|
|
İstanbul semalarında Hezarfen olmak
CUMARTESİ günü 10. İstanbul Türk Müziği Günleri kapsamında Şef Faruk Salgar yönetiminde Bakırköy Musiki Konservatuarı Vakfı Türk Müziği Korosu Konseri'ni izlemek için Atatürk Kültür Merkezi'ndeydim. Konser tek kelimeyle muhteşemdi. Aralarında ev hanımlarının, kasapların, muhasebecilerin, öğretmenlerin, avukatların bulunduğu saz heyeti ve koro üyelerinin yalnızca "ruhları" amatördü. Ortaya koydukları icraat ise son derece profesyoneldi. Onlar, altın gününe gitmek ya da kahvede okey oynamak yerine Türk Müziği'ne sahip çıkmayı tercih etmişlerdi. Konserde kulaklarımın pası silindi. Televizyonlarda yalnızca TRT-4'deki Açık Öğretim dersleri arasına hapsedilen Türk Müziği'nin keyfine doyasıya vardım. Hele konserin ana teması İstanbul olunca, bir İstanbullu olarak adeta kentin semalarında notaları kanatlarıma takıp Hezarfen gibi uçtum... "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul..." "İstanbul'un orta yeri sinema..." "Biz Çamlıca'nın üç gülüyüz..." "Bir tatlı huzur almaya geldim, Kalamış'tan..." İstanbul, Türk Müziği'yle daha bir güzel, daha bir anlamlı sanki... Ve sevgiliye "siz" diyen, "Neden başınızı öne eğdiniz" diye sitem eden Türk Sanat Müziği vahalarından, "Yakalarsam mucuk mucuk" çöllerine sürüklenen talihsiz bir müzikal zaman yolcusu olarak, konser boyunca çatlayan dudaklarımı ıslatıp, ferahladım... Başta Nevzat Atlığ ve Fatih Salgar olmak üzere bu güzelliğe emeği geçen herkesin yüreğine sağlık... Kurtuluş Savaşı sırasında bu ülkeyi istilacılardan kurtarmak için Anadolu'da ve Rumeli'de aydın halk kitlelerinin kurduğu müdafaa-i hukuk cemiyetleri gibi, ülkemizi saran kültürel yozlaşma ve istiladan kurtulabilmek için yerel musiki cemiyetlerine destek vermeliyiz diye düşünüyorum. 10. İstanbul Türk Müziği günleri ay sonuna kadar devam edecek. Bakırköy Musiki Cemiyeti konserinin tekranını ise 21 Aralık'ta Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezi'nde izleyebilirsiniz.
|