kapat
31.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°
limasollu
TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL

GREENCARD

NECATÄ° DOÄžRU


Zafer Bayramı! Meçhul Asker! 11 Çuval!

Önceki gün kendime bir hedef koyup, gazeteden erken çıktım. İstanbul "Zafer Bayramı"na nasıl giriyor, gözlemleyecektim. Güneş batmaya hazırlanıyordu, İstanbul, her zamanki gibi "birbirine tahammülü olmayan" kavramları "barış içinde bir arada yaşatarak" günü bitiriyordu. Yüksek resmi binaların ön yüzlerine bayraklar asılmıştı.

Sarayburnu'na gittim.

Otomobilden inmeden, sahili izleyerek Florya'ya kadar, 30 kilometre hızla sürdüm. Arkamdan çok korna sesi duyacağımı, küfür yiyip azar işiteceğimi biliyordum. Ama 30 kilometreyi aşan hızla gidersem insanların ne yaptığını gözlemleme şansını yok edecektim.

Küfür yemeyi tercih ettim.

Sahil boyu silme insan doluydu, bunaltıcı sıcaktan kaçmak için insanlar kıyı lokantalarını, kahveleri, parkları, ağaç altlarını, kaldırımları doldurmuştu.

Çoluk çocuk...

Genç ihtiyar..

Mutluydu insanlar.

Yüzleri gülüyordu.

****

Ne kadar çok farklı yüz var İstanbul'da... Birbirinin karşıtı, biri öbürüne benzemeyen insan yüzünün milyonlarca olduğu tek şehir dünyada belki de İstanbul...

Kiminde ağırbaşlı güzellik...

Kiminde telaşlı büyüleyicilik...

Kiminde güvenli gülümseyiş...

Öbüründe tevekkül dolu mimikler, diğerinde inançlı bakışlar, başkasında şüphe dolu dudaklar, berikinde hayata kanat açmış tebessüm...

Şu genç kıza bak!

Onun yüzünde de ağırbaşlılıkla telaş, tevekkülle kendine güven, inançla şüphe, hayalle hakikat, soyutla somut bir araya gelmiş, tıpkı İstanbul gibi, birbirine tahammülü olmayan zıtlıklar bu kızın yüz çizgilerinde buluşmuştu.

Florya'dan geri döndüm.

Çevre yoluna çıktım.

Merter'den Topkapı'ya, oradan Levent'e, Levent'ten Maslak'a ulaşıp İstinye'ye sahile indim. Sarıyer'e kadar gidip, boğaz boyunca geri döndüm... İnsanlar boğazı doldurmuşlardı, her kesimden, her sınıftan, her soydan, her ırktan insanlar, kimisi çok lüks lokantalara girmeye hazırlanıyor, kimisi kaldırımda evden getirdiği tüpgazla çay demlemeye çalışıyordu.

Dedeleri 30 Ağustos'u yapmıştı. Torunları tadını çıkarıyordu.

****

Emirgan'da çınar ağacının altındaki kahvede 67 yaşında defterdarlıktan emekli memur, 21 yaşındaki tıp fakültesi öğrencisi torununa; "30 Ağustos Zafer Günü"nü şöyle anlatıyordu

"Başkomutan Mustafa Kemal, Büyük Taarruzu başlatmıştı. Taarruzun ikinci gününde bu savaşın büyük yükünü üstlenen tümen komutanlarından Albay Reşat Bey'in tümenine "Çiğiltepe'nin ele geçirilip düşmanın oradan iki saat içinde atılması" görevi verilmişti. İki saat geçti, fakat tepe alınamadı. Tümen Komutanı Albay Reşat, emri belirlenen saat içinde yerine getiremediği için kendine ölümcül bir ceza verdi. İntihar etti. Ama tümenin geri kalan askerleri Çiğiltepe'yi ele geçirdiler. Başkomutan'ın buyruğunu uyguladılar. İşte 30 Ağustos budur."

BeÅŸiktaÅŸ'a geldim.

Yıldız yokuşunu çıktım.

Boğaz Köprüsü'ne saptım, karşıya geçtim. Kuzguncuk üzerinden Üsküdar Meydanı'na ulaştım.

****

Üsküdar Meydanı'nı kıyıdan Harem'e bağlayan sahilyolu da insan doluydu. Sahilde oturmuşlar, karşı kıyıları, güneşi seyrediyorlardı. Kızkulesi'ne bakan geniş sahil şeridindeki büfelerin önündeki bankta oturmuş iki kişiden biri öbürüne; "Şimdiki paşalar emekli olurken konuşmalar yapıyorlar ama kendi dönemlerinde Irak'ta bizim 11 subayın başına Amerikalılar çuval geçirdi, bundan hiç bahsetmiyorlar" diyordu. Öbürü de ona; Cahit Sıtkı Tarancı'nın; "Mehmed'im bu toprağın düşkünüdür.../ Bu aşk ile ya vurur ya vurulur.../ Mehmetçik ölür/ Meçhul asker olur." şiirini okuyordu. Benim buraya yazdığım gibi şiirin bir iki mısrasını değil, tamamını okuyordu.

Ä°stanbul...

30 AÄŸustos'un bilincindeydi.

Onu yapanlara minettardı.

Mesajlarınz için: ndogru@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır