kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Hatıralar

Son günlerde art arda çıkan hatıra kitapları tartışma yaratırken, daha çok hatıraların "hatırlattıkları" üzerinde duruldu.. "Hatıraların yararı" üzerinde duran olmadı.. Oysa, hatıralarda yazılanların doğru olup olmadığı değil, anlatılanların bir işe yarayıp yaramadıkları tartışılsa daha iyi olurdu.. Önce bir soru: Kimler hatıra yazar? 15-20 yaş arasında, büluğ çağından yetişkinliğe adım atan gençler.. Daha çok da genç kızlar.. Ve.. 50'li yaşların eşiğinden daha ileri yaşlara uzanan gruplar.. Daha çok da "orta yaşlı" ve "daha yaşlı" erkekler.. Ancak, iki grubun "hatıra" yazma amaçları arasında, en az yaş farkları kadar "derin" farklılıklar görülür.. Birinci gruptakiler hatıralarını kendileri için yazarlar.. Kendileriyle "bir tür hesaplaşma"dır yazdıkları.. Büluğ çağından yetişkinliğe geçerken, çok da emin olamadıkları duygu ve düşüncelerini pembe kağıtlara dökerek kendileriyle "yüzleşmek"tir niyetleri.. Sayın ki, hatıra defterleri; meşin koltuklar yerine pembe kağıt kaplı "psikiyatr koltukları"dır. Ve, evet, kendileri için yazarlar onlar.. O kadar kendileri içindir ki yazdıkları; çoğu zaman kapaklarında "minik" kilitler asılıdır defterlerinin.. Kimsecikler giremesin diye kendilerinden gayrı.. Hayli "nahif"tir yani yüzleşme süreçleri.. Hatıra yazmaya meraklı "beriki" kesiminse kendisiyle yüzleşmek değildir niyetleri.. Onlar, hayli "hoyrat"tırlar içlerinin sırlarını açmakta.. Kapağına kilitler asmak ne kelime? Biner, on biner baskılarla piyasaya sürülür ne varsa "vicdan" bohçalarında.. İyi de kime ne yararı vardır hatıraların? Size kalan nedir başkalarının"hayat dersleri" nden? Uzunca zamandır çevremizden söylenip duruyor işte bize de.. "Yaz yaşadıklarını, yaz!" diye.. Miladdan önce ve miladdan sonra olanları.. Ya da.. Medyadan önce medyadan sonra yaşananları.. İlkinde 68 kuşağının "gizemli" bir kesiminin, hiç bilinmeyen "sır"larla dolu hatıraları.. İkincisinde; hem devletin, hem "kapital"in televizyonlarını olanca yoğunluğuyla yaşamış bir "medyatik medyacı"nın hatırladıkları.. İlkinde o kuşağın ortak kaderini, ortak acılarını ve ortak coşkularını paylaştığımız "sevgili arkadaşlarımız" dan geldi-geliyor "yaz" baskıları.. Çocuklarına aktarmak için hafızalarda bastırılmış bir hayatı iyi-kötü bütün değerleriyle.. İkincisinde "medya iklimi"nin içinden- dışından yapıldı- yapılıyor "Unutturma!.. Hatırlat!.." çağrıları.. "Hayır!" diyoruz ısrarla.. En azından şimdilik.. Haklı gerekçelerle elbette.. İlki.. Her "hatıra defteri", ister istemez merkezdeki bir "ben"in çevresinde gelişiyor.. Herkes kendi hayatının baş "oyuncusu"dur evet.. Lakin, top sizinse bütün golleri de sizin atıyor olmanız reva mıdır hayata? İkincisi.. Dokunmadan, teğet geçer misiniz, o hayatı ister-istemez paylaştığınız öteki "oyuncular"a.. Ve dokunmak zorunda kaldığınızda, dokunmaya izniniz var mıdır başkalarının belki de ebediyen saklamak istediği hatıralara? Ne hakla? Üçüncüsü.. Her insan bambaşka hayatları yaşar kendi ömür serüveninde parça parça.. Bazen eski fotoğraflarınıza "başkasının hayatı" gibi bakmaz mısınız "tuhaf yabancılaşma"larda.. Ne zaman izin aldınız kendi "delikanlı" yıllarınızdan, yaşadıklarını yazmak için pervasızca? Ve dördüncüsü.. Mercekler ne kadar "objektif" tir kendi fotoğrafınızı çekerken kendi makinanızla? En iyisi, bir başkasının "fotoğraf makinası"nın "objektif" saydamlarına poz vermesini sağlamaktır hatıralarınızın.. Siz "nokta"yı koyduktan sonra.. Bir vakit önceydi.. Vesile oldu, sevgili bir "meslekdaş" ımın kulağına fısıldayıverdim: "Ben noktayı koyunca sen yazıver, merak edenler olursa şayet!" diye.. Bıraktım çantasına "Sırlar odası" nın anahtarlarını gizlice.. Bir şey söylemedi o gün.. Bir şey de söylenmezdi zaten.. Ama duydu işte.. Kim mi? O biliyor..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hatıralar   / 25-12-2003
 Bu kimin karnesi?   / 23-12-2003
 İki On bir Eylül..   / 20-12-2003
 Hesaplaşma   / 18-12-2003
 Mezarda!..   / 16-12-2003
 Adalılar   / 13-12-2003
 Yenik düşüyor her şey zamana!   / 11-12-2003
 Peki bütün bunlar neden oluyor?   / 09-12-2003
 Fetva!   / 06-12-2003
 El Kaide değil, Dünya İslam Cephesi!   / 04-12-2003
ERDAL ŞAFAK
2004'ün en önemli hedefi
İstanbul saldırılarının...
MANSUR FORUTAN
Markiz
Açıldı açılacak derken Markiz geçtiğimiz günlerde...
MEHMET BARLAS
Her topa girmek veya her ortaya kafa vurmak!.
Perşembe...
ALİ KIRCA
Cinayeti kör bir kayıkçı gördü (*)
Ben görmedim, siz...
HINCAL ULUÇ
"Suhte" yarine "Sahte.."
Şimdi ne demek acaba "Suhte...
MEHMET ALTAN
Avanta, beleş, üç kağıt...
Aslında, sabahtan akşama...
BENİ TUTAMAZLAR
BENİ TUTAMAZLAR
"Bendeki sürat Tanrı vergisi. Birebirde geçemeyeceğim oyuncu yoktur.
İnciler
İnciler
Artık üzülmeyecek
İLK yarıdaki performansımızla camiayı ve...
Başbakan'ın köy özlemi
Başbakan'ın köy özlemi
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Başkent Organize Sanayii Bölgesi'nin...
AKP’ye Sezer ve YSK kıskacı
AKP’ye Sezer ve YSK kıskacı
CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer, büyükşehir belediyelerinin...
İdamdan döndü Noel Baba oldu
İdamdan döndü Noel Baba oldu
Kurduğu Noel Baba şirketi ile The Wall Street Journal'a haber olan...
El Kaide İstanbul'da bitti
Bombalı saldırıların 'El Kaide'nin Türkiye unsurları' tarafından...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Astroloji | Magazin | Sağlık |
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.