kapat
11.09.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

ÖMER LÜTFİ METE


Muhafazakarlığın Recep'i ve Şaban'ı

Gerileme sürecinde günü-birlik tepkici muhafazakarlık, hastalıklı bir kimlik üretir

Her yeni olgu karşısında önce peşin ret tavrı sergileyen ama sonunda geri adım atan ve benimseyen edilgin insan...

Böylece "muhafazakar"ın çağa yenikliği müzminleşir. Önce karşı çıkıp sonra benimsediği her yenilikle beraber, bir kere daha mağlup olur. Çünkü her durumda kendini, tekrar tekrar "yeryüzünün birinci sınıf sakini" olarak kanıtlama zorunluluğunda hisseder.

Bu, sürekli "karşıtlık sorunu" ile boğuşan adam kimliğidir...

Aziz arkadaşım vali Recep Yazıcıoğlu merhum, bu "kompleks kimlik"ten yeni ve parlak bir "muhafazakarlık" örneği ile sıyrılan ilklerdendi. İnşallah, bu en tanınmış ilk, bütün muhafazakarlar için ilham kaynağı olur.

Yazıcıoğlu bir "devrimci muhafazakar" olarak iki fiili kitap yazdı

1) Kırıp dökmeden de devrimci ruhla tartışma ve icraat yapılabileceğini kısa ömrüyle Cumhuriyet tarihine kazıdı.

2) Muhafazakarlığın, "sıkıca tutup boğmadan" yaşanabileceğini yazıtlaştırdı.

Bu mirastan en çok "muhafazakar demokrat"ların nasiplenmesi herkesin hayrınadır. Böylece "rahat muhafazakar" kişilik yaygınlaşır.

Noksan muhafazakar

Bu da "rahatsız" olmayan ve "rahatsız" etmeyen ama yine de "muhafazakar" kalabilen kişilik demektir.

Merhum Yazıcıoğlu ile belgelendi ki, "rahatsız muhafazakar" kimliğin aşılması, ne inançlardan, ne de yaşayış tarzından taviz vermeyi gerektiriyor.

Tabii ki, "rahatsız" değil de "rahat muhafazakar" olabilmek için sihirli bir anahtar yok ama şaşmaz bir gösterge var

"Kendi kendisini ve hatta misyonunu hicvedebilme yeteneği..."

Eğer kasıp geren bir "muhafazakarlık dürtüsü"ne sahipseniz, ne herhangi bir değeri koruyabilir, ne de mutlu olabilirsiniz. Hayat denen büyük dalgaya karşı, boşverici olmadan yaşama sevincinizi "muhafaza" edebiliyorsanız, inancınızda ve ibadetinizde içtenliği koruyabilirsiniz. Oysa dinin temeli var olmanın mutluluğu; yani yaşama sevincidir.

Bunun kanıtı Hazret-i Peygamber'in genellikle güleç olmasıdır.

Çarpıcı bir örnek

Peygamber ve genç dostu Ali namaz kılarken Ebu Talip rast geliyor ve izliyor... Ebu Talip, Müslüman olup olmadığı tartışmalı zat; Peygamber'in amcası, Ali'nin de babası... İlk defa böyle bir resim görüyor.

Aslan muhafazakar!

Özellikle de secdedeki hallerine dikkatle bakıyor. Namaz sonrası oğluna soruyor

"Bu yaptığınız ne?"

"Rabbi'mize teşekkür etmek için namaz kılıyoruz."

Ebu Talip bir an düşünüyor

"Bu yaptığınız iyi bir şey olabilir ama ben hiçbir zaman başımı yere koyup kıçımı havaya dikmem..."

Günümüzün "Şahin Müslüman"larına kılıç çektirecek bu sözler karşısında "Allah'ın Elçisi" ve "Allah'ın Arslanı" gülümsüyorlar. Çünkü "yaşama sevinci" onların mesleği. Şükür de bu... Namaz "Yaratıcıya teşekkür" için ama her namaz öyle mi? İçinde "yaşama sevinci" olmayan duygu ve eylem "teşekkür"den sayılmaz.

Yaşama sevinci, "yoklardan bir yok" olmamanın, var edilmişliğin şükran ifadesi ve fikrimce Yaratıcı'nın en sevdiği insan hali.

Yazıcıoğlu "yaşama sevinci" ile bu dünyadan geldi, geçti.

Onun bıraktığı mirastan devletin ne ölçüde yaşama sevinci üreteceğini, yerine tayin edilecek vali ile test edeceğiz. Oraya, Yazıcıoğlu'nun özenle yetiştirdiği bir yardımcısı da atanabilir, asık yüzlü, "Hasbi Tembeler" ruhlu bir "muhafazakar demokrat" da.

Recep'in arkası Şaban'dır ama Kemal Sunal'ın resmettiği değil!


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır