Internethaber sitesinden Nesrin Yanık Çorakbaş, Hürriyet'in Ankara Temsilcisi Sedat Ergin'e sormuş: "Büyük tartışma yaratan 'Muhabirin iş kazası' haberini siz olsanız yapar mıydınız?" Ergin'in cevabı şöyle: "Bu bir Ankara haberi değil. Ankara gazetecilerinin pek rağbet edeceği bir haber değil. Ankara gazetecilerinden böyle bir haber pek çıkmaz."
***
İlk bakışta haberleri "İstanbul haberi-Ankara haberi" diye ikiye ayırmak çok tuhaf gözüküyor. Öyle ya; haber haberdir... Tabii yayınına göre değişir. Örneğin muhafazakâr bir gazete 'g-string'in gözüktüğü fotoğrafı basmaz. Buna karşılık bulvar gazeteleri onun çok daha ötesine geçer. Öte yandan Ergin bir gerçeği ifade ediyor. Nedir bu olgu? Ankara'da ünlü kişiler yok mu? Dolu... Ankara'da bir 'sosyete' bulunmuyor mu? Olmaz mı! Peki niye bu kitlenin magazini yapılmıyor? İlgi çekmeyeceği için mi? Alakası yok... Ankara'da da sürüyle (örneğin) aldatma olayı meydana geliyor. Üstelik bu ilişkiler herkesin diline düşüyor. Kulaktan kulağa aktarılıyor. Ancak kimse bunları 'haberleştirme' cesaretini gösteremiyor. Güçlü kişilerin şerrinden korkuluyor. Dışlanmak yerine taraflar mahkemeye düşmedikçe, 'skandal patlamadıkça' olay sümen altı ediliyor, görmezden geliniyor. Sedat Ergin kelimelere dökmese de işte bu tabuyu kastediyor. Aslında bildiklerini anlatsa yer yerinden oynar... Ama tabii bu sarsıntıda da kendi yerini koruyamaz.