kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Başımız ağır, yüreğimiz hafif!

Dipsiz Kuyu'da dört gün "hayali sorgu" yayınlandı. Belki sıkılan olmuştur ama ilgi ve şaşkınlık da epeyceydi. "Saddam bu cevapları verseydi" diye yazılanların tümü belgeli-bilgili gerçeklerdi. Hepsi "açık enformasyon"du. "Gerçekler"? Genellikle ne önemi var! Yüzeysellik, genel geçer düşünce, meraksızlık, tahlil yoksunluğu, şablonlar, tevatürler. Hepsi gündelik hayatın çalakalemliğine daha denk düşüyor. İyi ya da kötü, lakin "standart" hayatlara hap gibi "dünya malumatı" daha uygun geliyor. Kötü-iyi karşıtlığının içini kim doldurursa, akıl ve vicdan da elinde esir kalıyor. Bu, "gerçekler" sorununun sadece bir yüzü. Sıradan insan yüzü. Bir de asıl yüzü var.

***

Asıl yüzünde, "hakim düşünce ve düşünme biçimleri" denen var. Bunlar sıradan değil. Tahakküm kuruyor. Hakim olmak, tahakküm kurmak, güce ilişkin bir imkan ya da fırsat. Mesela devlet gücü, devletler arasında bir devletin gücü, devletler ötesi ekonomik güç, medya gücü. Mesele; hayatı, dünyayı, gerçekleri nasıl okumak istediğimizden, "doğru"yu hangi vicdan ve akıl çabasıyla bulmaya çalıştığımızdan öteye sıçrıyor... Israrla nelerin unutturulduğuna, inatla nelere bakılmadığına, neyin gösterilmediğine, kararlılıkla neyin belletildiğine dair güç ve iktidar meselesi haline geliyor. Genellikle bu güçler karşısında sefilleri oynayan, bağımsız düşüncesi, eleştirel bakışı, aklının ve vicdanının dik duruşu pek mümkün olmayan... Maalesef genellikle bunun farkında olmayan "yaşayan ölüler"... "zihinsel cesetler" halinde yere serilmemize rağmen, bedenin iyi-kötü diriliğini "hayatın kendisi" sanan "bizler" varız. Çoğumuz. Güçsüz ama umursamaz. Sorun, uyutmak-uyumak, aldatmak-aldanmak, yutturmak-yutmak ikilemlerinde kişinin uyanabilmesi, anlayabilmesi, yutmamasından ibaret olsaydı keşke. Daha ciddi.

***

Bu zihinsel iktidarlar üstünde -ki ekonomik, siyasi, askeri iktidarlarla da pekişiyor- koca bir dünya yeniden kuruluyor, yeniden üretiliyor; insan aklı ile vicdanı durmadan un ufak ediliyor. Bunun üstünde adına hukuk denen hukuksuzluk... Bunun üstünde adına demokrasi denen anti-demokrasi... Bunun üstünde adına özgürlük denen sürüklenme... Bunun üstünde adına ahlak denen ahlaksızlık... Bunun üstünde adına vatandaşlık denen zihinsel kölelik... Bunun üstünde adına adalet denen derin adaletsizlik... Bunun üstünde adına gerçekler denen yalanlar ağı... Bunun üstünde adına doğru denen vicdansızlık abidesi dikiliyor. Abidenin tasarımcıları, mimarları, yontucuları, taşeronları, ustaları, kalfaları, işçileri; hiyerarşik silsile içinde, birbirine buyurarak, birbirine dolanarak, birbirine sarılarak gücün, kudretin harcı olan "ikna ve inandırma"yı karıp duruyorlar. Herhangi bir kaba diktatörün acımasız itaat talebine karşılık... Yumuşacık, yavşak, kerli ferli, gerektiğinde "meşru maskeli" askeri, zorba... "işte hayat budur, işte demokrasi, özgürlük, piyasa budur, fırsat eşitliği, kültür, bilgi budur, milli budur, enternasyonal budur" diyen, dört koldan kabul ettiren, kabullendiren tahakkümün itaat buyruğu. Niye kabullenmek zorundayız? Neden gerçek adına, gerçek demokrasi, özgürlük, adalet adına yüreğimiz pek titremez? Efsanenin sırrı şu ki, bırakın dünyamemleket meselelerini, gündelik hayatın keyfini, kederini, gündelik hayatın insan ilişkilerini hep benzer yamultulmuş vicdan ve akıllarla kuruyor, tahakküm ve kabullenme içinde idrak ediyoruz. Gerçeği isteyemeyecek kadar, başlar ağırlaşmış, yürekler hafiflemiş!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Borsa, emekli sevmez!   / 08-01-2004
 Rejim, devlet, halk, vatandaş...   / 07-01-2004
 Mertliği gömecek ki huzur bulsun   / 06-01-2004
 Gerilime 'CE' standardı...   / 05-01-2004
 Vicdan fıtığının derin acısı   / 04-01-2004
 Tartışmaya duhul ne haddime!   / 25-12-2003
 Akdeniz sularında kimliksiz cesetler   / 24-12-2003
 Bazen mesele çok basittir!   / 23-12-2003
 'Sosyal' ne demek baba!   / 22-12-2003
 Başımız ağır, yüreğimiz hafif!   / 21-12-2003
MEHMET BARLAS
"Kopenhag Kriterleri" yerine "Ankara Kriterleri" mi...
MEHMET TEZKAN
Sadece lideri değiştirmek partiyi yenilemiyor
DÜN...
EMRE AKÖZ
Bilecik, İzmir'den daha entel çıktı!
Sabitfikir.com...
UMUR TALU
Halkın anayasası olmadıkça...
Gündelik hayatta elimize,...
MUHARREM SARIKAYA
Sorun detayda saklı
Çankaya Köşkü'nde dün yapılan Kıbrıs...
ALMANYA iki Türk için sarı alarmda
CIA, Alman polisini şu istihbaratla harekete geçirdi: Ensar El İslam...
Suudi reformcular anayasal monarşi istiyor
IRAK savaşı sonrası bölgede esen "değişim" rüzgarlarının en...
10 ÜZERİNDEN 1
10 ÜZERİNDEN 1
Devre arasında kadroyu takviye etmek için harekete geçen yönetim, şu...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Astroloji | Magazin | Sağlık |
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.