NPQ-Türkiye dergisini izliyor musunuz? New Perspectives Quarterly'nin yerli baskısı. Bu kez dosya konusu çok ilginç: Gen teknolojisinin yol açtığı ve daha da açacağı ahlaki ve 'hayat tarzı' sorunlarını incelemişler. Bakın ABD Biyoetik Konseyi'nin başkanı Leon Kass neler demiş: "Ölümü yenmek için çabalıyoruz, ne var ki hedefimize yaklaştıkça tüm insanlığın erozyona uğradığını görüyoruz." Ne demek istiyor Kaas? Şöyle: Uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmek için kendimizi giderek daha fazla bilime teslim ediyoruz. Bilim vücudumuzu ve zihnimizi kurcaladıkça demokrasinin temelindeki 'özgürce kararlar veren insan' anlayışı değişiyor. "Öyle ya..." diyor Kass, "bir moleküller kümesinin ne gibi hakları olabilir ki?" Biyo-teknoloji 'doğamızı' değiştirme yönünde adımlar atıyor. 'Acı'dan kurtulmak isteyen modern insan da dört elle buna sarılıyor. Ama aynı anda artık 'insan' olmaktan çıkıyor; siborglaşıyor: "Artık bir böbreğe gereksinimimiz olduğunda hemen bir tanesinin bulunabilmesini bekliyoruz. Sonra da organ nakli önündeki her tür engeli, ölümlerimizin sorumlusu olarak görüyoruz." Ve bir anda 'organ çiftlikleri'nin kurulması ya da 'organ ticareti' maknormal, gerekli hale geliveriyor. Bugünkü değerlerimiz açısından tüyler ürpertici değil mi?