|
|
Günümüzde hutbe ve vaazlar
BÜTÜN İslam dünyasında, bu arada bizim Müslüman ülkemizde, her hafta cuma günleri cuma namazı dolayısıyla toplanan mü'minlere bütün camilerde imamlar veya görevli kişilerce hutbeler, birçok camide de ayrıca vaazlar verilmektedir. Bu hutbe ve vaazlar, cami cemaatini oluşturan halkı, ülkenin hayati sorunları hakkında uyandırmak, bilinçlendirmek için önemli bir güce sahip. Acaba bu güç, ne kadar isabetli kullanılıyor. Günümüzde yurdumuzun camilerinde verilmekte olan hutbe ve vaazların çok büyük bir bölümü aktüaliteden tamamıyla kopuk, klasik kalıpların dışına çıkmayan, dünyanın gidişatından, çağdaş gelişmelerden bihaber bir karakterdedir. Son yıllarda çoğu Diyanet İşleri Başkanlığı'nca hazırlanıp camilere gönderilen hutbelerde de durum değişmiş değil. Pek az din görevlisi, cemaatini ülke sorunlarından haberdar etmek, çağdaş gelişmelere, sosyo-ekonomik sorunlara onların ilgisini çekmek için özel bir çaba gösteriyor. Halbuki 21. yüzyıla adım atmış olan insanlık, göğüslemekte zorlandığı problemlerle karşı karşıya. Hızlı nüfus artışı ve endüstriyel gelişmeler, çevre kirliliği gibi çözümü zor sorunlar ortaya çıkardı. Ülkemiz üzerinde ise çevre kirliliğine ek olarak erozyon gibi mücadele edilmezse topraklarımızı çölleştirmeye aday bir problemle karşı karşıyayız. Birleşmiş Milletler Örgütü hemen her yılı, küresel sorunları hem tanıtmak hem de çözümüne ilgi ve destek sağlamak için belli bir konuya tahsis ediyor. Vatandaşlarımızın çoğu sözü edilen problemlerden ve uygulamalardan habersiz. Aydınlatılmaya, bilinçlendirilmeye büyük ihtiyacı var. Bunu sağlayacak en önemli araç ise dindir. Din yoluyla halkı istenen konularda etkili şekilde aydınlatmanın daha kolay olacağını bilim adamları da kabul etmekte ve bundan yararlanılmasını savunmaktadırlar. Hutbeler ve vaazlar çoğu yerde bir formaliteyi yerine getirmekten öte geçemiyor. Diğer yandan halkımız arasındaki siyasal ve ideolojik çekişmeler, gerginliklere, kutuplaşmalara yol açıyor. Husumet ve hoşgörüsüzlük yaygınlaşıyor. Din adamları, hutbe ve vaazlarda İslam'ın uzlaştırıcı, birleştirici, barış içinde yaşamayı teşvik edici gücünü, engin hoşgörü telkinlerini yeterli şekilde yansıtmakla insanımızı önemli bir hizmetten mahrum ediyorlar. Bu haliyle hutbe ve vaazlar, çağın ve bu ülkenin gereklerine ve gerçeklerine uygun şekilde kendilerinden beklenen işlevi yerine getirmekten çok uzaktırlar. İsmail ÖZCAN (İlahiyatçı-Eğitimci) İSTANBUL
|