye soruluyor? Siyasete, istifa müessesesini, koltuğa yapışmama anlayışını getirse bile yetmez mi?
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|