kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yuksel Aytug @ SABAH
 
İşte bu bizim hikayemiz!..
Hürrem Sultan üzerine
Okuyucu mektupları
GAF oloji
Alt Yazı

İşte bu bizim hikayemiz!..

"Popstar" yarışması gösterdi ki; iyi şarkı söylemek, Türkiye'de yıldız olabilmek için aranan en son özellik!..

POPSTAR'ı bir kez daha hayretten fal taşı gibi açılmış gözlerle izledim. Aslında izlediklerime fazla şaşırmamam gerekiyordu. Çünkü yarışma, aslında Türkiye'de ünlü olmanın kimyasını açıklayan minik bir laboratuar gibiydi. Düşünün, yarışmada en çok ilgiyi kimler gördü? Geçmişinde cinayet işleyen Bayhan, fiziksel kısıtlı yarışmacı Serkül, her hafta şarkısını unutan Selçuk, neredeyse ırkçı bir anlayışla yerden yere vurulmaya çalışılan Rus Elena... Yani? Dış görünümleri ve özel yaşamları, şarkıcılıklarının önünde koşturanlar... İşte Türkiye'nin star'lık gerçeği: Sansasyonel bir geçmişiniz varsa, insanlarda acıma hissi uyandırabiliyorsanız, güçsüz, ezilmiş, mazlum bir haliniz varsa, gelsin puanlar, gelsin şöhret... Şarkıyı nasıl söylerseniz söyleyin, hatta unutup hiç söylemeyin, fark etmez! Televole kültürünün hamuruyla yoğrulmuş bir halkın seçiminden daha fazlası beklenir mi? Tabii ki burada "halk"tan kasıt, yalnızca yarışmaya cep mesajı gönderenlerle sınırlı. Bu, benim tamamen umutsuzluğa kapılmamı, gelecek için karamsarlığa düşmemi engelleyen tek umut ışığı, tek teselli... Zira aklı başında olup da yarışmaya mesaj göndermeyenlerin "çoğunlukta" olduğuna inanıyorum, inanmak istiyorum... Hepimizin, hatta yarışma jürisinin bile unuttuğu bir nokta var: Bu bir müzik yarışması. Ama en çok neyi konuşuyoruz? Bayhan'ın cinayetini, Serkül'ün puanlarının sesinden mi yoksa görüntüsünden mi kaynaklandığını, Rus Elena'nın bu yarışmada yeri olup olmadığını, Selçuk'un heyecanını... Ama dört kişilik jürinin bile "yarışmanın anlamı, içeriği ve hedefi" konusunda uzlaşamayıp, her hafta neredeyse saç saça baş başa kavga edecek hale geldiği, nihayetinde "parçalandığı" bir yarışmadan "sağlıklı sonuç" beklemek mümkün mü? Ve son bir yorum: Yarışmanın tek tutarlı tarafı, Deniz Seki'nin jüriyi terk etmesiyle noktalanan "kararlı" duruşuydu. "Eğer Bayhan bize gerçeği ilk başta söyleseydi, şimdi burada olamazdı" dedi. Haklıydı!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Uymayın şu reklamlara kardeşim!   / 21-12-2003
 Üniversiteye girmenin püf noktaları   / 20-12-2003
 Herkes kendi televolesini yazıyor   / 19-12-2003
 Televizyoncular, tiyatroya sahip çıkın!   / 18-12-2003
 Popstar 3. sayfalara mı taşınıyor?   / 17-12-2003
 N'ayır, n'olamaz'ın gerçek öyküsü   / 16-12-2003
 İşte bu bizim hikayemiz!..   / 15-12-2003
 Televizyon izleyicileri, örgütlenin!   / 14-12-2003
 GAF oloji   / 13-12-2003
 Bıktık artık şu gelin ve damatlardan   / 12-12-2003
YÜKSEL AYTUĞ
Yeni trend: TV çöpçatanlığı
Kadın ekranda geçim...
Şahane Hayat
Star / 00:20
Dila Hanım
Show TV / 12:15
Katırcılar
Star / 15:10
Ekmek Teknesi
atv / 19:50
Kampüsistan
Kanal D / 19:50
Ayrılsak da Beraberiz
Star / 20:15
Neredesin Be Birader?
TRT 1 / 20:30
Kınalı Kar
Kanal D / 21:20
Kurşun Yarası
atv / 21:30
Işık Yüzüne Vurunca
CNBC-e / 22:00
Kırmızı Koltuk
Star / 22:30
Bizim Stadyum
atv / 23:10
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Astroloji | Magazin | Sağlık |
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.