Yurtiçi Kargo'ya ait bir kamyon, 25 Aralık tarihinde Samsun civarında kayboldu. Şirket şimdi kamyonda taşınan malları tazmin etme telaşında.
YURTİÇİ Kargo'ya ait bir kamyon, tam da yılbaşı öncesi, 25 Aralık tarihinde Samsun yolunda kayıplara karıştı. Cümle bu haliyle daha çok adli bir haberi çağrıştırıyor. Ama kamyonda taşınanlar, 150'yi aşkın kişiye ait paket ve gönderilerdi. Türkiye'nin yollarında tam 22 yıldır 1500'e yakın kamyonuyla yük taşıyan Yurtiçi Kargo, başına ilk kez gelen bu olayla ilgili olarak şimdi resmen 'hasar tespit çalışması' yapıyor ve kaybolan paketleri tazmin etmeye çalışıyor. Olay, okurlarımızdan Mesut Gündoğdu'nun mektubuyla ortaya çıktı. Gündoğdu, daha önce başına gelmediği için paniğe kapılıp yazdığı mektupta şunları söylüyordu: "Yılbaşından önce Ordu'daki nişanlıma bir koli gönderdim koli içersinde bayan mont, yemek kitapları ve elde yapılma dantel masa örtüsü vardı. Ve bu koli 25.12.2003 tarihinde içinde bulunan araçla birlikte Samsun civarında çalınmış. Bize bu şekilde beyan edildi. Bize telefon açan Yurtiçi Kargo görevlisi kolinin arabayla beraber çalındığını ve yerine ulaşamayacağını söyledi. Bize koli içindekilerin varsa faturalarını, yoksa mağdur olduğunuza dair bir dilekçe göndermemizi istediler. Faksı 30.12.2003 tarihinde fatura ve içindekilerin beyanı ile gönderdim. Daha sonra aradım, bana koli içindeki faturaların sigorta tarafından karşılanacağını ancak fatura tutarının tamamının ödenemeyebileceğini, buna sigorta şirketinin karar vereceğini faturasız malların da sigorta tarafından bedellendirileceğini ve bu işlemlerin 45 gün sonra başlayacağını söylediler. Yaklaşık 150 kişi olduğu söylenen mağdurların durumunu aydınlatır mısınız?"
BEYAN DİKKATE ALINIYOR Konuyla ilgili olarak Yurtiçi Kargo Operasyon Müdürü Mehmethan Yallagöz ile görüştük. Olayın adli makamlara intikal ettiğini ve hukuki sürecin devam ettiğini söyleyen Yallagöz, paketi kaybolanların zararının en kısa sürede tazmin edileceğini belirterek şu bilgileri verdi: "ISO belgesi gereğince taşıdığımız emtianın hasar ya da kaybolması durumunda bir taahhütte bulunuyor ve en geç 45 gün içinde ödemeyi gerçekleştiriyoruz. 2004'te biz bu süreyi 30 güne çektik. Bu süre maksimumdur ve genellikle çok daha önce sorun çözülür. Müşteriden dilekçeyi aldıktan sonra start veriyoruz. Genel müdür yardımcısı ve departman müdürlerinden oluşan tazmin komisyonumuz eksperler aracılığıyla dilekçeyi inceliyor. İrsaliyeli gönderilerde irsaliye esastır. İrsaliye olmayan kişisel gönderilerde beyan esastır. Ama yine araştırırız. Müşteri pakette '7 tane kitap vardı' diyor, piyasada araştırıp bu kitapların fiyatını buluyoruz. Beyanla çakışıyor mu diye bakıyoruz. Kıymetli evrak, para, ziynet eşyası, çek taşımıyoruz. Bunlar yasal olarak yasak. Zaten ofislerde çalışan arkadaşlarımız tanımadıkları bir müşteri geldiyse kolinin içinde ne olduğunu sorar ya da kontrol ederler." Paketlerin şubelerde tartıldığını, bu sürede müşterinin indirim istediğini anlatan Yallagöz, ilginç bir örnek verdi: "Başka bir kargo şirketiyle 44 kilogram ağırlığında bir halı gönderen bir vatandaşımız halıyı tartma sırasında indirim isteyince ağırlığı kayıtlara 4 kg olarak geçmiş. Sonradan o halı kayboldu ve müşteriye 4 kg üzerinden ödeme yapıldı. Biz paketi hem şubede hem de kargonun toplandığı yerde ikinci kez tartıyoruz. Bunu yapmayan şirketlerde paketin kaybolması durumunda müşteri de mağdur oluyor. Onun için tavsiyem, pazarlık yapmayın. Gerçek ağırlığını yazın."