kapat
31.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°
limasollu
TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL

GREENCARD

Ä°LKER SARIER


"İnsanlık" götürelim

Amerika, teröre karşı mücadele kisvesi altında, bütün dünyaya yalan söyleyip Irak'a girerek, "işgalci" konumuna düştü.

Amerika'nın yanında Irak'a dalmak, ülkemizi dünyanın ve kamuoyumuzun gözünde "işgalci" bir konuma sokacaktı. Bu uluslararası rezaletten son anda sıyırdık.

Irak'ta bugün, Amerikan Neo-Con'larının doymak bilmez çıkarları ile mazlum Irak halklarının demokrasi ve ekmek ihtiyacı karşı karşıyadır. Bush, Irak'a ne demokrasi götürdü ne de insan hakları ve özgürlük. Irak halkı, neredeyse Saddam'ı arar hale geldi. Bebeler yine sefalet, anneler acı içinde perişan...

Bizim "artist tayfası" ise burada emekli paşalarla Yemen-Galiçya muhabbeti yapıyor.

Pahalı şaraplı öğlen yemeklerinden sonra yazı makinasının başına oturup, memlekete "milad" tayin etmek kolay tabii...

Peki bir uluslararası "politika" üretsene görelim, eski kalıplara sığmayan!..

Ben şöyle hissediyorum

ABD'nin müthiş baskısı ve psikolojik ablukası sonucunda Irak'a eninde sonunda gireceksek eğer...

Dünya sahnesine alışılmamış bir strateji ile çıkamaz mıyız dersiniz?

Örneğin, bir tümen seviyesinde askeri kuvvetle birlikte, Irak'a sağlık, aş ve altyapı hizmetleri götürmek istediğimizi ve bunu yapmaya hazır olduğumuzu bütün dünyaya ilan edemez miyiz?

Böylece Irak halkının "onay ve desteğini" de sağlama alarak.

Güvenliğin sağlanması için Amerika'ya da yardımcı olarak...

Türkiye'nin Irak'ta büyük sahra mutfakları ve hastaneleri kurduğunu düşünün... Binlerce doktor, hemşire ve sağlık malzemesi ile Irak halkına hizmet verdiğini tasarlayın...

Özetle, o bölgeye "askeri despotizm" değil, üniformalı da olsa "insanlık" götürüldüğünü farzedin...

Türkiye şu anda, TUS sınavlarına girmeyi hayal eden 35 bin pratisyen hekimini 700 milyon lira aylıkla köşe bucakta istihdam etmeye çalışıyor.

Biz büyük bir ülkeyiz ve çok "atıl" imkanlarımız var...

"Müslüman" kimliğimizi de "Amerika'ya zırh" anlamında değil, bölge halklarına insanca yaklaşmak noktasında harekete geçirebiliriz.

Bu, dünyada eşi görülmemiş bir insanlık siyaseti olabilir. Gönüllerde taht kurabiliriz.

'Bunun parasını kim verecek?' derseniz, her şey her zaman para değildir.

Büyük devlet, insanlıkla kurulur, oluşturulur.

Krizler çıkartarak havaya saçtığımız milyarlarca doların yanında, mazlum Irak halkına ödeyeceğimiz birkaç milyar doların lafı mı olur?

İşgalcilikle büyük devlet olunmaz.

"İnsanlık gücü ve kararlılığı" ile büyük devlet olunur.

Askerler, askeri strateji geliştirir. Siyasetçiler ise "politika" yaratır. Yukarıdaki önerim, AKP iktidarının pekala oluşturabileceği bir politikadır.

Bakınız!

Duyarlı Amerikan kamuoyu bile Bush çetesinin işgalci siyasetine karşı çıkmaya başladı. Buna karşılık, başını Cengiz Çandar gibilerin çektiği bir grup gazeteci-yazar Türkiye'ye hala "Amerika'nın çıraklığını" öneriyorlar.

Üzülerek izliyorum ki, kendisini muazzam bir stratejist zanneden Cengiz Çandar, yazılarını cafcaflı Amerikan çevirileri ile süslemeyi pek biliyor ama 20. yüzyılın "kalıpları" içine sıkışıp kaldığının farkında değil...

Oysa yeni yüzyılımızın en değerli ve şaşmaz hareket noktası "demokrasi" ve "insan hakları"dır artık...

Not 1: Sevgili Emre Aköz. Senin tavlacılara 20 yıl oynamayı önermediğini ben de biliyorum. Sadece uzun vadede şans faktörünün sıfırlandığını söylediğin için böyle bir espri yapmıştım. Hepsi bu.

Not 2: 10 gün izinliyim. Sizi özleyeceğim.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır