kapat
21.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

Singapur aslanları

Dışa açılan Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri "tanıtım." Türk Tanıtma Vakfı (TÜTAV) Başkanı Kemal Baytaş "Uzakdoğu'ya sefer düzenliyoruz" dedi

- Singapur ve Jakarta'ya... Türkiye haftası yapacağız... Gel... Gör.

"Seferin" Singapur ayağına katıldık.

Singapur 9.538 kilometre.

Bir "ada ülke."

150 kadar Türk yaşıyor.

Onu, onbeşi öğrenci.

Bir kısmı işadamı.

Ve hepsi de birer "Singapur aslanı."

****

Singapur'un amblemi "aslan."

Kente o yüzden "Lion City" deniyor.

Ama bu aslan "deniz aslanı."

Türk Haftası'nın açılış gecesinde, Büyükelçi Hayri Erol'la birlikteydik.

Bir yanında "Singapur Parlamento Başkanı" vardı.

Diğer yanında ülkenin en önemli politikacılarından biri.

Hayri Bey hemen hemen her gece "etkinliğe" geldi.

Ve her gelişinde yanında "Singapur'un önemli isimlerinden birkaçını" getirdi.

Genç, dinamik, insan ilişkilerinde çok başarılı bir diplomat.

****

TÜTAV bugüne kadar 30'dan fazla ülkede "Türk haftası" yaptı.

Ve bunu "kendi imkanlarıyla" yaptı.

"Devlet bütçesine" el uzatmaksızın.

Kemal Baytaş da, kendisini "tanıtıma adamış bir misyoner."

Ne kadar kutlasak azdır.

Marifetli enişte
Enişte" dedik- Nasılsın, iyi misin?.. Anlat bakalım... Ne var, ne yok?

- Yavuj Bey... Ben şok iyi... Good... Very Well... Ya sen nasil?.. Türkiye iyidir mi?

- Her şey iyi... Ya çoluk çocuk?

- Sen soruyor benim şoluk şocuk.

- Evet, senin çoluk çocuk?

- Var benim şocuk iki tane... İki yaş, dört yaş.

- Yenge nasıl?

- Sen soruyor yenge... Yani my wife... Benim hanim?... Sen biliyorsun mu, my wife Türk.

- Tabii... Onun için sana enişte diyorum ya.

- Yavuj bey, bekle one minute... Bir dakka... I will coll my wife... Nasil derler ona, çağırmak... Ben çağırmak şimdi Berna... Berna, Berna... Look... Yavuj bey is asking you..

Ve Berna geldi.

Kucaklaştık.

Ankara'dan, İkinci Basın Sitesi'nden Berna Esendemir.

Şimdi Berna Sekhon.

Ankara Hilton'da çalışıyordu.

Singapur Hilton'a Satış Müdürü oldu.

Ve sonra da...

Hint asıllı Singapurlu Sukhjeet Sekhon'la evlendi.

Singapur'da yaşıyorlar.

- Enişte, ne iş yapıyorsun?

- Yavuj ben, sen soruyor benim joob.

- Evet... Senin iş.

- I'm working at very big company... Siz diyor ona büyük şirket.

- Ne kadar büyük?

- Yıllık ciro 48 milyar dolar.

- Adı?

- Company's name Glencore... Merkez İsviçre... Ama ben çalışıyor Amerika bölüm.

- Ne şirketi?

- Petrol... Siyah karbon... Oto lastiği var yapmak... With, siyah karbon.

Enişte, 37 yaşında.

Berna ise 33.

Singapur'da yaşıyorlar.

Enişte iş nedeniyle sık, sık dünyayı dolaşıyor. Berna da iki ve dört yaşlarındaki çocuklara bakmaktan, Hilton'daki işine devam edemiyor.

Berna'ya dedik ki "eniştenin Türkçesi hiç de fena değil."

Berna "o da bir şey mi" diye güldü

- Enişte kabiliyetli... Türk müziğini sor, neler biliyor, neler.

Bu sırada sahneye dansöz çıkmaz mı?

Enişte yerinden fırladı ve sahneye yürüdü...

Öyle marifetliydi ki, salon alkıştan inledi.

Koç'tan GM'ye
Köken, Şebinkarahisar. Ama Ali Aydın Pamir İstanbul'da doğup, büyümüş. İTÜ, Makine Mühendisliği mezunu. Türkiye'de KOÇ'ta çalışmış. Otokar Genel Müdürlüğü'ne kadar yükselmiş. On yıldır yurtdışında.

Ve bir dünya devi olan General Motors'ta (GM). Önce bu büyük firmanın Almanya'daki "ihracat müdürü" olmuş.

Sonra da "Avrupa dışı ülkelerden sorumlu satış sonrası müdürü."

1996'dan bu yana Singapur'da.

- Ya şu andaki iş?

- Yine General Motors.

Ali Aydın Pamir, GM'in "Uzakdoğu'daki başı."

"Singapur ve Malezya" Genel Müdürü. "Yeni ülkeleri teşkilatlandırmak" da onun işi.

Yani Çin de ona bağlı, Hong Kong da, Tayland da. Bu coğrafyadaki "12 ülke" ondan soruluyor.

Bir Türk'ün, profesyonel yönetici olarak gelebileceği "çok önemli bir post."

"Singapur protokolünün" önde gelen isimlerinden.

47 yaşında.

Sohbette sorduk

- Daha daha ne var, ne yok?

Bu sırada eşi büyük bir sevinçle yanımıza koştu

- Bakın ne buldum?.. Ne aldım?.. İnanılmaz güzel... Bu bir Kütahya... İçine çikolata koyacağım... Birine ev hediyesi olarak götüreceğim.

Ali Aydın Pamir, eşinin elindeki Kütahya Porselen'i inceledi ve...

- Çok güzel... Ben de bir kilim aldım... Bak, nasıl ama... Milas kilimi.


Restoran Anatolia
Yavuz Abi, size bir tavuk döner ikram edelim.- Yok, yok. Sağol.

- Karadeniz pidesi?

- Teşekkürler.

- İskender... Bol yoğurtlu.

- Hayır.

- Ama bir şey ikram etmek istiyoruz.

- Türk kahvesi... Sade.

- Hayhay.

Burası, Singapur'un göbeğindeki Türk lokantası... "Anatolia."

Meşhur Far East Plaza'nın alt köşesinde.

****

Anatolia'nın sahipleri İstanbul'da yaşayan iki Türk. Biri Oflu müteahhit Hızır Güngör. Diğeri demir tüccarı İsmail Cem Çıta. Anatolia'nın başında ise Naim Külsoy var. 27 yaşında. Trabzon-Araklı kökenli.

Almanya doğumlu. Boğaziçi-Turizm mezunu. Sonra İstanbul Üniversitesi, İspanyol Dili ve Edebiyatı. İngilizce, Almanca, İspanyolca biliyor. Bir "işçi çocuğu."

Sefer Ark, "dönerci."

Adapazarı-Hendek'ten... Dikmen köyünden.

Hüseyin İmzalı ise "pideci."

Giresun-Görele'den... Seferli köyünden.

"Karadeniz Görele Pide Salonu"nun eski ustalarından. İlyas, dondurmacı.Rize-İkizdere'den... Güneyce köyünden.

Lokantada, Türkler'in dışında da çalışanlar var.Ceylani ile Huseyni, Singapurlu. Vimel, Hint. Kasiyer ise Çinli.

Singapur'da "hayli" Türk lokantası var. Sofra, Kapadokya, Efem, Efes, Türkish Hause, Deli Türk.

"Hepsi iyi de" dedik

- Bu Deli Türk de neyin, nesi?

Anlattılar.

- Bir Fransız markası var... Deli diye... O markayı aldık... Yanına Türk'ü ekledik... Oldu Deli Türk... Ve tutuldu da.

Hüseyin Usta (İmzalı) dedi ki

- 39 yaşındayım... Dokuz yaşında pideciliğe başladım... Yavuz Bey, Singapur'da bir pidemi yemeden gitme.

TÜTAV Başkanı Kemal Baytaş, "Hüseyin Usta alınacak" diye araya girdi.

Ve sordu

- Hüseyin Usta... Fındık lahmacun da yapabilir misin?

- Lafı mı olur?.. Feriştahını yaparım.

- Öyleyse bana bir fındık lahmacun yap... Hatırın kalmasın.

Türk lokantalarının müşterileri kimler, diye soracak olursanız...

Singapur'da kaç Türk var ki?

Müşteriler "her ülkeden." Ara, sıra bizim gibi "Türkler'in de düştüğü" oluyor, hepsi o kadar.

THY okulu
Batı" da bir Uçal Dalgıç vardı. THY'nin Avrupa'daki en başarılı elemanlarındandı. Şimdi emekli.

"Uzakdoğu" da da, Orhan Kabaoğlu'nu tanıdık. THY'nin müdürü.

Geçen yıl "nasıl çalıştığını" görmüştük. Bu yıl yine gördük. Singapur'a 50'den fazla ülkenin havayolu şirketi sefer yapıyor.

Bu dev pazarda Türkiye de var.

Ve ön sıralarda.

Orhan Kabaoğlu'ndan "yolcu listesini" istedik. THY ile uçanların çoğu Avustralyalı, Endonezyalı, Singapurlu, Fransız, İngiliz, Malezyalı. THY gerçekten çok büyük bir şirket.

Ve başarılı da bir "okul."

Öyle bir okul ki...

"Çalışanları" Orhan Kabaoğlu gibi "kabına sığamayan... Şirketi için didinen" insanlar.

"Emeklileri" ise gittikleri yere "ufuk götüren" kimseler... Son örneği VARAN'ın çehresini değiştiren Yusuf Bolayırlı. Uzakdoğu'da THY'yi çok iddialı gördük ve gurur duyduk.

Çiğ köfteyi hak etmek için
Taner "ben Diyarbakırlı'yım" diye söze başlayınca... "Çiğ köfteyi özledin mi" diye sorduk.

Başladı gülmeye

- Kim özlemez ki?.. Ama burada da çiğ köfte yoğuruyorum.

- Malzeme?

- Ne zaman Türkiye'ye gitsem, dönüşte çiğ köfte malzemesi getiririm... Şanlıurfa'dan, Gaziantep'ten biber... Özellikle de salça.

Taner Kalan 37 yaşında.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirmiş.

Sonra Avustralya'ya gitmiş.

"Pazarlama eğitimi" görmüş.

Türkiye'de "AK MAYA" firmasının ihracat müdürlüğünü yapmış.

Ve sonra "iyice dışa açılmış."

Yıllık cirosu dört milyar dolar olan bir yağ sanayii kuruluşunda (MOI) çalışmaya başlamış.

Şimdi bu dev şirketin maya bölümünün pazarlama müdürü.

- Taner, neler yapıyorsunuz?

- Palmiye yağı üretiyoruz... Bisküvi ve çikolatada kullanılan yağı... Ayrıca maya işiyle uğraşıyoruz... Türkiye'den de maya alıyoruz... Pak Maya'dan... Ve bütün dünyaya satıyoruz... Maya işi çok büyük bir iş.

Taner'in babası Sırrı Kalan, 3 Kasım 2002 seçimlerinde, İsmail Cem'in partisinden Diyarbakır adayı imiş.

- Taner, siyaset nasıl?

- Burada siyaseti değil, işi düşünüyoruz.

- Ya Türkiye'de?

- Seçim dünde kaldı... Daha aydınlık yarınlar için Türkiye'de de gece, gündüz iş düşünmemiz gerekiyor.

- Taner burada hayat nasıl?

- Hayat her yerde aynı... Çalışacaksın... Kazanacaksın... Ve çiğ köfteyi hak edeceksin.

Özal'ın vazosu Sabancı'nın seti
Lee Kuan Yew "Singapur'un kaderini değiştiren isim." "İngiltere'de" okumuş. Sonra ülkesine dönüp, Başbakan olmuş.

Ve açlıkla savaşan Asya kıtasının ortasında, bir "modern ülke" yaratmış. "Oldukça uzun süre" Başbakanlık yapan Lee Kuan Yew şimdi yine politikada ama...

Artık "yaşlandı." Ülkesi ona "yeni bir ünvan" buldu

"Kıdemli Bakan."

Ülkesinin, "tecrübelerinden yararlanmaya devam ettiği" bir lider. Lee Kuan Yew, Türkiye'ye de geldi. Dünyanın tanıdığı bir devlet adamı. Biz Singapur'a gelmeden az önce "kendisine verilen hediyeleri" satmış. "Açık artırma" ile.

Hediyeler de oldukça fazla...

Helmuth Kohl'ün hediye ettiği bir "kalem." Suharto'nun hediyesi "gümüş set." Dünyada Lee Kuan Yew'e hediye vermeyen lider yok gibi.

****

Açık artırmada Türkiye'den de "iki parça" varmış. Turgut Özal'ın hediye ettiği "gümüş vazo." Açık artırmada 15 bin dolara satılmış. Ve Sakıp Sabancı'nın hediye ettiği "gümüş set." Çaydanlık, sütlük, şekerlik, tepsi... O da "25 bin dolara."

İkisini de "Endonezyalılar satın almışlar."

Sorduk

- Açık artırmada toplanan paralar ne oldu?

Anlattılar

- Singapur'da bir kuruluş var... Single Mother... Yalnız Anneler... Oraya bağışlandı.

Yarınlar bizim
Zafer Evren. 41 yaşında.Aslen, Trabzon'unKemerkaya Mahallesi'nden.

Hacettepe-İşletme'yi bitirmiş ve...

Kendisini yurtdışına atmış.

Suudi Arabistan'dan, Kanada'ya...

İngiltere'den, Polonya'ya kadar dolaşmadığı ülke, çalışmadığı yer kalmamış.

Brezilya dememiş, gitmiş.

Singapur dememiş, gitmiş.

Çalışkan bir Karadenizli.

Ve şu anda...

- Zafer, ne yapıyorsun?

- Gillette firmasının Asya-Pasifik grubu finans başkanıyım.

Gillette "bir dünya firması."

Zafer'in, finans grubu başkanı olarak sorumlu bulunduğu bölge ise çok geniş... Japonya'yı da kapsıyor, Avustralya'yı da.

Çin'i de, Kore'yi de.

Zafer evli.

Çocukları 6 ve 8 yaşlarında.

- Zafer... Hayat nasıl?

- Türkiye'nin geleceği parlak... Gençlerin önü açık... Ama hayat da zor tabii.

- Ne gibi zorluklar?

- Yurtdışında doğup, büyüyen gençler var... Avrupa'da, Avustralya'da doğanlar... Onların, Türkiye'de işleri zor... Bir de benim gibi Türkiye'de doğup, büyüyenler var... Bizim de dışarıda işimiz zor... Ama çalışa çalışa zorlukları aşıyoruz... Hani bir şarkı var ya... Yarınlar bizim.

En büyük Türkiye
Siirt nire, Singapur nire? Selami Genç, 29 yaşında. Siirt kökenli.

İstanbul Üniversitesi'nde "iş yönetimi" okumuş.

Dört yıldır Singapur'da.

- Selami... Burada nelerle uğraşıyorsun?

- Bu coğrafyada üretim yaptırıyorum... Çin'de, Endonezya'da, Tayland'da, Vietnam'da... Kalıbını, dizaynını ben veriyorum... Şu model olacak diyorum.

- Sonra?

- Üretilen malları satıyorum.

- Nereye?

- Türkiye'ye, İtalya'ya, İspanya'ya, Polonya'ya... Aklınıza neresi gelirse... İstanbul'da firmamız var.

- Markalar?

- Türkiye'de Rodi marka ayakkabı alırsanız veya Collezione marka kaban... Ya da Slazenger... Bunları Avrupa'dan da alabilirsiniz... Ama bileseniz ki, benim burada yaptırıp, sattıklarımdandır.

- Selami... Türkiye nasıl?

- Siz daha iyi biliyorsunuz... Türkiye çok güzel... Büyük ülke... Ama laf bol... Kuru laf.

- Singapur nasıl?

- Yaşamak için çalışmak zorundasın... Çalışınca karşılığını alıyor ve işi büyütüyorsun.

- Mesajın?

- En büyük Türkiye başka büyük yok.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır