Haydarpaşa’dan Ambarlı paşalarına
İstanbul'un ve Türkiye'nin en gözde limanı Haydarpaşa'nın üstlendiği görev konseptinde yakın gelecekte değişiklik yaşanacak. Bunun ilk işaretini UND Ro-Ro İşletmeciliği AŞ ve Büyükçekmece'de yer alan Altaş Ambarlı Liman Kompleksi'ne kayan konteyner taşımacılığı verdi. RODER çatısı altındaki nakliyeciler, yurtdışına yönelik TIR seferlerini Ro-Ro gemileriyle, önceden STFA'ya ait olan ve şu an UND Ro-Ro'ye geçen Tuzla bölgesindeki limandan yapmayı planlıyorlar. Fakat, UND Ro-Ro yetkilileri, bölge halkı ve denizle alâkadar olan kesimlerle, limanı hizmete açabilmek için ciddi bazı sıkıntılar yaşıyorlar. Sorun giderilirse, Haydarpaşa'nın Ro-Ro seferleri ve kara bağlantısındaki TIR trafiği yakın bir gelecekte ortadan kalkacak. Ancak, Haydarpaşa'daki konteyner trafiğinin Ambarlı Limanı'na kayması, İstanbul'u rahatlatır mı yoksa tam bir kaosun içine mi sürükler? Tartışılması gerekir. Konteyner taşımacılığının Ambarlı'ya kaymasının anlamı, İstanbul'da ağır vasıta taşıtlarının daha fazla arz-ı endam edeceğidir. İstanbul Teknik Üniversitesi'nin limanla ilgili araştırması ise şöyle: 'Marmara Denizi kıyısında kurulmuş bulunan Ambarlı Limanı sahası, büyük ölçüde eski ve kısmen de diri heyelanlardan etkileniyor. Çimento fabrikaları, petrol depolama tesisleri, işletme binaları, kum ve hurda demir depolama sahası ve çok sayıda konteyner depolama sahaları yanında çok yoğun bir araç trafiğine de (günde 3-4 bin civarında GŞ) sahip. İstanbul'un en kapasiteli ve en işlek limanı durumunda olan bu kompleksin hizmetini kesiksiz ve verimli sürdürebilmesi için, heyelanların belirlenmesi ve yol açabileceği zararların önceden alınacak tedbirlerle önlenmesi oldukça önemlidir.' Fakat tedbir yönünde atılan adım yok. Ayrıca Rusya'dan gelen doğalgaz boru hattı, BOTAŞ'ın doğalgaz pompa istasyonu, LPG dolum istasyonları da yine bu alanda. Kısacası bölge patlamaya hazır bomba durumunda. Limanın üst tarafında ise yaklaşık 3 bin dairenin yer aldığı İhlas Marmara Evleri (1. Kısım) yer alıyor. İnsanlarla bombalar bir arada. Sitenin ilginç bir modelle yönetilmesi ise başka bir riskin habercisi. Oldukça önemli bir nüfusa sahip sitenin yönetimi ayak oyunlarıyla, belli kişilerin kontrolünde tutuluyor. Onlar da, 'siteyi daha fazla nasıl elimizde tutabiliriz'in hesabını yaparak, dairelerin sağıyla soluyla istedikleri gibi oynarken, bölgede yaşam adına risk giderek yükseliyor. Bir vukuatın binlerce cana mal olacağı dikkatten kaçıyor. Ambarlı'nın 10 milyon tonluk/yıl yükleme- boşaltma kapasitesi, şu an 1 milyon konteyner hareketi, Marmara'daki konteyner trafiğinin yüzde 60'ının, Türkiye genelinde ise üçte birinin Ambarlı Limanı'nda gerçekleşmesi sanıldığının aksine hayra alamet değil. Zira limanın giriş yolu var, çıkışı yok. Demiryolu bağlantısı bulunmuyor. Açık deniz ama mendireği yok. LPG gibi risk taşıyan gemiler bu limana yanaştığı için devletin ilgili organlarına 'Mendirek yapacağız' sözü verilmiş, tutulmamış. Kazaya davetiye çıkaracak liman komplekslerinin başında gelmesine rağmen, Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri de buranın ıslahı için henüz bir adım atmış değiller.
|