|
|
|
|
|
|
Vekilsek, insan değil miyiz!
Genel Kurul 21 saat çalışınca, yorgun düşen milletvekilleri Genel Kurul sıraları ve kulisteki koltuklarda uyuyakaldı.
BÜTÇE maratonu nedeniyle Meclis sabaha kadar çalıştı. Cumartesi günü sabah 11.00'de başlayan çalışma, dün sabaha kadar sürdü. 21 saatlik maraton sırasında, özellikle 340 belediyenin lağvedilmesini öngören teklifin görüşmeleri uzayınca, yorgunluk ve sinirlerin zayıflaması kavga çıkmasına yol açtı, yorgun düşen bazı milletvekilleri de uyuyakaldı. Gündemdeki konulara göre konuşması gereken milletvekilleri kürsüde konuşmakta zorlanırken, en büyük sıkıntıyı oturumu yöneten Başkanvekili İsmail Alptekin yaşadı. Milletvekilleri zaman zaman kulise çıkıp rahatladığı halde, yerinden hiç kalkmaması gereken Alptekin, sonunda yorgunluktan masasındaki önergeyi kaybetti. Bir süre aradıktan sonra, milletvekillerine önergeyi kaybettiğini ilan etmek zorunda kalan Alptekin, "Sabahın bu saatinde bu tür şeyler normal" dedi.
İNSAN HAKLARINA AYKIRI Bazı milletvekilleri Genel Kurul'daki sıralarda uyurken, bazıları ise kulise çıkıp koltukları birleştirerek derin uykuya daldı. Meclis kulisinde basının görüntü alması yasak olduğundan, yakalanma endişesi de taşımayan bu milletvekillerini, Genel Kurul'u izleyen arkadaşları oylamalar sırasında uyandırıp, Genel Kurul'a girmelerini sağladılar. Genel Kurul çalıştığı sürece açık kalan Meclis lokantası, gece yarısından sonra çorba servisine başladı. Ancak çalışma uzayınca, yoğun talep üzerine Meclis aşçısı bir kazan çorba daha yaptı ve milletvekillerine sabah çorbası servisi yaptı. Güneş doğarken CHP Grubu adına söz alarak kürsüye çıkan Oya Araslı, kısık ve yorgun bir sesle şöyle konuştu: "Anayasa'ya aykırı bir yasa çıkartıyorsunuz. Anımsayın önceki yasaları. Tabii anımsayabilirseniz bu saatte. İnsan haklarına aykırı bir çalışma sonrasında anımsayabilirseniz. Bakın bir şoföre bile belli saatten sonra direksiyon yasağı var. Bizim yaptığımız iş daha az mı önemli ki, bu saate kadar çalıştırıyorsunuz. Bakın arka sıralarda arkadaşlarımız uyuyor. Stenograflar yorgun düştü. Yazık değil mi? Bize de kendinize de eziyet ediyorsunuz."
|
|
|
|
|
|
|
|
|