Halen yüzde 10'luk bölümü işletilen ve zarar eden, Zonguldak kömür havzasının kalan kısmı özel sektörün işletmesine açılacak
Enerji Bakanı Güler, bu gelişmeyi doğrularken, enerji politikaları ile bilgiler verdi. Güler, “Yap-işlet-devret modeli çarpıtıldı” dedi.
HÜKÜMETİN Zonguldak ile ilgili kömür havzalarını özel sektöre açma projesi Enerji Bakanı Hilmi Güler tarafından doğrulandı. Güler SABAH ekibinin, "Zonguldak'taki taş kömürü yataklarının özel sektör işletmeciliğine de açılacağını duyduk. Ne yapılacak?" sorusu üzerine, "Zonguldak için özel bir girişimimiz olacak. Kimseyi rahatsız etmeyen, hem Zonguldak'a hem de ülkeye kazandıran bir çözüm bulunacak. Ancak detaylarını bu aşamada vermem mümkün değil" demekle yetindi. SABAH'ın, Ankara kulislerinden edindiği bilgiye göre, 2004 yılında Zonguldak için şu plan işleyecek:
* Türkiye Taşkömürü Kurumu'na Zonguldak havzasında üretim tekeli hakkı veren Havzai Fahmiye Kanunu, hazırlıkları devam eden Maden Yasası ile değiştirilecek. Yeni düzenleme ile 1- Sahaya diğer yarışmacılar da girecek. Daha iyi örnekler olabileceği gösterilecek. Şu anda havzanın ancak yüzde 10'unda yapılan üretim, daha geniş alana yayılacak. 2- Zonguldak ekonomisine artı değer yaratılacak 3- Çalışanların hakları korunacak 4- Üretim artacak 5- Yeni teknoloji getirilecek Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu verilerine göre, Türkiye Taşkömürü Kurumu bu yıl 310 milyon dolar zarar edecek. 3 bin 539'u yer üstünde olmak üzere 15 bin 753 işçiyi çalıştıran Taşkömürü Kurumu, 2002 yılında kömürün tonunu 144 dolara mal etti ancak 40 dolara satabildi. 2003 yılı Ekim ayı itibariyle tonu 144 dolara maledilen kömür, 49 dolara piyasada satılabildi. Enerji Bakanlığı yetkilileri, bir başka çarpıcı gerçeğe işaret etti. "Zonguldak-Ereğli arası 60 kilometre ama Erdemir, kömürü binlerce kilometre öteden Avustralya'dan alıyor. Ereğli Demir-Çelik'in 300- 400 bin ton kömür ihtiyacı var. Zonguldak ancak 30-40 bin ton verebiliyor" dediler. ENERJİ Bakanı Hilmi Güler, Türkiye'yi aldatılmışlık psikolojisinden kurtardırdıklarını belirtti. SABAH Ekonomi Müdürü Yavuz Semerci, Ekonomi Yazarı Abdurrahman Yıldırım ve Ankara Haber Müdürü Okan Müderrisoğlu'nu kabul eden Güler hem geçmişin bilançosunu çıkardı hem de gelecek planlarını anlattı. Enerjide sessiz devrim oluyor" diyen Bakan Güler, şu mesajları verdi:
* Enerjideki tablo: Göreve geldiğimizde enerjideki kara tablonun aslında gösterildiği kadar kara olmadığını gördük. Klasik rakamların dışına çıkarak baktığımızda, önümüzdeki dönemde enerji talebinin ve buna paralel olarak enerji yatırımlarının sıçrayacağı görülüyor. Ancak özel sektör henüz büyük çaplı yatırımlara hazır değil. Bakanlık olarak ilk etapta Yusufeli ve Ilısu Barajları'nı harekete geçiriyoruz. Bu arada Hasankeyf'i de kurtarıyoruz. İyi pazarlık yaptık, fiyatlarını düşürdük.
* Yeni enerji stratejisi: Enerjide 2004, 2005 ve 2006 yıllarında bir tehlike yok. Ancak 2007 ve sonrasını bugünden düşünmemiz ve tedbir almamız lazım. En az 8 bin megavat enerji ihtiyacı olacak. Bu çerçevede, 1- Mevcut tesislerin rehabilitasyonu ve kapasite artırımı üzerinde çalışıyoruz. 2- Rüzgar, jeotermal, güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynakları teşvik edecek bir yasal düzenleme hazırlıyoruz.
* Yabancılara çağrı: Yeni yatırımların tamamı için yabancı sermayeye açığız, gelsinler. Ancak iki şartımız var. Birincisi, Hazine garantisi istemeyecekler. İkincisi, serbest piyasa şartlarında enerji satışını göze alacaklar.
* Nerede hata yapıldı: Yap-İşlet-Devret projeleri 1993'te başlayan bir serüven. O günlerde iyi modeldi. O doğru modelleri biraz çarpıtmışız. Şu anda o çarpıkların sonuçlarını yaşıyoruz. Bu sorunları düzeltme görevi de bize düştü. Sorunu bir hukuk devleti olmanın bilinciyle düzeltmeye çalışıyoruz. Meseleyi sulh ile çözmeyi hedefliyoruz. Onlar, geldiğimiz güne göre bizi daha iyi tanıyorlar. Niyetimizin samimi olduğunu görüyorlar. Kafamızın arkasında ayrı bir gündemimiz yok. Yapmak istediğimiz enerji fiyatlarını düşürmek, tüketiciyi korumak.
* YİD'ler nasıl çözülecek: Yap-işlet-devret projeleriyle ilgili görüşmeler, belli bir noktaya geldi. Geçmişte yapılan sözleşmeleri inceledik, bir jest talebiyle işe başladık. Doğalgaz santrallerinin Türkiye'nin toplam kurulu güç kapasitesi içindeki payının yüzde 11 olmasına karşın, enerji maliyetleri içindeki payı yüzde 25. Yürütülen görüşmelerin hemen hemen tamamında çok olumlu bir noktaya gelindi. Bu işi acıtmadan, onları üzmeden gönül rızasıyla yapmayı düşünüyoruz. Bu amaçla bir yasa çıkaracağız. Türkiye'yi aldanmışlık veya aldatılmışlık psikolojisinden kurtarıyoruz.
* Enerji özelleştirmesi: Özelleştirmenin sağlıklı olması bakımından bazı revizyonlara ihtiyaç var. Sadece iletim bizde kalacak. Enerji özelleştirmesine önce dağıtım şebekelerinden başlanılacak. Sonra üretim tesisleri özelleştirilecek. Şu anda mümkün olsa üretim ve dağıtım tesislerini vermeye hazırız. Ancak bu süreç, 2004'ten itibaren başlayacak. Enerji Bakanlığı maestro rolünü üstlenecek.
* Uzanlar'la ilgili karar: Çukurova ve Kepez Elektrik AŞ'de hukuki sürecin tersine dönmesi riskini görmüyoruz. Yaptığımız işlem yasal. Bunlar devletin kendi malı. Mukaveleye uymadıkları için devletin malını geri aldık. Zaman zaman, "Verin tesislerimi, borcumu ödeyeyim" deniyor. Bunlar zaten senin değil ki... Bu kararı alırken, ÇEAŞ ve Kepez'den gelir hesabını yapmadık. Bir yanlışı düzelttik. ÇEAŞ ve Kepez ve çok hayırlı oldu. Bu karar alınmasaydı, bir yıl sonra İmar Bankası faturası katlanarak ortaya çıkacaktı.
* Maden gerçeği: MTA'da futbol sahası büyüklüğünde bir Türkiye Haritası üzerinde ülkemizin maden zenginlikleri sergilenecek.