|
|
|
|
|
|
14 yıldır bavulu sırtında, kitap satıyor
Kitap kurdu olup da, 'Sayım'ın bavulu' tanımayan yoktur basın camiasında. gün elindeki kocaman siyah bavuluyla en yeni kitapları müşterisinin ayağına götüren Sayım Çınar, piyasada 'kitap kahini' olarak da bilinir, çünkü hangi kitabı çok satarsa, o mutlaka onlarca baskı yapar.
Sayım Çınar, özellikle gazete ve televizyon binalarında çok tanınan bir simadır. Elinde siyah bavulu, yıllardır yeni kitaplardan ilk o haberdar eder köşe yazarları ve genel yayın yönetmenlerini. Kendi deyimiyle satacağı kitabı bir ruha büründürür ve okuyucunun kitabı bir 'nesne' olarak değil, ihtiyaç gibi algılamasını sağlar. Onun çok tavsiye ederek sattığı kitap, mutlaka çok satar. Nitekim Ahmet Ümit ve Ahmet Altan'ın kitaplarında tam da böyle olduğunu söylüyor: "Ahmet Ümit'in kitabını 100 kişiye sattım, 10 baskı yaptı. 200 kişiye satsaydım 20 baskı yapacaktı. Hangi kitabın çok satacağını doğru tahmin edebiliyorum artık."
PARASINI ÖDEMEZSE O KİTABI OKUMAZ 1989'da kitap satış işine başlayan Sayım Çınar, "Türkiye'de paket kitap satan sistemin dışında bir iş yapmak istedim. Bir bavul alıp işe başladım. Pera Akademisi tiyatro bölümünü bitirdim. Yararını da kitap satarken görüyorum. Çünkü daha iyi iletişim kuruyor ve doğaçlama yapar gibi işimi yapıyorum" diyor. Kitap sektöründe son yıllarda ciddi bir pazarlama stratejisi olduğunu vurgulayan Çınar, "Kitabın parasını ödemek istemeyen insan, o kitabı okumayacaktır" diyecek kadar da bu işin piri olmuş. Çınar şunları söylüyor: "Etiket fiyatına 4 taksitle kitabı okuyucunun ayağına kadar götürüyorum. İnsanların ruhsal bir kırılması varsa okumaya başlıyor. Günde 75 kitap taşıyorum. Basit bir hesap yaparsak, 14 yılda 300 bin kitap taşımışım demek ki. Kültür hayatına katkım fena değilmiş hani..." Pek çok yazarın menajerliğini de yapan genç kitapçı, Ahmet Ümit, Tayfun Pirselimoğlu, Esmahan Aykol, Hakan Bıçakçı, Metin Üstündağ, Nedim Şener gibi isimlerle çalışmış. Şu sıra magazin yazarı Şenay Düdek'in çıkaracağı kitapla ilgileniyor: "Edebiyat camiasını yakından tanırım. Yazarların psikolojisi çok farklıdır. Her şeyden önce çocuk büyütür gibi bir yatırım olarak görürler yazdıkları kitabı. Yazarlarla belli bir yakınlığım olduğu için artık kitaplarını yazmadan önce bana vermeye başladılar. Onlara önerilerde bulunuyor, yayınevi bulmalarına yardımcı oluyorum. Ödeme konularını bile takip ediyorum. Yazar menajerliği de böyle bir şey." Halen Nokta Yayınları'nın halkla ilişkilerini yürüten Çınar, sabah dokuzda mesaisine başlıyor ve bir günde en az 30 kişiyle görüştüğünü söylüyor: "Neredeyse tüm gazetelere her gün giderim. Bu işi ilk yapmaya başladığımda hastane ve okullara da gidiyordum. Artık sıradan insanlara kitap götürmüyorum."
Özlem YURTÇU
|
|
|
|
|
|
|
|
|