Mor İnek konferansında izlediğim oturumlardan birinde Beko Elektronik'in öyküsü anlatıldı. Her üç saniyede bir televizyon üreten Beko Elektronik'in Genel Müdürü Ali Sümeral'in sözleri ilginçti. 'Bazen yıpratan, uyku kaçıran bir iş. Ama biz hayal ettik. Arayış toplantıları yaptık ve 10 yılda şirketin nerde olacağının cevabını verdik" dedi. Sümeral, birlikte çalıştığı insanların önünü hep açmaya çalışmış. Zaten 'ben' değil hep 'biz' diye konuştu. Peki sonuç ne oldu? 2005 yılında 1 milyar dolar ciroya ulaşmayı planlayan Beko, bu hedefe neredeyse bu yıl ulaştı. Yılı 900 bin dolar ciroyla kapatmaya, 2004 yılında da 1 milyar dolar ciroyu aşmaya hazırlanıyor. Sümeral diyor ki, 100 metreyi 9 saniyenin altında koşmak hayal etmektir. Bizim hayalimiz de dünyanın ilk 5 üreticisinden biri olmak. Hatırlayanlar vardır. Televizyon ilk başlarda, dışardan ithal edilen parçaların Türkiye'de birleştirilmesiyle yapılabiliyordu. Oysa Türkiye şimdi teknolojisini de geliştirdiği televizyonlarla Avrupa'da liderliğe oynuyor. Öyle ki, Sümeral, 40 milyonluk Avrupa pazarının son birkaç yıl içinde yüzde 35'ini Türk şirketlerinin ürettiği televizyonların oluşturduğunu söylüyor. Herşey ortada değil mi? Farklı olan zaten kazanıyor!