|
 |
|

BeyoÄŸlu'nu aÄŸalar parselledi
Eğlence ve kültürden sonra suçların da merkezi haline gelen Beyoğlu'nun görünmeyen yüzü korkutuyor.. Sokaklar mafyadan sorulur oldu...
İstanbul'un eğlence ve kültür merkezi olan Beyoğlu'nun öteki yüzü çok korkutucu. Kapkaçın patladığı, sokak kavgalarının gırla gittiği Beyoğlu'nda her sokak bir 'baba' veya 'ağa' tarafından parsellenmiş durumda. Yüzlerce insanın ortasında 'gruplar' silahlarıyla çatışıyor. Esnaf ise çaresizce susuyor. Ancak hemen hepsi aynı şeyi düşünüyor "Polis olayların perde arkasında neler olduğunu biliyor ama müdahale etmiyor."
Esnafın bu düşüncesine rağmen Emniyet, en yoğun suç oranının olduğu İmam Adnan ve Bekar Sokakları için güvenlik önlemlerini artırdı. Bölgeye ek olarak 120 polis daha görevlendirildi. Bunun yanında 18 sokağa güvenlik kamerası ile her sokağa bir polis konulması düşünülüyor.
3 AYLIK ACI BİLANÇO
Beyoğlu, son 3 aydır birbiri ardına sıkılan kurşunlarla, sokak kavgalarıyla ve önlenemeyen kaçkaç olaylarıyla sarsılıyor. İşte örneklerden biri
Tarıh 15 Ağustos 2003, saat 22.00, yer İmam Adnan Sokak. Çayını, kahvesini içen insanların ortasında iki grup silahlarını çekti. Silahlı çatışma yarım saat boyuncu devam etti. 15 ayrı silahtan çıkan kurşunlar, çatışmaya katılanların hiçbirine dokunmadı. Ama Beyoğlu İlçe Araştırma Bürosu'nda görevli sivil polis memuru Metin Bostancı ateş ortasında kalarak boynundan yaralandı. Bir kurşun de sokaktan tesadüf eseri geçen Deniz İdil adlı kadının göğsüne isabet etti. Yaralılar hastaneye kaldırıldı, yüzlerce insanın içinde silahlarıyla çatışanlar kaçtı. Yarım saat süren çatışmaya polisin neden müdahale etmediği ise bilinmiyor. Ancak bu olaydan kısa bir süre sonra İmam Adnan yine bir 'şiddet' olayıyla Türkiye'nin gündemine geldi. Saldırıya uğrayan bu kez bir gazeteciydi. Şafak Pavey, yüzlerce insanın ortasında acımasızca dövüldü.
İki gün önce de Fransız Konsolosluğunun hemen arkasındaki otopark işiyle uğraşan iki grup arasında silahlı kavga çıktı. Beyoğlu meydan muharebesinde taraflar, çevredekilere aldırmadan birbirlerine ateş etmeye başladı. 3-4 dakikalık olayın sonunda tesadüfen yoldan geçen Ferdi Maraş ile kavgaya karışan Ahmet Portakal, Şaban Balcı ve Cengiz Çengel silahla yaralandı. Ekipler geldi, kavgayı ayırdı. Olayın üzerinden birkaç saat geçmişti ki, bir Çinli, Taksim'in girişinde kapkaççıların saldırısına uğradı. 4 kapkaççı, Çin'deki bir üniversitede öğretim görevlisi olan Siqua Lou'ya bir otomobille yaklaştı. Çinlinin içinde 2 bin dolar bulunan çantasını alan kapkaççılar ortadan kayboldu. Ama kısa bir süre sonra para ile birlikte yakalandılar.
NELER OLUYOR?
Beyoğlu'nda konuştuğumuz esnaf adının ve dükkanlarının isimlerinin yazılmasını istemiyor. Çünkü başlarının derde girmesini istemiyor. Onlara göre, her sokak bir 'ağa', 'baba' tarafından parsellenmiş durumda. Polis de bunlara göz yumuyor. Eskiden Siirtliler, Rizeliler diye gruplara ayrılırmış şimdi ise kişilerin tekelinde. Sokak çatışmalarının arkasında da bu kişiler arasındaki rant kavgası var.
Beyoğlu esnafı özellikle İmam Adnan'da yoğun olarak bulunan kapkaççıların çoğunu tanıyor. Ama başları derde girecek diye konuşmuyor. Esnaf, "Biz biliyorsak polis neden bilmesin?" diye soruyor. Bir cafe işletmecisi yaşadığı olayı şöyle anlatıyor "Geçen hafta dükkanı biraz erken kapatıp alış veriş yapayım diye İstiklal Caddesi'ne çıktım. Bir baktım bir çocuk beni takip ediyor. Takip edildiğimden emin olmak için aniden bir dükkana girdim. Bekledim ve dışarı çıktığımda çocukla yüz yüze geldik. Onu tanıdım, kapkaççılık yapıyordu. Ben ona 'hayırlı işler' deyince o farkettiğimi anla ve peşimi bıraktı. Ben şimdi soruyorum. Benim bile tanıdığım bir kapkaççıyı polis tanımaz mı?"
GANGSTER NECDET'İ YAKALADI AMA KAPKAÇÇILARA YAKALANDI
Gangster Necdet 1960'lı yıllarda hızlı araba kullanmasıyla ve soyduğu bankalarla ün salmıştı. Darıca'da jandarmanın operasyonunda yakalandı. Necdet Elmas'ın yakalandığı operasyona katılanlardan biri de Hamdi Çakır'dı. Çakır, o dönemde sivil görevli bir askerdi. Gangster Necdet'i büroya teslim eden ekipteydi. Hamdi Çakır şimdilerde Beyoğlu'nda bir lokalde çalışıyor. Başından geçen hikayeyi şöyle anlatıyor
"Cebimde 400 milyon lirayla İstiklal Caddesi'ndeki bir bankaya gidiyordum. Parayı yatırıp lokale dönecektim. Yolda yürürken aniden 3-4 küçük çocuk bacaklarıma yapışarak bağırmaya başladı. Ben yüzlerine baktım ve aniden beynimde şimşekler çakmaya başladı. Paçama yapışan küçük çocuklardan biri hızla kaçmaya başlamıştı. Hemen diğer çocuklardan ikisini yakalarından tuttum. Ama param kaçan çocuktaydı. Tuttuğum çocuklar da anladılar ve 'amca paranı biz almadık' demeye başladılar. Sonra birden bir adam yanıma gelip 'ağabey ben bunları tutuyorum sen git diğerini yakala' dedi. Bıraktım çocukları ve koşmaya başladım. Çocuğa yetişmem mümkün değildi. Koşarken adamı düşünmeye başladım. Kaçan çocuğu bırakıp bu kez geriye koşmaya başladım. Döndüğümde herşeyi anladım. Adam da onlardandı...Hiçbirini yakalayamadım. Koca gangster Necdet'i yakaladım ama kapkaççılara yakalandım."
Özkan GÜVEN
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|