|
|
AHMET HAKAN
İki açıklama
Hayır, düşündüğünüz gibi değil.. Bu açıklamalar bana 'mahkeme kararı'yla filan gelmiş değil. Zaten ortada 'tekzip' edilecek bir şey yok.. Ama ben eleştirdiğim kişilerin gönderdikleri yanıtlara kayıtsız kalamıyorum, hele o kişilerin kendilerini ifade edebilecekleri köşeleri yoksa.. Kendilerini savunurken haksızlıklar yapsalar da o yanıtları okurun görme hakkı olduğunu düşünüyorum.. Neyse, daha fazla yorum yapmayalım.. Benim yazdıklarımı okudunuz, şimdi onların yanıtlarını okuyun.. Tabii ki takdir sizin..
* MUSTAFA SARIGÜL'ÜN AÇIKLAMASI: Sayın Ahmet Hakan.. "Sarıgül'ün uyanıklığı" başlıklı yazınızı üzülerek okudum.
Yazınızda, Cumhuriyetimizin 80. yılı kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz büyük bayrak yürüyüşünü, medyada yer almak için planladığımız bir rekor denemesi olarak nitelemeniz beni oldukça şaşırttı. Bu coşkulu kutlamayı, kulağıyla araba çeken adamın yaptığı tuhaflık ile kıyaslamanız, eleştirinin ötesinde, Cumhuriyet'e sahip çıkan on binlerce insana haksızlık ve hakarettir.
Biz üç buçuk kilometrelik Türk bayrağını, hiçbir önemi olmayan, sıradan bir günde açsaydık, sadece rekor peşinde koşmak ve medyada daha fazla yer alma çabası olarak değerlendirilebilirdi. Biz Cumhuriyet'in 80. yılında Atatürk'ün 70 yıl önceki vasiyetini yerine getirme düşüncesinden yola çıktık. Büyük Atatürk, 10. Yıl Nutku'nun sonunda, ulusumuza seslenirken, Cumhuriyet'in her on yılda bir daha büyük coşkuyla kutlanmasını istiyor. Bu çok önemli bir vasiyettir..
Doğrudur; bunu yaparken aynı zamanda bir rekora da imza attık. Dünyanın en büyük ulusal bayrağını Türkiye'de, İstanbul'da dalgalandırmak bizim içim onurdur. Ancak işin biçimsel yanıyla, popülaritesiyle ilgilenmeyiz. Benim, "Ne yapsam da medyada yer alsam" gibi bir problemim yok. Çalışıyoruz, üretiyoruz, hizmet veriyoruz. Bu hizmetler zaten doğal olarak kamuoyuna ve basına yansıyor. Biz "haber olsun" diye değil, hizmet olsun diye çalışıyoruz. Yaptıklarımızda haber değeri görüp görmemek ise gazetecilerin işi.
Gönül rahatlığıyla ve gururla şunu söyleyebilirim; 29 Ekim'de dünyanın en büyük ulusal bayrağının altında kilometrelerce yürüyen, "Yaşasın Cumhuriyet" diye haykıran kadın, erkek, genç, yaşlı on binlerin hiçbiri gösteriş peşinde değildi. Bu arada; ustalardan örnekler verirken, İlhan Selçuk ustayı da unutmamak lazım...
Saygılarımla. Mustafa SARIGÜL. Şişli Belediye Başkanı..
* BEDRİ BAYKAM'IN AÇIKLAMASI: Sayın dostum, CHP Kurultayı çevresinde üretilen "dedikodu notları"ndan salonda bana ve eşime yer açılmadığını öğrenir öğrenmez hemen bana "açık mektupla" sorular yöneltmişsiniz.
Salonda Genel Merkez yöneticilerinin Genel Başkan adaylarına özel bir yer ayırmadıkları doğrudur. Nedenini onlara sorabilirsiniz. Çok nazik CHP delegeleri bana ve eşime, biz salona gelir gelmez ısrarla yer açtılar. Ancak biz salonda önce Kurultay'ı ayakta izlemeyi istedik ve dolaşıp havasını aldık. Hiçbir merak ve endişeniz olmasın, yurdun dört bir yanında CHP örgütleri ile muhteşem bir ilişkim var! Zaten öyle olmasa beni Genel Başkanlığa 111 / açık imza ile aday göstermezlerdi.
Merak etmeyin Hakan bey, prestijimin ve halkımla olan bütünleşmemin en güzel yıllarını yaşıyorum. Tabii umarım bu daha da artarak gidecek. Sevgilerimle. Bedri Baykam.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|