kapat
11.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

GÜNTAY ŞİMŞEK


Irak'a asker ve işadamı sevkiyatı

Türkiye'nin bölgede sürekli kabuğuna çekilme pozisyonu alması, komşularıyla iyi ilişkiler geliştirmesine zemin hazırlamaktan öteye, ekonomik açıdan iyice zayıflamasına, etkinliğini kaybetmesine sebep olmaktadır. Irak'a yola çıkacak Türk askeriyle birlikte, işadamı, iş gücü ve Türkiye'nin nüfuzu da gidecektir.

Bugün Irak'a sorunsuz bölgeden 'İkinci Kapı' açılarak, Türkiye'nin bu kanaldan irtibat kuracağına yönelik çalışmalara tarihi perspektiften baktığımızda, aslında ikinci kapının Osmanlı İmparatorluğu dönemi sonrasında, yapılan taksimatta Suriye sınırının yukarı çekilerek Türkiye'nin önünü kesmek için geliştirilmiş bir model olduğu gerçeğiyle karşılaşırız. Habur Sınır Kapısı yerine ikame olacak Ali Rıza Efendi Kapısı iki ülkeyle (Suriye-Irak) kesişen noktada. Ülke sınırlarının çizildiği o dönem İngilizler'in katkılarıyla bu kapı iki ülkenin kesiştiği noktaya denk getirilmiş. Şimdi ise Irak'a girişimizde keyfiyet arz ediyor.

Bu sebeple, Türk askerinin Irak'a gitmesinde BM meşrutiyeti aramadan önce bölgede yıllar önce yapılan gayrimeşru işlere göz atmak lazım gelir. Gayrimeşru bir işi, meşrutiyetle ayıklamaya kalkmak ise başka gayrimeşru işlerin doğmasına sebep olur. Uyanık olmakla birlikte, bölgenin değişkenliği de unutulmamalı.

Irak'ın yeniden yapılanmasında Türkiye'nin geç kaldığı, bunun da TBMM'deki vekillere akıl hocalığı yapan kanaat önderlerinin 'Türkiye'siz olmaz' yaklaşımıyla gerçekleştiğini biliyoruz. Son kertede tezkerenin geçmesi gösteriyor ki; TBMM üyeleri de yavaş yavaş olgunlaşıyor, bölgeyi ve dünyayı algılamaya başlıyor.

ABD'nin Irak'a yönelik harekatının öncesinde Türkiye'de bir çok işadamıyla Amerikalılar'ın ortak iş yapmak için attıkları çok somut adımlar olmuştu. Bunların başında limanlar ve hava meydanları üzerinden yapılacak taşımacılıkta Türk şirketlerine önemli görevler düşüyordu. Özellikle Irak'ın yeniden yapılanmasında lokomotif görev üstlenmesine kesin gözüyle bakılan Amerikalı şirketlerin yetkilileri, ülkemizdeki hava yolları, armatör ve kara taşımacılığı yapanlarla ortak işbirliği için ciddi mesafe kat ettiler. Lojistiğin ne olduğunu bilmeyen Türkiye, Irak sayesinde sadece bölgenin değil dünyanın önemli stok ve sevkiyat merkezi olma şansını dahi yakalayabilirdi.

Fakat, TBMM'den Irak'a asker gönderilmesi yönünde karar çıkmaması üzerine bütün planlar alt üst oldu. Türk nakliyat şirketleri başta İngiltere ve Almanya olmak üzere değişik Avrupa ülkelerinde yaptıkları çalışmalarla zor duruma düştü. Çünkü, 'Tezkere'nin reddiyle birlikte İngiltere ve ABD Irak'ta ihtiyaç duyacağı her türlü eşyanın taşınması için farklı güzergahları ve değişik firmaları tercih etti.

Ürdün'ün bir çok açıdan Türkiye'nin alternatifi haline gelmesi, Akabe Limanı'nın Mersin Limanı'ndan daha yoğun bir sirkülasyona uğramasıyla da sadece Türkiye'nin ulaşım sektörü değil, iş dünyası da büyük zarar gördü. Irak için oluşmuş her türlü trafikten Türkiye'nin hem komşu olarak, hem de bölgedeki en donanımlı ülke olarak yeterli pay alamamasında bugünkü milletvekillerinin ciddi oranda payı söz konusu.

Irak gidecek Türk askeri ve işadamıyla dileriz bu tablo düzelir.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır