El Kaide değil, Dünya İslam Cephesi!

11 Eylül'den birkaç hafta sonra, Washington'da, saldırıya uğrayan Pentagon'un önünde, televizyon için canlı yayındaydık.. O günlerde Türk medyasında ve Türk kamuoyunda "komplo teorileri" revaçtaydı. Böylesine karmaşık ve "teknolojik" bir eylemin adları açıklanan "falçatalı" 19 Arap genci tarafından yapılmış olması inandırıcı gelmiyordu "komplocu"lara.. "Teori"lerinin en büyük dayanağı ise Pentagon'a yapılan saldırıydı.. Onlara göre, Pentagon'un erken uyarı sistemleri "susturulmadan" uçaklar binanın üstüne yaklaşamazdı; demek ki saldırı bizzat Amerikan hatta "Pentagon" kaynaklıydı. Oysa; 11 Eylül'den çok kısa bir süre sonra, tam da biz Pentagon'un önünde canlı yayındayken, yakındaki "National" havaalanına yaklaşan yolcu uçağı, Pentagon'un tam üzerinde alçalarak ve binaya neredeyse dokunarak inişe geçti.. Ve.. Rastlantıya bakın ki, o uçak da birkaç hafta önce Pentagon'a çarpan yolcu uçağı gibi "United" havayollarına aitti.. Kameralarımızı canlı yayında bu olaya çevirdik ve "komplo teorileri" nin -hiç değilse bir bölümününbu görüntüyle çöktüğünü söyledik. Ve bir şey daha söyledik aynı yayında: Belki de Amerikan kamuoyuna "çabuk ve kolay" bir hedef sunma aracılığıyla "El Kaide" olarak açıklanan "fail"in gerçek kimliğinin "o" olmadığını belirttik. 11 Eylül'ün arkasındaki örgüt "El Kaide" değil; 23 Şubat 1998 tarihinde dünyaya kuruluşu ilan edilen "Yahudiler'e ve Haçlılar'a Karşı Cihad İçin Dünya İslam Cephesi"ydi.. Dünya İslam Cephesi.. Bu ismi galiba ilk kez biz tellaffuz etmiştik o gün.. Bu bilgiyi edinmek için "özel" kaynaklara filan da ihtiyaç duymamıştık. Modern çağın en önemli "enformasyon" aracı olan "İnternet okyanusu" nun derinliklerinden ve bizzat kendi kaynaklarından ulaşmıştık o bilgilere.. Sadece nereden yola çıkacağımızı bilmiştik.. 11 Eylül'le "hedef, yöntem ve sonuç" benzerliğinden hareket ederek, olayın başlangıcının 26 Şubat 1993'te Newyork'ta "İkiz Kuleler" e yöneltilen ilk saldırıya dayandığını düşünmüştük.. Bilgi okyanusunda gece başladığımız "meraklı ve gizemli yolculuk" bizi sabahın ilk saatlerinde Usame Bin Ladin'den başka bir isme götürdü: Eymen el Zevahiri.. Ertesi gün Amerikan CNN televizyonunda bir "resim" belirdi.. Gözlüklü, orta yaşlı birinin resmiydi bu. Altında şöyle yazıyordu: "Doktor Eymen el Zevahiri.. 11 Eylül'ün gerçek beyni.." Mısırlı Doktor Zevahiri, Mısır Cihad örgütünün lideriydi.. Newyork'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne yönelik "ilk" saldırının arkasında o vardı.. O gün,yani 26 Şubat 1993 günkü saldırı; on yıl sürecek yeni terör dalgasının başlangıcıydı.. Deyim yerindeyse, terörde 26 Şubat süreci başlamıştı o gün.. "Radikal İslamcılar", çok farklı bir kimlikle, çok farklı ve çok şaşırtıcı yöntemlerle "uluslararası" arenada sahne almaya başlamışlardı.. Bugünlerde meydana gelen "terör failleri"nin "şaşırtıcı" kimliklerine bakarak şaşıranların ve "Bu yeni bir şey!" diyenlerin 10 yıllık süreci zerrece izlemedikleri anlaşılıyor.. Oysa, 10 yıl önce New Jersey'deki "Müslüman mahallesi"nin "sakin" leri arasından çıkmıştı Dünya Ticaret Merkezi'nin bombacıları.. Hepsi çevrelerinde "kendi halinde" bilinen insanlardı.. Hiçbiri terör kamplarında eğitim filan almamıştı.. Hatta 100 katlı gökdeleni havaya uçurabilecek bombayı yapmadan önce ellerine silah bile değmemişti.. Evet.. Eylemleri "ev yapımı" bombalarla düzenlemişlerdi.. Ve.. Süreç böyle başlamıştı.. Zevahiri'yle Ladin'in "Cephe" nasıl oluştu ve Türkiye'nin hedef olması neden "şaşırtıcı" değildi? Yine "kendi kaynakları"ndan, bir sonraki yazıda...