|
 |
|
 |
 |
O günleri unutamam
|
|
Rumen çalıştırıcı: "Benim için imzanın önemi yok. Mutlu olmadığım yerden 10 yıllık sözleşmem olsa da giderim".
Beşiktaş Teknik Direktörü Mircea Lucescu ile A'dan Z'ye herşeyi konuşmak için düştük Nevzat Demir Tesisleri yoluna... Hocayı beklerken muhteşem tesiste çayımızı yudumladık. Sonra kahkaha atarak geldi Lucescu... Röportaj sırasında ekstra fotoğraf çektirmeye çok sıcak bakmadığını herkes biliyordu. Biz yine de teklif ettik. Samimiyetle kabul ederek Vahap Hacıoğlu'nun objektifine teslim etti kendini. "Ben bu Kartal'ın başını okşamadan hiçbir maça çıkmam, bu benim uğurum" diyerek dondurulmuş Kartal'ın yanında poz verdi... İşte Lucescu ve çok özel bir röportaj...
* Hocadan kendini anlatmasını istedik, daha iyi tanımak için bakın neler söyledi: "Ben çok fakir bir aileden geliyorum. 5 kardeş, hasta anne baba ile 12 metrekarelik bir evde yaşıyorduk. Çok fakirdik. Bulunduğum noktaya gelmek için çok çalıştım. Kazandıklarıma rağmen 12 metrekarelik unutmadım. Bu nedenle kimseye kin tutmam, başkalarıyla hiç savaşmam, kendimle savaşırım. Bir şeyi başaramadığım zaman başkasına hesap sormam, kendime hesap sorarım."
* Sanırım imkanlarınız değişmesine rağmen, siz hayata bir bakıma hala o 12 metrekarelik evin sıcaklığıyla bakıyorsunuz... "Her şeyden önemlisi bu... Bu durumları yaşayanlar başkalarını anlar... Ben anlıyorum..."
* Hocayı duygusal havadan kurtarıp gerçeklere çağırdım ve Beşiktaş'la olan sözleşmesini sordum. (Tercümanı dostumuz Sinan sözlerimizi çevirirken, ne demek istediğimizi anlayan Lucescu sözümüzü kesip yanıtı verdi) "Benim için imza önemli değil... İnsani değerlerimizi kaybetmediğimiz zaman sorun yok. Beşiktaş'la iki yıllık sözleşmem var. Etrafımdaki insanlar mutluysalar, ben de mutluysam, imza olmasa da devam ederim. Kendime ve çevreme mutsuzluk verdiğim anda on yıllık anlaşmam olsa da giderim. İnsani değerler kaybolduktan sonra, benim değerimi bilmeyen insanlar olduğu sürece, kontrat hiç önemli değil..."
* İlie'nin transferi çeşitli yorumlara neden oldu. Siz onu alarak kendinizi riske ettiğinize inanıyor musunuz? "Herkes İlie konusunda olumsuz bir şeyler arıyor. Çok büyük bir transfer... Bu çok büyük bir imaj meselesidir Beşiktaş adına... Avrupa'da çok tanınmış bir oyuncu İlie...Çok büyük paralar karşılığında adı geçiyordu..."
* Siz olmasaydınız Beşiktaş'a gelir miydi? "Hayır, gelmezdi... İlie çok iyi olacak, milli takıma tekrar yükselecek. Son dönemlerde bazı sıkıntılar yaşadı. Şimdi tekrar başlayacak. Beşiktaş onun yeniden doğduğu yer olacak. Tekrar başlarken kendisi inanacak, hırslı olacak..."
* Bu transfer gerekli miydi sizce? "Beşiktaş organizasyon açısından mükemmel. Ekstra profesyonel futbolculara sahibim. Disiplin açısından da sorun yok... Futbolcu kalitesi açısından da öyle... Ancak bu güçlü zincirin duruma göre zayıf halkaları da ortaya çıkabiliyor... O kalite her zaman sahaya ve sonuca yansımıyor... Bu o zayıf halkanın kalitesizliği anlamına gelmez. Bazen tecrübesizlik, bazen başka bir aksaklık kötü sonuçlar getirebilir. Biz Şampiyonlar Ligi'nden rakiplerimizden daha zayıf olduğumuz için elenmedik. Lazio maçında oyunun hakimiydik, beş gol bile atabilirdik.. Sparta Prag maçı da öyle... Sadece kalite açısından çıtamız henüz tam istediğimiz seviyede olmadığı için çok küçük hatalarla elendik. Bundan sonrası için sıkıntıyı önlemenin yolu kaliteyi arttırmak, çıtayı daha da yukarı çıkarmaktır. Şimdi bizim yaptığımız bu... Yenilerle birlikte mevcut oyuncularımın da kalitelerini yükseltmek. Üstelik bunu çok para harcamadan yapmak... İlie bunun için gerekliydi..."
* Peki İlie, Valencia maçında oynar mı? (Hoca tercümanı beklemeden yanık veriyor) Onu alma sebeplerimizden birisi UEFA Kupası zaten. Muhtemelen yetişecek..."
* Okan için ne düşünüyorsunuz? Okan, Kaan'dan daha yetenekli bir oyuncu. Ama nerede durması gerektiğini bilmiyor, pozisyon hatası yapıyor. Nasıl oynaması gerektiğini zaman içinde öğrenecek.
* 3.5 yıldır Türkiye'desiniz. Daha önce Türk deyince sizin kafanızda oluşan imaj nedir? "Böyle bir soruya cevap vermek için Türkler hakkında söylenen herşeyi düşünmek gerekir. Türk gibi konuşuyorsun... Türk gibi sigara içiyorsun... Türk gibi kuvvetli... Aman Allah'ım Türkler geliyor... Bunların hepsi imajdır... Her milletin, başka insanlar gözünde bıraktığı imaj bir çok şeyle bağlantılıdır... Osmanlı döneminde yaşanan bazı sıkıntılar nedeniyle Türkiye'nin batıdan geri kaldığı kesin ama Türkiye'de insanların inanılmaz bir kalitesi var. İnsanlar sıcak... Yolda yürürken bunu hissediyorsunuz. Türk halkı, yarışı kaybetmiş bir halk değil... Otoriteye saygı göstermeyi bilen bir halk, bir çok başarıyı yakalayacaktır..."
Sergen ve İlhan 3 Hooijdonk eder BANA göre ilginç sorulardan birini yöneltiyorum Lucescu'ya: "Sezon başında imkanınız olsa Van Hooijdonk ve Frank De Boer'i alır mıydınız?" Frank De Boer için "Ben de daha iyisi var, Zago var" diyor Lucescu, Hooijdonk konusunda da çok çarpıcı sözler söyledi: "Ben de bir değil, üç Hooijdonk var! Sergen duran toplarda, İlhan ise hücumda rakibi dağıtarak üç tane Hooijdonk ederler. Daha çok gol attık, daha fazla puan topladık. Bir değil üç Hooijdonk'um olduğu için yaptık bunları... Sergen ve İlhan'ı toplarsak üç Hooijdonk eder."
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|