Sınır tanımayan gönüllü ordusu trilyonlar topluyor
Eğitim Gönüllüleri Vakfı, kaynak yaratmada mucizeler yaratıyor. Geliştirdikleri projeler adeta kapanın elinde kalırken, Başkan Solakoğlu'na göre işin sırrı pazarlamanın hünerlerinde yatıyor.
Bilmem kaçınızın dikkatini çekti. Geçen hafta İstanbul'da Yıldızlar Sınıfı Yıl Sonu Gösterisi gerçekleştirildi. Pek çok ünlü ismin rol aldığı gösteriden Eğitim Gönüllüleri tam 857 milyar lira reklam ve bilet geliri elde etti. 28 bin kişi de GSM mesajı göndererek, Eğitim Gönüllüleri kanalıyla, çocukların eğitimine 280 milyar liralık katkıda bulundu. Son dönemde Bülent Eczacıbaşı, Güler Sabancı gibi iş dünyasının tanınmış isimlerini bazı televizyon dizilerinde görmeye başladık. Eğitime katkı söz konusu olunca, iş dünyasının sosyal sorumluluk bilinci yüksek isimleri için sonzamanlarda neredeyse akan sular durmaya başladı. Başa dönecek olursam, 1995 yılında Suna Kıraç önderliğindeki bir grup yardımsever Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nı kurmak ister. Suna Kıraç ve Cengiz Solakoğlu, Vehbi Koç'a giderler ve projeyi anlatırlar. Vehbi Bey, "Vakfın sürekligelir kaynağı yoksa, para toplayarak bu vakfı kuracaksanız, yarın heyecan kaybı olduğunda işi yarım bırakmak zorunda kalabilirsiniz. İşi yarım bırakmak bizim kültürümüzde yoktur. İyi düşünüp, taşının. Karanınızı ona göre verin" der. Bunun üzerine Suna Kıraç, "Baba, hangi işimizi yarım bıraktım" yanıtını verince baba Vehbi Koç, "Allah yolunuzu açık etsin. Ben size para vermeyeceğim, gidin yapın, bakalım" der. Vehbi Koç, aslında biraz da yeni bir vakıf yerine yapılmak istenenlerin Türkiye Eğitim Vakfı'nda yapılmasından yanadır. Ama Kıraç ve diğer gönüllüler, 7-16 yaş grubundaki çocukların eğitim seviyelerinin yükseltilmesi için çok daha geniş bir çevreye ulaşma hayalindedir,bunun için de yeni bir vakıf şarttır... İyi ki hayal etmişler. Eğitim Gönüllüleri, Suna Kıraç, İbrahim Betil, sonra başkanlık bayrağını devralan Cengiz Solakoğlu ve ismini burada tek tek yazamayacağım gönüllü işadamları, şirketler ve yardımsever halk tarafından Türkiye'nin en çok bilinen vakfına dönüştürüldü. Vakfın projeleri şirketler tarafında adeta kapışılır hale gedi. Söz verdiği gibi iki yıl yürüttüğü başkanlığı nisan ayında devretmeye hazırlanan ve aynı zamanda Koç Holding'teki Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanlığı görevinden de 60 yaş emeklilik sınırı nedeniyle ayrılmaya hazırlanan Cengiz Solakoğlu'yla Eğitim Gönüllüleri'nin büyük başarısını konuştuk...
***
*Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nda bir ya da birkaç ismin ön plana çıkması hiç istenmedi. Suna Kıraç'ın katkılarının yeteri kadar bilinmediğini düşünüyor musunuz? Suna Hanım'ı Türk toplumu yakından tanımıyor. Onu işkadını olarak, Koç Holding'e katkılarına bakarak tanıyor ama ülke sorunlarına katkısını pek bilmiyor. Örneğin eğitimi kendine hep dert edindi. Eğitim yalnız devlete bırakılmayacak kadar önemli bir konu derdi. Mikroyla hiç uğraşmadı ve hep makroyu halletmeye çalıştı. Türk toplmu ne yazık ki kısa sloganlarla ucuz kahramanlar yaratıyor. Popstar yarışması toplumun içinde bulunduğu durumu yansıtıyor aslında. Kahramanlar yaratıldıktan sonra o kişileri kurumlardan temizlemek zor oluyor.
* Eğitim Gönüllüleri henüz 10 yaşına girmedi ama tanınırlık açısından pek çok vakfı geride bıraktı. Bu nasıl oldu? Vakfın ismi Türkiye'nin en ücra köşesinden dahi duyulmaya başlandı. Zaten ondan sonra da para yağmaya başladı. Bir dönem çok hızlı büyüyorduk. Tarafsız bir göz, bir danışmanlık şirketi, vakfı değerlendirdi ve ne yaparsak, vakfın sürdürülebilir bir büyüklüğe ulaşabileceği konusunda yol gösterdi. Biz de 6 ay kadar durduk ve eksiklerimizi tamamladık ve başladık proje üretmeye. Vakfın bütün çalışmaları şeffaftı ve bu şeffaflık bize yabancı kurum ve kuruluşları getirdi. Mesela Hollanda Büyükelçisi bir gün vakfa geldi ve yapılanlara inanamadığını söyledi. Arkasından International Youth Foundation (Uluslararası Gençlik Vakfı) ve Nokia gelerek bir projemiz olduğu halde destekleyeceklerini söylediler. Şimdi Nokia yılda 150 bin dolar olmak üzere üç yıl için 450 bin dolarlık bir projenin sponsoru oldu. Düşler Atölyesi Projesi böyle başladı. Gençlik Vakfı bizi partner ilan etti ve Düşler Atölyesi Washington'da örnek proje olarak 63 ülkeye takdim edildi.
* Kaynak yaratma konusunda artık sorun yaşamıyor musunuz? Yaşıyoruz diyemem. Pazalama kökenli olmam süper işe yaradı diyebilirim. Ekip arkadaşlarımla, pazarlamanın bütün hünerlerini kullandık. Kaynak yaratma konusunda kimseyi sıkmayacak daha önce uygulanmamış yöntemlere yöneldik. Bu arada sürekli denetimden geçiyoruz. Hatta Yönetim Kurulu'nda 11 kişiyiz. 6 ayda bir birbirimize not veriyoruz. İki yıl içinde herhangi birimiz ortalamın altında not aldığı zaman, yönetimi bırakıyor.