kapat
05.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ÅžANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

AHMET HAKAN


Uzak durun!

TAKSİM'DEKİ BÜFELER: Göze daha iyi görünsünler diye lüzumsuz bir şıklık içine girdikleri günden bu yana sahiciliklerini kaybettiler.. Oraya çok yakışan kargaşa gitti, yerine kokmaz-bulaşmaz bir düzen geldi.. Artık ayranlar daha sulu, çift kaşarlı tostlardaki kaşar oranı daha düşük. Gece yarısının yerli kalabalığı bile göze 'aşırı turistik' geliyor. Yeni görünüm, büfe sahiplerinin havalara girmesine de neden oldu Artık dönerciler, kuyumcu sabrıyla bekliyorlar müşterilerini. Çığırtkanlığa dayalı tatlı rekabet yok oldu yani.. Oraya yol düşürmek artık içimden gelmiyor.

PİCUS DERGİSİ: Yıllardır ağır edebiyat dergilerine maruz kalmış ve bundan çok yakınmış bir edebiyat heveslisi olarak ben bile bu kadar hafiflik karşısında mahcup oluyorum. Sular seller gibi okuduğum dedikodular, iştahla takip ettiğim polemikler, "Televole" tadında röportajlar, şaşkınlıktan şaşkınlığa sürüklendiğim tuhaf karşılaşmalar.. Hepsi feci şekilde ilgimi çekiyor.. "Bir günah gibi" mi desem, "Günaha son çağrı" mı desem, bilemiyorum.. Uzak durmam gerektiğini biliyorum ama uzak duramıyorum.

HAMDİ KOÇ KİTABI: Yeni bir Türk romanı okumaya kalkışmak, vizyona yeni giren bir Türk filmi izlemeye kalkışmaktan farksız bence. İkisinin taşıdığı risk oranı aynı. Ama bir yerlerden kulağınıza "Orhan Pamuk, Hamdi Koç'un son kitabı 'Melekler Erkek Olur'a bayılmış. Son günlerde okuduğum en iyi Türk romanı bu diyormuş" gibi bir 'kent fısıltısı' çalınmışsa, elinizden bir şey gelmez. Çaresiz kitabı alacaksınız. Normalde baştan 20 sayfa okuduktan sonra bırakmanız gereken o romanı, "Belki Orhan Pamuk'u çarpan bundan sonraki bölümlerdir" diyerek zorunlu olarak sonuna kadar okuyacaksınız. Sonuç Kocaman bir hayal kırıklığı olacak. Şimdi sizi bir düşünce almıştır Bu kent fısıltısı bir yalandan mı ibaret, yoksa Pamuk kendi romanlarına ilgiyi arttırmak için mi böyle yapıyor? Düşünün durun artık..

KİRLİ TATLI ŞEYLER FİLMİ: Bu filmin yönetmeni "Benim Güzel Çamaşırhanem" adlı efsane filme imza attı, başrolde Amelie'nin hınzır kızı Audrey Tatou var, üstelik Tatou bir Türk kızını canlandırıyor filan diye sizi ikna etmeye çalışabilirler. Size söyleyebileceğim tek şey var Sakın kanmayın! Berbat bir film bu.. Filmin yönetmeninin bütün bir yaşamı boyunca tek bir Türk kızıyla bile karşılaşmamış olduğuna dair edeceğim yemin, ne demek istediğimi anlatıyordur herhalde..

KORSAN VCD'LER Yok, öyle korsan düşmanlığı üzerine bilinen nutuklardan birini atmayacağım. Sadece burada 'umut yok' demek isterim. İki yıl önce Venedik'te gösterime giren "Ripley'in Oyunu" adlı filmin VCD'sini geçerken bir korsanda gördüm.. Piyasada bulabileceğim bir film olsa asla yüz vermem ama ne yapayım ki iki yıldır yasal alanlarda aradığım halde bulamıyorum o filmi. Aşırı temkinli bir edayla "bozuk çıkmaz değil mi?" diye sordum. Korsan yemin etti. Eve gittim, VCD'yi cihaza koydum. Sonuç Bozuk çıktı! Bu benim için artık son deneyimdir!

DİGİTÜRK'ÜN SİNEMA KANALLARI: İlk başladığında "Aman ne lüks! 24 saat sinema!" diye coşkuyla karşıladığımız bu kanallar, her geçen gün, hani nasıl derler, 'kan kaybediyor'. Hep aynı saatlerde aynı filmlerin gösterilmesi, bir kanalda gösterilen filmin diğer kanalda tekrar edilmesi, klasik filmlere yeterince yer verilmemesi, kalitesizliğin her geçen gün daha da artması vs. Bütün bunlar nedeniyle o kanallar arasında umutsuzca çırpınmanın manasızlığını artık anlamış durumdayım. Tek tesellim Hallmark'taki İngiliz polisiyeleri..


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi

Sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır