|
 |

EMRE AKOZ
Bu ne kompleks ah!
Eger keyfim yerindeyse; dukkanlarin, lokantalarin onlerinde cigirtkanlik yapip musteri kapmaya calisan oglanlarla dalga gecerim.
Balkan kokenli oldugum icin saclarim kumral, tenim beyaz. Eh boy da uzun... Yabanci turist sanip, artik Allah ne verdiyse, cogu kez Ingilizce, Almanca, bazen de Fransizca laf atar.
Once gulumserim. Oltaya geldigimi dusunerek bir seyler daha soyler. Dudagimi bukerim "Sen yaramazsin adamim!" Birden kendine gelir. Hem bozulur, hem meraklanir "Niye abi?"
Cevap hazir "Cunku bir Turk ile bir yabanciyi ayirt edemiyorsun."
Gecenlerde ayni sahne Taksim'in ortasinda tekrarlandi. Oglan pes etmemeye kararliydi "Abi sen Istanbullu musun?" Belli, 'Alamanci' bagi ariyor. "Yahu" dedim, "Sen gercekten isini iyi yapmiyorsun. Daha ilk cumlede anlamaliydin; Istanbullu olmayan birisi boyle Turkce konusur mu?" Bizimki iyice afalladi. Sonra toparladi "Olsun abi, siz yine de buyrun. Cok super yemeklerimiz var."
****
Ben kendi capimda eglenmeye, arada da ukalalik yapmaya calisiyorum da ne oluyor? Hic! Tersine, birakin yad elleri, burada, Turkiye'de dahi Turk gibi gorunmedikleri icin gurur duyanlar suruyle.
Eskiden de boyleydi. Saci sariya boyali... Kolej molej mezunu... Grameri olmasa dahi Ingilizce telaffuzu duzgun kizlarimiz... Yurtdisi gezisinden donduklerinde... Ayila bayila anlatirlardi... Italyan ayakkabicinin... Fransiz rehberin onlari nasil da Ingiliz ya da Amerikali sandigini... Ay nasil da gulduklerini...
Aradan yillar yillar gecti... Yapi ayni yapi oldugu icin durum degismedi.
Gecen gun Zulfu Livaneli yazdi mesela, Bilgi Universitesi'nin yaz okulunda olanlari. Tipi ve Ingilizcesi 'yabanci' duran kiza, "Siz nerelisiniz" diye sormus. Kiz Turk oldugunu soylemis. Livaneli de, "Hic benzemiyorsunuz" demis. Kiz da bos bulunup "Tesekkur ederim" deyivermis. Sonra kendini toparlamaya calismis "Tesekkur edecek ne var bunda. Ben de neler soyluyorum."
Bu tip sozlerin baska acidan bir benzeri de Laila'nin patronu Sefik Oztek'ten "Hollanda TV'si geldi. 'Buradaki insanlar Turk mu' diye hayretle sordular." (Ahmet Tulgar'in roportaji, Milliyet). Ardindan da lafi, daha once oldugu gibi, "Biz kendimizi yanlis tanitiyoruz"a getiriyor Oztek.
Iyi hos da, Turkiye'yi ve Turkler'i "Laila musteri profili" gibi tanitmamiz da galiba mumkun degil. 'Nicin olmasin' derseniz, cevap yine Oztek'in sozlerinde gizli "Laila ve Reina... Birbirine 300 metre mesafede, ayni tarzda iki kulup... Mevcut musteri potansiyeli ikisini birden beslemeye yetmez."
Hadi buyrun bakalim! Turkiye'nin turistik imajini Laila'nin musterisine gore kurgulayacaksin... Ama bu insan tipinin sayisi, birakin digerlerini, iki kulubu birden ayakta tutmaya yetmeyecek.
Yani; koca bir ulkeyi, zengin bir tarihi, muthis bir kultur mozaigini, eski tabirle, 'bir avuc azinlik' temsil edecek. Sizce tuhaf bir talep degil mi bu?
Ama normaldir... Turk'e benzemedigi icin tesekkur edenlerin ne talepleri biter, ne de kompleksleri!
****
Neyse... Bu koseyi takip edenler bilir Benim derdim milliyetcilik yapmak degil. Sadece naif bir hayal Acaba kendimizle barisik olsak... Su topraklarda daha mutlu yasamaz miyiz?
Ikinci Fatih olayi!
Trabzonsporlu futbolcu Fatih Tekke, hazirlik macinda yabanci hakeme saldirinca burada elestirmistik. Bordo- mavili ekibe gonul vermis okurlarimiz da, "Digerlerine bakmiyorsun, Trabzonspor dusmanligi yapiyorsun" diye mesajlar gondermisti.
Iste bu iddialarinin fos oldugunu ispatlayan bir yazi...
Biliyorsunuz, ben F.Bahce'yi tutarim. Tutarim ama, bizim kulupteki yanlislari onayladigim anlamina gelmez bu.
Alin size cumartesi gunu Almanya'da oynanan Bielefeld maci. Rakibin biraz hircin bir futbolcusu var Vata. Arnavut futbolcu civa gibi hareketli. Yere saglam basiyor. Kosuyor, aralara kaciyor. Bu arada faul de yapiyor.
Fenerli futbolcular ise henuz sezona hazir degil; yavas yavas form tutuyorlar. Bu yuzden sag bek Fatih Akyel, Vata'ya bir turlu engel olamiyor. Calimi yiyip duruyor. Bunun uzerine sinirleniyor. Ilk yarinin ortalarinda adama 'daaan' diye giriyor. Vata havada ucuyor. Itis kakis derken, sanki mazlum olan kendisiymis gibi Fatih, Vata ile itisiyor. Horozlaniyor. Bu arada bir de tekme salliyor.
Simdi... 1) Adam ne yapti Olagan birkac faul. Sen ne yaptin? Hunharca girdin Vata'ya. 2) Normal bir macta bu hareket kesinlikle kirmizi kartla cezalandirilir. Takimin 10 kisi kalir. 3) Peki bu hareketin bir kerelik mi, o anlik mi, fevri mi? Gecmisine bakiyoruz 2002-2003 sezonunda 4 kirmizi kartla takimin en cok ceza alan futbolcusu sensin. Ustelik bunlardan biri de hayati BJK macinda...
O halde 1) Fatih Akyel hemen oyundan alinmaliydi. 2) Hazirlik maci olmasina karsin hem takimin cikarlarina, hem de 'fair play'e uymayan bu hareketi sebebiyle ciddi bir ceza verilmeliydi.
Peki oyle mi oldu? Hayir! 1) Daum onu oyunda tutmayi surdurdu. 2) Esas suclu o olmasina ragmen, Turk seyirciler "Fatih, Fatih" diye dakikalarca tezahurat yapti.
Kulagi cekilmeyen bir Fatih davranislarini duzeltir mi? Hic sanmam. Fatih Akyel lig basladiginda F.Bahce'nin yine en cok kart gormeye aday futbolcusudur.
Her futbolsever gibi ben de takimimin galip gelmesini arzularim. Ama bunu; hem iyi, hem de spor ahlakina uygun ('fair play') oynayarak basarmasini isterim.
60 yili 5 yila sigdirmak
Her cumle, her iddia, her saptama kendi donemi icinde anlam kazaniyor. Rahmetli Vehbi Koc, bir roportajda Atilla Dorsay'a, "Benim 60 yilda geldigim noktaya simdiki gencler 5 yilda gelmek istiyor. Bu olmaz" demis. Neden olmasin? Kol emeginin yerini kafa emeginin aldigi, genc isadamlari derneklerinin kuruldugu, Bill Gates'lerin caginda... Yani sanayi toplumundan bilgi toplumuna gecilirken, niye boyle hayaller kurulmasin? Yarin obur gun, Koc Toplulugu'nun bilisim faaliyetlerinden gelen kazanci, Arcelik'i solladiginda kimse sasirmayacak!
Haberleri gazete sayfasi goruntusunde okumak icin
SABAH e-Medya"ya
tiklayin
|
|
|
|