|
 |
|

SOLİ ÖZEL
Mağrur olma padişahım
Salı öğleden sonra BM temsilciliğine karşı gerçekleştirilen terörist saldırıyla ABD'nin Irak'taki savaş sonrası politikası iflas noktasına gelmediyse bile buna yaklaşmıştır. Bunu sezebilmek ya da görebilmek gerçekten derin bir analiz yeteneği de gerektirmiyor. Abdullah Gül'ün dün, Irak'taki saldırı ile Türkiye'nin asker gönderme kararı arasında bir bağlantı olmadığını söylemesinin anlamsızlığının görülmesi için gerekmediği gibi. Bush yönetimi kendi kibirinin ve hasisliğinin sonucu olarak Irak'ta kontrolü elden kaçırma noktasına gelmiştir. ABD'nin tası tarağı toplayıp Irak'tan gitmesi şimdilik düşünülemeyeceğine göre yönetimin önünde iki seçenek vardır. Ya bugünkünden çok daha büyük parasal ve askeri kaynakları harekete geçirecektir, ya da Birleşmiş Milletler'e gidecektir. Bush yönetiminin daha fazla askeri Irak'a göndermek için kaynaklarını aşırı derecede zorlaması gerekmektedir.
Saldırıda El Kaide parmağı
Amerikan Kara Kuvvetleri'nin operasyona gönderilebilecek askerlerinin yarısı halen Irak'tadır. Daha fazla asker göndermek çok zordur. Amerikan ordusu gönüllü ordudur ve askerlerden bile bile ölüme gitmelerini istemek bu yönetim için artık eskisi kadar kolay olmayacaktır. Amerikan işgal yönetimi sıradan Iraklılar'ın kişsel güvenliğini de sağlayamamaktadır. Aileler sokağa çıkan kızlarına tecavüz edileceği, oğullarının kaçırılacağı korkusu içindedirler. Bağdat'ı dış dünyaya bağlayan en önemli ulaşım hattı olan Bağdat-Amman yolunda bile güvenlik sağlanamamakta, korsanlar yolu kullananları haraca kesmektedirler. Şii Arap çoğunluk örgütlü bir direnişe geçmedikçe işgal yönetimine yönelik eylemler bir ulusal bağımsızlık hareketi niteliği almayacaktır. Bugüne kadar Sünni çoğunluklu bölgede yaşanan saldırılar o anlamda ulusal bir örgütlenmenin nüvesi sayılamaz. Ancak gündelik hayatı cehenneme dönen sıradan Iraklılar da işgal yönetimine destek vermeyecekler, zımnen eylemcileri destekleyeceklerdir. Salı günkü eylemin gösterdiği zaten eylemlerin kaynağının farklılaştığıdır. İntihar saldırısı muhtemelen el Kaide veya bu örgütle işbirliği içindeki unsurlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Son zamanlarda komşu Arap ülkelerinden, Afganistan'dan ve Pakistan'dan Irak'a eylem amacıyla gelenlerin sayısında bir artış vardır.
Teröristleri Bush yarattı
11 Eylül'den sonra uluslararası İslamcı terörizme savaş açtığını ilan eden Bush yönetimi saldırganlığı ve ardından gelen beceriksizliğiyle düşmanına kendisine mukabele edeceği bir cephe hazırlamıştır. Jessica Stern'in yazdığı gibi "Amerika terörist tehdit oluşturmayan bir ülkeyi alarak terörist bir tehdit haline getirmiştir." BM merkezine yapılan saldırı hunharca ve kalleşçedir. ABD'nin savaşına direnmiş bir örgüte ve onun şahsında dünyaya yapılmış bir saldırıdır. Sıradan Iraklılar'ın çektiği sıkıntıyı arttırmaya yöneliktir. Kofi Annan'ın dünkü konuşmasında örgütün Irak'ı terketmeyeceğini söylemesi bu bağlamda önemlidir ve şiddet aşığı nihilistlere pabuç bırakılmayacağını göstermektedir. Bu aşamada gereken gelişme BM'nin Irak'ta sorumluluğu daha fazla üstlenmesidir. Uluslararası bir güç oluşturulmalı, Irak yönetimi tedricen ancak mümkün olduğunca seri bir şekilde Iraklılara geçmelidir. Türkiye de bunları tartışmak zorundadır. Hükümet bu ülkenin kamuoyunu hiçe sayar şekilde davranmaktan vazgeçmeli ve Irak siyasetinin mantığını açıklamalıdır. Başbakan bu ülkede yaşayanlara BM kararı olmadan Türk askerinin Irak'a neden gitmesi gerektiğini etraflıca anlatmadan bu politikaya karşı çıkmak görevdir.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|