kapat
11.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Rol kesenler maalesef kendini aktör sanıyor

İlk filmi "Her Şey Çok Güzel Olacak" ile çok iyi para kazandığını, "Gora" ile de aynı başarıyı yakalayacağını söyleyen Cem Yılmaz, birilerine fena taş attı

Cem Yılmaz'la bomba gibi bir röportaj yaptık. Röportajın birinci bölümü bu haftaki Şamdan sayfalarında. Kaçırmamanızı tavsiye ederim. Yılmaz, aylarca, Antalya'daki film stüdyolarında senaryosunu yazdığı "Gora" adlı bir filmin çekimindeydi. Öykü şu; (Kendisi anlatıyor) "Bir adam var. Bu adam başka gezegenden birileri tarafından kaçırılıyor. Başına acayip şeyler geliyor ve bu acayip şeyler acayip mekanlarda, acayip kişilerle yaşanıyor."

Ve tabii Türkiye'de bir bilim-kurgu film çekilince, o filmin hikayesini yazan ve hikayedeki 5 farklı karakteri canlandıran adam Cem Yılmaz olunca sonuç merakla bekleniyor. Ama bir de şöyle bir dedikodu var ki; Cem Yılmaz'ın "Gora"sı sinemalara çıkmayabilir.

"DELİRİYORDUM"
* Uzanlar'a ait Türk Film adına çektiğiniz Gora'ya da el konulduğu söyleniyor. Siz de bu filme para koymuşsunuz. Battınız mı yoksa?

Benim maddi bir yatırımım söz konusu değil. Filmi yazdım ve oynadım. Artistik bir malzeme olarak filme el konulması söz konusu değil.

* Gora sonuçta 'bir Cem Yılmaz' filmi olarak biliniyor. Sahnede alacağınız tepkiyi biliyorsunuz. %100 garanti yani. Peki ya film başarısız olursa? Buna hazırlıklı mısınız?

O riski paylaşabileceğim arkadaşlarla yaptım filmi. Elimden geldiği kadar da iyi yaptım. Herkesten daha fazla çalıştım. İki farklı adamı oynadım. Onun dışında iki yan rol vardı, onları da oynadım. İlk on gün 20 saatin altında çalışmadık. Filme ısınalım diye benim sahnelerimle başlamıştık çekimlere. Delirdim ama. 'Bu film bitmez' diyordum. O metal kostümlerin içinde çok zordu. Giy-çıkar dört kilo verdim. Bu hikayeyi geçen sene yazdım. Çıtanın altında olmadığı kesin. Benden beklenen şeyin altında olmadığı da kesin. Sonuçta kim ne bekliyor? 2-2,5 milyon dolarlarla 'Yüzüklerin Efendisi' gibi bir film yapılmaz. Bilim-kurgu bir hikaye çektik. Bizim için önemli olan dekorun hikayemize hizmet edip etmediği. Sonuçta ben bu filme para yatırmadım ama para yatırmadım diye kayıtsız kalmam da mümkün değil.

* Piyasada 'Cem Yılmaz'ın en az iki milyon seyircisi var' denir. Sizin iddianız nedir?

Bu film 4,5 milyon izleyiciye bile ulaşır. Ve ne yazık ki okuldan çok kaçan olur. Buradan okul müdürlerine sesleniyorum; Çok kaçan öğrenci olacağı için bari topluca götürsünler çocukları. Ben bir lise öğrencisi olsam bir haftada beş kez izlerim bu filmi. Çünkü çok feci (kahkalar). Bu arada yine söylüyorum; izlenen bir şey yaptığınız zaman para kazanılır. Sinemada para kazanılacağını bizler gösterdik.

"İSTESEM TRİLYONER OLURUM"
* Bu filmle de aynı iddiayı sürdürüyorsunuz?

Tabii ki. Bakın ben senaryomu şöyle yazdım; Kare kare oynadım yazarken. Sonra bütün ekip arkadaşlarımı topladım. Kamera kuruldu ve ben filmi onların karşısında baştan sona oynadım. Ve şunu gördüm herkes tam benim istediğim, hesapladığım yerde kahkahayı koyuyor. İstesem, 'Cem Yılmaz filmi anlatıyor' diye bir VCD çıkarırım ve trilyoner olurum. Bunu biliyorum. Millet bu işi sırf para için yapmadığıma oradan uyansın. Ama işin zor tarafı o anlattığınız tempoyu alakasız bir yerde, alakasız bir zamanda, alakasız bir kostümle, alakasız bir sıcaklıkta yapmak zorundasınız ve o saniye. Allahım ne zor bir işmiş ya! Ne aktörler gördüm ben orada boncuk boncuk terleyen, 'acaba yapabildim mi?' diye.. Ben hiçbir zaman emin olamadım yaptığım şeyden. Ancak seyrettikten sonra. Çünkü o kadar muhteşeeem ki.. (kahkahalar.)

* 40 yıllık sinemacılara meydan okuyor gibisiniz...

Fazla mütevazılık olmasın. Şunu söyleyeyim ki, ben kendime göre bir şey yazdım. Oyunculukla ilgili herkes çok fazla atıp tutuyor. Bizim memlekette öyle çok fazla sanıldığı kadar oyuncu yok. Hiç yok! Bir sinema oyuncusu olduğum için değil; seyirci olarak söylüyorum. Sette çalışmış bir set işçisi olarak söylüyorum. Öyle kolay değil. Ben iki rolde oynadım ikisi de birbirinden alakasız adamlar. Neredeyse birisi ben değilim. Hani hep diyorlar ya 'kendini oynamış' diye. Hadi birisi benim. Öteki kim? O kadar farklı adamlar oynadım. Ama hiçbiri ben değilim. Her Şey Çok Güzel Olacak'ta Altan karakteri için de kendini oynamış dediler. Ben hiç üç kağıtçılık yapmadığım için saçma sapan hayallerim olmadı. Ayrıca karım beni hiçbir zaman başkasıyla aldatmaz, gerek yok. (Gülüyor.) Kimle aldatacak yani? O kendini oynamış meselesi bir ucuzluk gibi görünür ama en zoru odur zaten. Rol kesmeye o kadar alışılmış ki, aktörlük rol kesmek zannediliyor.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır