|
|
 |
|
 |
 |
| Bu ülkede abuk sabuk isimler başarılı oluyor zaten...
|
|
Yapılan bir araştırmaya göre Popstar olarak doğan bebe oranı yüzde yetmiş beş... Bendeniz ise olamayanlardanım. Hayat jürisi bendenizi eledi bu yarışmadan. Ben de intikamımı Deniz Seki'den aldım.
AJİTE taksi şoförü iş günü iştirakçisinin tüm enerjisini çalar. Deniz Seki söyleşisini yazmak üzere ofise giderken bindiğim taksi tüm ruh halimin içine etti. Ya dip gaz ya dip fren, öndeki arabayı taciz eden, korna basan, söylenen, gereksiz sollama yapan, solladığı arabaya yan gözle kesen sonra yine dip gaz... Sonra havalı korna... Bi' dur ya! Beş dakikalık yolculuk sonunda Vietnam'dan dönen yanki sureti gibiyim. Travma geçiriyorum, mutsuzum, gerginim. Hıncımı röportajdan çıkartma niyetinde değilim ama ayarı kaçırırsam af ola.
* Çok abarmadı mı bu Popstar işi ya? Formatı böyle. Kurgulayanlar herhalde böyle olması için çalışmış. Herkesin bir fikri olduğu için de tansiyon artıyor. Futbol gibi... Taraf oluyorsunuz. Hatta taraftar oluyorsunuz ve bu fanatizme doğru gidiyor. Sonuçta da tartışmalara, gerginliklere neden oluyor. İzleyenler de bundan haz alıyor.
* Yabancı versiyonları izledin mi? Onlar da bu kadar abartıyorlar mı? İzledim onlarınki de bizimki gibi.
* Ben de izledim. Bizimki gibi değil pek! Yani jüri üyeleri meseleyi bir varoluş çabasına dönüştürmüyorlar... Diğer jüri üyeleri hakkında konuşmam pek doğru olmaz. Ama kendi adıma şunu söyleyebilirim: Çok emek verdim bu işe. Üç bin beş yüz aday dinledim. Abuk subuk bir çok aday, kendini besteci sanan insanla karşılaştım. Bir süre sonra işin içine öyle giriyorsunuz ki duygularınız baskın geliyor. Bu zaten duygu yoğun bir yarışma ve jürinin de hissi davranması gayet doğal. Öte yandan her seferinde inandıklarımı savundum, ki buna hakkım var diye düşünüyorum. Kimi zaman sesim yükselmiş olabilir ama bunun bir varoluş sebebi olduğu düşüncesine katılmıyorum.
* Ama rol çalıyorsunuz. Yani yarışmanın öznesi yarışmacılar olacakken, değerli jüri üyeleri ön plana çıkıyor. Buna katılmıyorum. Bizim görevimiz oy verenleri yönlendirmek. Bildiğimizi, gördüğümüzü söylüyoruz sadece. Kimi zaman fikir ayrılığı oluyor ve tartışıyoruz ama son söz izleyenlerin.
* Sen neden jüridesin? (Bu ağzımdan çıkan soru... Ama sormak isteyip de soramadığım soru şu: İnanılmaz bir bestekar olmanızdan mı yoksa aşılamaz bir sese sahip olduğunuz için mi jüridesiniz?) Ben böyle bir yarışma sonucu bulunduğum yere geldim. Olan biteni, yarışmacıların duygularını daha iyi anlayabileceğimden jüriye seçildim.
* Peki ideal jürin kimlerden oluşurdu? Sezen Aksu, Tarkan, Ajda Pekkan, Erkan Özerman... Benim birinci seçildiğim yarışmanın jürisi. Bir de yarışmacıları yakın takibe alan bir psikoloğun da olması gerek. Hatta jüride bile olabilir. Yarışmacılar gerçekten çok inişli çıkışlı anlar yaşıyorlar. Bir anda tüm ülke tanıyor ve bir anda unutuluyorlar. Çok ciddi bir baskı bu ve kesinlikle profesyonel yardıma ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.
* Şimdiki jüriden daha iyi. En azından üç star var. Merak ettiğim bir şey var. Senin star tanımın ne? Sabırla dokunan, emekle işlenen, tevazu, tahammül gerektiren meşakkatli bir yol. İÇ SES: Aynı tanımı Nurosmaniye'de halıcılık yapan bir dostum turist kafilelerine halı dokuyan kızları anlatırken yapardı.
* Peki sen bir star mısın? Kendini başarılı buluyor musun? Doğru yoldayım. Sindire sindire yoluma devam ediyorum. Bir de bu ülkede başarıya ulaşmak savaşmak gibi. Çok hırpalanıyorsun ve bazen istediğin noktaya ulaşamıyorsun. Ve daha da üzücü olanı abuk subuk insanların başardığını görüyorsun.
* Sen de başarısız olmaya çalış.. Çok mu önemli başarılı olmak. Sakin bir hayat yaşa... Sen neden öyle yapmıyorsun.
* Öyle yapıyorum. Gelelim Bayhan'a. Bilmediğim bir şeyler söyler misin Bayhan hakkında? Bu benim fikrim. Dört suçtan sabıkası olan ve bana göre kötü şarkı söyleyen biri bu yarışmaya devam etmemeli. Sadece fikrimi söylediğim için bana çok yüklendiler.
* Tamam buna saygı duyuyorum ama jüri üyeliğini neden bıraktın? Başta 'jüri fikrini söyler ve oy verenleri yönlendirir' demiştin. Sandıktan çıkan sonuçtan memnun olmayıp 'verin topumu ben gidiyorum' yaptın ama... O andan sonra benim için yarışmanın büyüsü kaçtı. Orada olmamam gerektiğini düşündüm. İş düşkünlere kucak açma yarışmasına döndü. Yani amaçlanan hedeflerden uzaklaşıldı.
* Hala çok abarttığını düşünüyorum. Yaptığın işe aşık olmuş gibisin? Sonuçta bu yarışmadan star çıkmaz gibime geliyor. On yıl sonra hatırlanacak tek isim Bayhan olur. Nasıl yorumlarsan yorumla, ister abarttığımı ister jüri üyeliğime aşık olduğumu söyle. Benim yaptığım sadece fikirlerimi söylemek ve yaptığım işe önem vermek. Senin kadar hafife almamış olmam gayet doğal. Ve sana katılıyorum. Bayhan o yarışmada bir karakteri, bir tavrı olan tek isim.
* Bir de Ajdar vardı elemelerde... Ondan neden faydalanmadınız? Yapımcı gibi düşünüyorsun. Ajdar'ı tarif etmeye gerek yok herhalde. On dakikada beste yaparım diyen ve kötü şarkı söyleyen birini finallere getiremezdik herhalde. Bana "kendime biraz dikkat edeyim, sesim zil gibi çıkar" diyen birinin bu yarışmada yeri yok.
* Gerginliği alırdı diye söyledim yoksa haklısın...
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|