|
 |
|
AHMET HAKAN
"Ankara.. Ey iyi kalpli üvey ana"
Bir günümü Ankara'da geçirdim. İki Bakan, dört bürokrat, bir istihbaratçı ile görüştüm. Bazı meslektaşlarla bir araya geldim.. Bu bir günlük geziden çıkardığım sonuç şu "Tipik bir İstanbul gazetecisi", bir günlüğüne Ankara'ya gittiğinde, İstanbul'da bir ayda duyması mümkün olmayan türden şeyleri bir günde duyarmış. Öncelikle bunu anladım. Komplolar, üstü açılmamış kulis bilgileri, fısıltılar ve dedikodularla dopdolu bir gün geçirdim. Memnunum. Ama bu şekilde ikinci bir gün daha geçirmek istemediğimden de eminim. Çünkü böyle bir ortama ancak bir gün katlanılabilir.
Bunun nedenini bir günlük Ankara serüvenimden bazı notlar aktararak açıklamaya çalışayım
- Hani şu "DEHAP'ın oyları iptal edilecek, DYP Meclis'e girecek, ortalık karışacak" diye özetleyebileceğimiz senaryo var ya, Ankara'da herkes ciddi ciddi bu konuyu konuşuyor. Bizim İstanbul'dan burun kıvırarak yaklaştığımız olay, Ankara'yı acayip heyecanlandırıyor.
- "Kızıl elma koalisyonu" biz İstanbul'dakiler için "tuhaf haberler köşesi"ni dolduracak bir anlama sahipken, Ankara'da bu iş epey ciddiye alınıyor. Bu koalisyondan yola çıkarak öyle analizler yapılıyor ki, şaşırıp kalmamak imkansız. Kısacası Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Perinçek burada, İstanbul'dan daha popüler.
- Emekli generaller ve onlara dair dedikodular da Ankara'nın en sevdiği konuların başında geliyor. Bütün generaller, ön adlarının sonuna eklenen "Paşa" ekiyle anılıyor ve herkes onları yakından tanıyor. "Hangi paşa, hangi görevden emekli oldu" konusundaki cehaletim, beni epey zorladıysa da durumu idare etmeye çalıştığımı belirtmeliyim.
- Ankara caddelerinde arabayla bir randevuya yetişmeye çalışırken birden bir bina gözüme çarptı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği binası.. Bir yandan Radikal gazetesinin 4 gündür manşetten yayınladığı haberlerin etkisi, bir yandan da trafik sıkışlığı nedeniyle binaya uzun uzun bakma fırsatı buldum. Burası Ankara'nın son günlerde en çok konuşulan yapısı. Dışarıdan bakıldığında hiçbir enteresan tarafı yoktu. Ama tam karşısına yaptırılan görkemli "Diyanet İşleri Başkanlığı" binasıyla bir arada değerlendirildiğinde olay ilginçleşiyordu. Ankara'yı iyi bilen bir dostumuz, "Aman hiçbir anlam çıkarma! İki binanın karşı karşıya olması tamamen bir rastlantı" dedi. Ankara'yı çözemeyeceğimi bir kez daha anladım.
- Ankara'da Melih Gökçek dedikodusu yapılmadan olur mu? Herkes Gökçek'in AKP'ye geçerek adaylığı garantiye aldığını söylüyor. Ankara'ya giriş yollarını görkemli kavşaklarla yeniden düzenleyen Gökçek'in, Turgut Altınok'a gol attığını düşünenlerin sayısı bir hayli fazla..
- Ankara'da Cemal Süreya'nın "Ankara Ankara / Ey iyi kalpli üvey ana" dizeleri aklıma geldi. Birkaç kez tekrarladım bu iki dizeyi. Bir günlük perspektiflere odaklanmış sohbet konularına rağmen bir şefkat hissi yakalamıştım bu kentte. Belki de bu nedenle şairin Ankara'yla kurduğu marazi ilişkinin benzerini ben de yaşadım..
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
