|
 |


Silahlarin esitligi
Ne zaman hukuktan, adaletten soz acilsa, akla gelen ilk sorun elbette yarginin bagimsizligi oluyor.
Ancak en az onun kadar onemli bir ilke daha var Yarginin tarafsizligi.
Yarginin tarafsizligi da -bircok etkenin yani sira- yargicin tarafsizligindan geciyor. Bu, sadece onyargilardan arinmak, kendi dunya gorusunun kararlarini etkilemesine izin vermemekle bitmiyor. En az onlar kadar onemli bir olcu de yargicin, iddia ile savunmaya karsi tam tarafsiz bir konumda bulunmasi.
Bircok ulkede mahkeme kararlarinin bozulmasina gerekce olan bu kutsal ilkeye Turkiye'de ne olcude saygi gosteriliyor?
Taze bir ornekle anlatalim
Biliyorsunuz, gecen hafta dort DEP milletvekili yarginin yenilenmesi cercevesinde bir kez daha Ankara DGM'nin onune cikti. Durusmayi Avrupa Parlamentosu Gozlemcisi olarak Alman Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Ozan Ceyhun da izledi. Iste gozlemleri
"DGM'de uc hakim ile savcinin esit duzeyde oturduklarini ve ayni kapidan girip ciktiklarini gorunce cok sasirdim. Savunma avukatlari ise asagida oturuyor ve mahkemenin herkes icin olan kapisini kullaniyorlardi. Olacak is degil. Hukuk devleti ve adaletin bagimsizlik kurallarina gore, savunma avukatlari ile goz hizasinda olmasi gereken savci, hakimlerin yaninda oturuyor. Katibenin yazdigi tum tutanaklari hakimle birlikte monitorden okuyor. Savunma avukatlari ise sadece duyduklari ile yetinmek zorundalar."
Ozan Ceyhun'un bu yazisi bazi cevrelerin dislerini gicirdatmalarina neden oldu.
Ancak gormezlikten geldikleri bir sey var Turkiye'nin uyelige hazirlik calismalarini denetleyen AB Komisyonu daha 1998 raporunda soyle diyordu
"Mahkemelerde sorun su Hakimlerin yaninda oturan savcinin ve asagida oturan, soyledikleri yargilama tutanaklarina aynen gecirilmeyen, hakim tarafindan ozetlenerek gecirilen savunma avukatlarinin esit olmayan statuleri..."
Kursude gozdagi
AB raporuna kizanlara TUSIAD'in 1998 Kasim'inda yayinladigi "Yeni bir yargilama duzeni" baslikli arastirmadan bir bolum aktaralim
"Bir yargilama surecinde taraflarin iddia ve savunmalarinda esit sans ve olanaklara sahip olmalari, bu konuda birinin digerine karsi avantajli durumda bulunmamasi gerekir."
O da mi tatmin etmedi? Buyurun, Turkiye Barolar Birligi Baskani Ozdemir Ozok'un gecen yil 9 Eylul'de Adli Yil'in baslamasi toreninde yaptigi konusmadan bir bolum
"Savcilik makami ile yargilama makaminin sergiledigi birliktelik, elestirilere neden oluyor. Cunku yargilamayi yuruten yuce mahkeme heyeti hic de yasal dayanagi olmadigi halde kursude savciyla butunleserek kararlarini birlikte olusturuyorlar."
Turkiye'nin de kabul ettigi Avrupa Insan Haklari Sozlesmesi, durusmalarda avukatin savciyla esit konuma ve esit haklara sahip olmasini zorunlu tutuyor. Bunu "Silahlarin esitligi" ilkesiyle acikliyor.
Esinin turbanli, kizlarinin baslari acik olmasini o son derece olgun formuluyle "Devletin ve milletin isteklerini uzlastirdik" diye ifade eden Adalet Bakani Cemil Cicek'e oneri haddimiz degil, ama bir hatirlatmamiz var.
Hazir, Adli Tatil basladi. Adliye saraylarina marangoz cagirip mahkeme kursulerini savci ve avukatlari bir hizaya getirecek sekilde kesip dogratmayi dusunmez misiniz?
AB'ye uyum paketlerinin yasal duzenleme gerektirmeyen belki de tek reformu bu. Yeni Adli Yil'a boyle hos bir surprizle girmek hic de fena olmaz...
Mesajlariniz icin:
esafak@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfasi goruntusunde okumak icin
SABAH e-Medya"ya
tiklayin
|
|
|
|