|
 |
|
YAVUZ SEMERCİ
'Biz şimdi ne yapalım?'
BDDK'dan önceki gün gelen resmi açıklamanın ardından, özellikle bonozedelerden mesajlar gelmeye devam ediyor. Resmi açıklamada da belirtildiği üzere, İmar Bankası'ndan bono ve devlet tahvili satın alan yatırımcılar için güvence yok. Ancak konuyla ilgili çalışmaların sürdüğü belirtiliyor. Yani henüz netleşen bir şey yok. Bu konuda biz de okurlarımızın sesi olmayı sürdürüyor ve bugün köşemizi onlardan gelen mesajlara ayırıyoruz
"İzmir'den selamlar. Ben muayenehanesi olan ve serbest çalışan diş hekimiyim. Sistemde çürük banka kalmadı beyanatlarına inanarak, İmar Bankası'ndan 3 Aralık valörlü ve 8 ay vadeli Hazine bonosu aldım. Şu an evraklarımızı teslim edeli 20 günü geçti ve hiç-bir somut açıklama yapılmıyor."
"Benim aklım almıyor. Herkes haklılığı biliyor ama yapılacak birşey yok diyor. 20 yıldır ailemle beraber zor koşullarda biriktirdiğim tasarrufumu Hazine bonosuna yatırdım. Tam yurtdışına master'a gideceğim derken, 'kusura bakma' deniliyor. 100 milyarlık para nasıl gider, hâlâ inanmıyorum. Devletin kağıdı diye Hazine bonosu aldım ve mevduata bilerek yatırmadım.
Şimdi kimi nereye dava edeceğiz?"
"Devlet tahvili en sağlam yatırım aracıdır diye bankadaki mevduatımızla devlet tahvili aldık. Neticede devletin tahvilidir, diye düşündük. İmar Bankası'ndan tahvili aldık. Tahviliniz emanete alınmıştır, diye elimize yazılı dekont verildi. Şimdi deniyor ki, devlet tahvili karşılıksız çıkarsa ödemeyi devlet yapmayacak, mevduat karşılıksız çıkarsa ödeme yapılacak. Ama en güvenilir olan devlet tahviliydi. Bu olay sonrası herkes devlet tahvili almaya korkacak."
"Benim X bankasından alınmış Hazine bonolarım var. Son İmar Bankası gelişmeleri ışığında, Hazine ve BDDK açıklamaları doğrultusunda elimdeki 'Hazine bonosu satışı dekontu' bankanın batması halinde geçerli olacak mı? Paramı nereden ve nasıl alabileceğim? Bunu sağlayacak belge nasıl olmalı?"
TEKZİP
27 Hazİran 2003 tarihli gazeteniz SABAH'ın 9. sayfasında yazarınız Yavuz Semerci'nin köşesinde 'Enerjiyi bir de Demirel anlatsın' başlığı altında çıkan yazı ile 29 Haziran 2003 tarihli aynı gazetenin 7. sayfasında aynı yazarın köşesinde 'Çolakoğlu, Çapan ve Aysal ses verin' başlığı altında çıkan yazının müvekkilim Gürbüz Çapan ile ilgili kısımları araştırılmadan, gerekli inceleme yapılmadan gerçeğe aykırı yazılmıştır. Yazarınız 27 Haziran 2003 tarihli yazısında; Türkiye'yi zarara uğratan en önemli enerji projelerinin Süleyman Demirel döneminde gerçekleştirildiğini, Gürbüz Çapan ve kardeşlerine ait Esenyurt santralinin o dönemde yaratıldığını, 4 doğalgaz santralinin Hazine'yi soymak amacıyla gerçekleştirildiğine emin olduğunu, 29 Haziran 2003 tarihli yazısında ise, 'Devlete pahalı elektrik satıyorum' diyen Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan Esenyurt Santrali şeklinde ifade kullanarak, santralin Gürbüz Çapan'a ait olduğu belirtilmiştir. Devamla "Sanki Ankara'da bazı bürokrat ve siyasiler, proje sahipleri ile bir araya gelerek, 'Hazine kasasını nasıl boşaltırız'ın planını yapmışlar" ifadesini kullanmıştır.
Müvekkilim Gürbüz Çapan Esenyurt santrali dahil hiçbir enerji santralinin sahibi veya ortağı değildir. Basın Meslek İlkeleri ve sorumlu gazetecilik gereği olarak bu husus Ticaret Sicil Kayıtları'ndan gazetecilik olanakları ile araştırılarak kolayca öğrenilebilirdi. Bilerek ve yıpratma maksadıyla yazılan bu gerçeğe aykırı yazılar siyasi kariyeri olan müvekkilim Gürbüz Çapan'ın kamuoyunda 'İtibarını zedeleyici' ve 'küçük düşürücü' niteliktedir.
Dr. Gürbüz Çapan Vekili
Av. Mehmet Danışman
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
