kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Cinayeti kör bir kayıkçı gördü (*)

Ben görmedim, siz görmediniz, görmedik hiçbirimiz... Sessiz sedasız kayıp gitti ellerimizden... Yorgun ve sitemli... Çok da üzülmedik ölene ve gidene... Çünkü onu biz öldürdük... Tanıksız öldü... Sadece kör bir kayıkçı gördü. Ne cinayeti mi? Anlatayım...

***

Bu yıl zamanım olmadı. Gelecek yıl bir televizyon programı yapacağım. Program 1 Ocak'taki çekimlerle başlayacak, 31 Aralık'ta sona erecek. Sonra filmi makineye takacağız. Geriye sararak oynatacağız. Hiçbir söz söylemeden oturup seyredeceğiz. Irak'ta, orada burada, savaşın kurşunları kanlı bedenlerden çekilip geri gidecek namlusuna. Cezaevlerinin kapısı açılacak, çıkacak girenler dışarı. Ölümüne gözyaşı döktüklerimiz, açacak gözlerini. Ve bizim göz yaşlarımız ufalıp kaybolacak. Bakanlar, başbakanlar imzalarını geri çekecekler beyaz kağıtlardan. Eski kararlar ve eski kanunlarla yaşayacağız hayatı. Eski fiyatından çalışacak elektrik sayacı. Ama, o kadar da sevinmeyin, geriye sayan zamana. Düşünün ki, doğacak çocuk doğmayacak. Geri alacağız nikah defterindeki imzamızı. İlk buse uçup gidecek rüzgarla. Şampiyonluk getiren gol çıkacak kaleden dışarı. 'Looog' diye oturacağız heveslerimizin kırıldığı tribünlere. Diplomamız rulosundan açılıp düz beyaz kağıda ve bir ağaç gövdesine dönüşecek sonunda. Ödülsüz ve alkışsız kalacak başarılarımız. Kahramanlarımız, kahramanlıklarını yaşamayacaklar bir daha... Evet, kimine yitirdiklerini geri getirmenin bayram sevincini, kimine kazandıklarını yitirmenin düş kırıklığını yaşatırdı geriye dönen film kareleri. Ne var ki, film bittiğinde, koltuklarımızdan kalkarken ortak bir söz dökülürdü dudaklarımızdan: "Ne filmdi ama..." "Ne hayattı" ya da...

***

İyi ki bu yıl zamanım olmamış. İyi ki bu yıl yapmamışım bu programı. Ne kaybedilmiş zaferlerin düş kırıklıkları, ne kazanılmış yenilgilerin sevinci. Hiçbiri yok karelerde. Bu yazıyı 361. günde yazıyorum. Geriye kalan 96 saate yüzyılın ihtilalleri sığarsa bilemem. Her birimizin insan öyküleri gökkuşağı kadar renkli olabilir. Ama ne dünyanın, ne de Türkiye'- nin bir yıllık serüveni gişe rekorları kıracak bir film senaryosuna benzemiyor, ne yazık ki... Nasıl da aralarda derelerde bir yıl geçirdik. Nasıl da gri... Yılın olaylarını ve yılın adamlarını seçerken zorlandı kalemlerimiz. Hani nerede, asrın muhafazakar, ürkek ve çekingen sükunetini alt üst eden fikriyat' isyanları... Hani nerede o isyan ırmağını, umut okyanuslarına çağlayanlar gibi akıtan yeryüzü kahramanları'... Film geriye sarılsa, hangi başbakanlık imzasının ortadan kalkması yeislere sürükler ya da sevinçlere gark eder bizi?.. Irak'ta geriye çekilse bu yılın kanları, defne dalları mı süsler işgal topraklarını?

***

Evet, iyi ki çekmemişim bu filmi bu yıl... Çünkü biz bu yılı, kendi ellerimizle öldürdük. Ne var ki, kaybettiğimiz umudumuz değildir. Sadece umudu sırtında koşar adım taşıyacak günleri, bozuk para gibi harcadık. 'Fikriyat isyanlarını' ve 'isyan kahramanlarını' yaratamadık. Cinayetin de faili meçhul değildir. Ancak tanığı yoktur. Ölen sessizce ve fark edilmeden ölmüştür. Onun içindir ki, Attila İlhan'ın şiirinde olduğu gibi 'yalnızca kör bir kayıkçı görmüştür...' Belki de debelenmelerle ve gel-gitlerle giden yıl, büyük devinimlerle gelecek kararlı bir yılın ve yılların habercisidir. Mutlaka öyledir. Ne de olsa yeni bin yıl müthiş ümitler vaat ediyor. (*) (Dokuz yıl önce, yine bir "yıl sonu" nda dökülmüştü yazıya, Attila İlhan'ın şiirinden ve Ahmet Kaya'nın şarkısından "mülhem" satırlarımız... Dokuz yıl sonra da, ömrümüzün sessiz katl"leri sürüyor işte... Sessiz ümitleri de... Yine de, daha şimdiden umutlu ve mutlu yıllara...)

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bayhan-tı   / 13-01-2004
 Ateşin küllerle dansı...   / 10-01-2004
 İyi haberler!   / 08-01-2004
 O fotoğraf...   / 06-01-2004
 Hayat bilgisi   / 01-01-2004
 Kırmızı porşe...   / 30-12-2003
 Cinayeti kör bir kayıkçı gördü (*)   / 27-12-2003
 Hatıralar   / 25-12-2003
 Bu kimin karnesi?   / 23-12-2003
 İki On bir Eylül..   / 20-12-2003
ERDAL ŞAFAK
Zırhları delelim
Eskiler "Şuyuu vukuundan beter"...
AHMET HAKAN COŞKUN
CHP defterini kapattım çünkü...
* BİR: Artık...
MEHMET BARLAS
Gazeteci, patronun her işini bilir mi?
Önceki gün,...
ALİ KIRCA
Altı kişi yeter!
Önceki gün bu köşede yer alan yazının...
EMRE AKÖZ
Birol Güven'e tavsiyeler
Çocuklar Duymasın dizisinden de...
Hoca böyle yaparsa
Hoca böyle yaparsa
Ayak tenisi maçı sonrası keyifle otele dönerken laf atılması üzerine...
Antalya'nın havası Beşiktaş'a yaramadı:1-2
Antalya'nın havası Beşiktaş'a yaramadı:1-2
Siyah-beyazlı ekip dün geldiği Antalya'da akşam Feyenoord ile...
İğneli koltuklar
İğneli koltuklar
Çarşamba, saat 12.45... Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın odasına...
İncirlik tartışılırken Esenboğa kullanıldı
İncirlik tartışılırken Esenboğa kullanıldı
ABD askerlerinin rotasyonu için İncirlik'in kullanılması...
'Gürültü'ye getirip kaçmışlar
'Gürültü'ye getirip kaçmışlar
Antalya'daki firarilerin kenti birbirine katan fırtınadan...
110 trilyon sizi bekliyor
Trafik kazası geçiren vatandaşların tedavi masrafları ile ölüm...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.