Rakiplerinin bileğini birer birer bükerek zirveye çıkan Seval Yalçınkaya, spor dışında saz çalmakta da başarılı. Genç kızımızın en çok üzüldüğü şey ise olimpiyatlara gidememek.
Genç sporcu Seval Yalçınkaya, 2003 Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası'nda rakiplerini birer birer eleyerek zirveye çıktı. Aralıkta Kanada'daki müsabakalarda 60 kilo sağ kolda dünya şampiyonu olan Seval, daha önce de temmuzda Almanya'daki Avrupa Şampiyonası'nda sağ kolda ikinci, solda ise üçüncülüğü kazanmıştı. 18 yaşındaki Seval'in güçlü bileğini kullanarak kendini gösterdiği bir alan daha var: Saz çalmak. Eskişehir Üniversitesi Beden Öğretmenliği Bölümü birinci sınıf öğrencisi ve 5 nüfuslu bir ailenin en büyük kızı olan Seval, sporun yanı sıra saz çalmanın yaşamında önemli bir yer tuttuğunu söyledi: "Bağlama çalmayı çok seviyorum. Bazen arkadaş toplantılarında çalıp söylüyorum. Musa Eroğlu ve Arif Sağ gibi ustaların türkülerini çok seviyorum. Ama çalıp söylemekten en çok zevk aldığım türkü Erdal Erzincan'ın Oy Dağlar'ı... Bu türküyü söylerken kendimden geçiyorum." Antrenman ve okul yaşantısının tüm zamanını aldığını söyleyen şampiyon, "Ev-Okul-Antrenman arasında adeta mekik dokuyorum. Özel yaşantım yok denecek kadar az. Gezme olayı benim için yabancı bir kelime. Arkadaşlarım gezip eğlenirken, ben spor salonunda ağırlık çalışıyorum. Hem de haftanın 4 günü. Diğer günler ise derslerime çalışıyorum" dedi. Seval, en çok da Atina'daki olimpiyatlara gidemeyecek olmanın burukluğunu yaşıyor: "Bu sporun olimpik olması önemli çünkü böyle bir şey olsaydı, biz de bilek güreşinde Türkiye'yi Atina'da temsil edecektik. Şimdi televizyondan buruk bir şekilde olimpiyatları takip edeceğim."