|
|
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Sanayi-ihracat şahlanıyor kârlar-enflasyon sürünüyor
Hafta sonunda açıklanan Türkiye İhracatçılar Merclisi'ne ait ekim ayı ihracat kayıt rakamları, 4.955 milyon dolarla Cumhuriyet tarihinin rekor dış satımını oluşturdu. Aylık bazda yüzde 36'lık artışı ifade eden bu ihracat atılımı aynı zamanda üretim artışını beraberinde getiriyordu.
Nitekim açıklanan son kapasite kullanım oranı rakamları eylül ayına ait. Özel sektör imalat sanayii kapasite kullanımı yüzde 83.6 ile son altı yılın en üst düzeyine ulaştı. İşte ekim ayı ihracat patlaması böyle bir kapasite kullanımının üzerine geliyor. Yani kapasite artışının devamı beklenebilir.
İhracat artışı ve kapasite kullanımının doruk noktasına çıkması sevindirici gelişmeler.
* Nisana kadar iş kolay- Bu sevindirici haberlere dün ekim ayı enflasyon rakamlarının beklenenden düşük çıkması da eklendi. Yüzde 0.6 toptan, yüzde 1.4 tüketici fiyat artışı ile enflasyon eylül ayının altında gerçekleşti. Bu seyri ile enflasyon olağanüstü bir etki olmazsa gelecek aylarda da düşüş trendini koruyacağının işaretlerini verdi. Eğer kurun ciddi boyutlarda yukarı çıkması, kamu mallarına olağanüstü bir zam veya petrol fiyatlarının sıçraması söz konusu olmazsa, gelecek yılın nisan ayına kadar enflasyonun düşüş trendi kolaylıkla devam edebilir ve yıllık enflasyon yüzde 10'a doğru inebilir. Hatta tek haneli rakamlara inilebilir.
Nisan ayından sonra ise çok düşük aylık rakamlar endeksten çıkacağı için, yıllık bazda enflasyonu düşürmek giderek zorlaşacak.
* Kur etkisi sonraya- Ancak o zamana kadar bir tehlike var. Geçtiğimiz haftalarda kurun yüzde 12.5 düzeyinde sıçramasının etkisini henüz enflasyon rakamlarında görmedik. Kur artışının enflasyona yansıması ortalama 2.6 ayı alıyor. Yani doların zıplamasının enflasyon üzerindeki olumsuz etkisini kasım, aralık veya ocakta görebileceğiz. Düşüş trendini sürdürmesinde bu bir olumsuzluk.
Diğer olumsuzluk, özel imalat sanayii kapasite kullanımının sonuna gelinmiş olması. İhracatta da patlama yaşandığından, sanayici malına rahat zam yapacak bir ortamı yakalamış durumda.
* Sanayici sorumluluğu- Bitişikte borsadaki banka ve sigorta sektörleri dışındaki sanayi şirketlerinin toplam özsermaye, ödenmiş sermaye ve net kâr rakamları dolar bazında yer alıyor. 267 şirket 15.7 milyar dolarlık özvarlığına karşılık 367 milyon dolarlık net kâr elde etmiş. Yılsonuna kadar kar rakamı biraz daha büyüyebilir. Ancak geçmiş yıllardaki kar marjı daha yüksek, yüzde 10'ların üzerinde. Şimdi yüzde 3-4'le yetinmek zorunda mı kalacaklar; yoksa uygun ortamda kâr marjlarını arttıracak zamlar mı yapacaklar? Bunu kestirmek zor. İkinci yolu seçerlerse enflasyonda beklediğimiz oranda düşüş gerçekleşmeyebilir.
* Yatırım için önce kâr- Sanayide üretim coşmuşken, kârın güdük kalması aynı zamanda neden yatırımların artmadığına iyi bir gösterge. Yatırım ortamının kötü oluşu, makro ekonomik dengelerdeki bozukluk ve siyasi istikrarsızlık, hukuksuzluk, hukuk istikrarsızlığı gibi etkenler yanında krizlerden dolayı kâr marjının çok düşük olması da, yeni yatırımları önlüyor. Bu da, ekonomi verilerindeki bütün iyileşmelere karşılık, işsizlikte iyileşmeyi, ücretlerde reel anlamda iyileşmeyi, sonuçta da ekonomideki iyileşmenin vatandaş tarafından hissedilmesini önlüyor.
Sağlıklı bir ekonomik ortam için, Türkiye yatırım yapmayı, istihdam yaratmayı ve makul kâr etmeyi öğrenmeli.
* Sonuç-"Tarhana tarlaya kadar, bulgur öğleye kadar, hamur akşama kadar" Türk Atasözü
Mesajlarınız için:
ayildirim@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|