kapat
28.07.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

Bodrum'da Pompei'nin son günleri

M.Ö 79 yılında Vezüv yanardağı patladı. Eteğindeki Pompei kenti taşlaşmış insanlarıyla dev bir mezarlığa döndü. Şimdi Bodrum da aklın, sağduyunun ve huzurun taşlaştığı bir ölü kent olma yolunda

Bir efsane; antik çağların Bodrum'unu şöyle anlatır "Kente giriş yapılan yer tepeliktir. O tepenin başında bir tanrı oturur bekler. Her kim ki Bodrum'a inecektir, işte o tanrı onun aklını alır ve çıkışta verilmek üzere saklar. Böylelikle koca bir kent, aklı alınmış başlarla, insanlarla dolar taşar. Artık hiç kimse yaptığından sorumlu değildir. Çünkü akıllar başta değildir."

Bugünlerde Bodrum'a baktığımızda söylenecek tek şey var " Efsane geri döndü!.." Bir şehri bu kadar hoyratça tüketmek. Denizi, ağacı, ormanı kısaca doğayı, ilaveten sevgiyi, sevdayı, huzuru, estetiği, egzotizmi bu kadar hızlı ve gaddarca yok etmek için 'kolektif bir akılsızlık' gerekmektedir. İşte şimdilerde Bodrum'da olan tam da budur maalesef.

BİR KOYUNDAN KAÇ POST
Kimsecikler kusura kalmasın ama, her konumda, her ortamda mebzul insan güruhu, girişteki tepede, aklını o düşsel tanrının vestiyerine asmış sanki. Bunca itiş kakış bunca gustosuzluk. Yaldızlara, yıldızlara bürünmüş bunca pasaklı, gustosuz, dejenere ve soysuz mekan bunca hal ve ahvaller ancak böyle çıkar ortaya.

Önemli laftır. Bir koyundan iki post çıkmaz derler. Lakin Bodrum'un on yıllar içindeki yükselen değer oluşuna bakıp ağzı sulanan her kalibrede bir yığın işletmeci hiçbir fizibilite, hiçbir öngörü kaygusuna düşmeden milyonlarca doları gömmüş oraya. Bakkal dükkanı açmaktan daha da seri biçimde 5 yıldız mekanları tıkamışlar her bir yana. Bodrum'daki çöküşü anlatmaya neresinden başlayacağımı bilemiyorum doğrusu. Ama sonuç itibariyle ve yaman bir rastlantıyla "Gürültüye giden" bir kent olduğundan, o kocaman gürültülerin "manevi desibelini" ölçerek başlayalım buyurun.

KORKMA SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA
Dünyanın en güzel coğrafya parçasında oturur, yürür, gezinirken, İbo'nun Tek Tek'ine mi ölsün kulağınız, yoksa Davut'un Layt Erkeğine mi? Sahra hoparlörlerinden sokak aralarına taarruz füzesi gibi düşen volüm ötesi ciyaklamaların, her köşe başında birbirine dolaşıp dalaşması nasıl bir "kakafonik armonidir" tahayyül edin lütfen. Çıkın Bodrum'dan mesela anlı şanlı Göltürkbükü'ne kırın dümeni, orada da isimleri herkesin kafasında mahfuz mekanların denizdeki balığı solungaç özürlü hale getirecek tekno bağırtılarını izleyin. Değil az ötedekine, yanıbaşındakine bağır çağır hallerde "saat kaç?" diye sorup da duyuramayışın atmosferi nasıl bir gürültü cehenneminde olduğunuzu anlatsın size. İsmet Berkan önceki gün yazısında harika tahliller yapıyor ve gürültü haritasında mütevazı bir sandviç dükkanının hangi dev müzik tesisatlarıyla organize olduğunu işaret ediyordu. Ya midye tepsisinin altına müzik seti yerleştirip halka açık yayın yapan Doğubeyazıtlı genci görse ne yazardı acep?.. Hele her türlü desibel "Emre'dilişine omuz silken bazı kardeşler var ki, madem öyle işte böyle, kabilinden İstiklal Marşı'nı sabah ezanından az önce basıvermiş tüm havaliye. Olsun siz yine de "korkmayın sönmez bu şafaklarda..." Töbe töbee!..

Çıtır fuhuşu organize olmuş
Yıllardır rastlanan şeydi. Yaşı 14'ten başlayan yüzlerce genç kız en başta çevre il ve ilçelerden akın akın koşardı Bodrum'a. Magazin programlarında, sayfalarında gördükleri cıvıltılı hayatların öznesi olmak uğruna pek çok "şeylerinden" feragat eder, bedel öderlerdi. Şimdi sayıda artış, organizasyonda mükemmeliyet(!) var. Kod adları "çıtır çerez" olan bu gencecik kızlar tabirimi bağışlarsanız, sürüler halinde dolaşıp çark çekiyor, her bir yanda. Ve adam gibi işletmelerin bu tavrına kezzap dökercesine sotalanan bazı "batak mekanlar" bunları resmi ya da gayriresmi destekliyorlar. Adı konmamış bir "konsomasyon" durumu yaratılıyor yani. Kızlar ikili üçlü gruplar halinde bu mekanlara gelip konuşlanıyor. Saatler boyu kola fiyatına alkol tüketirken, bir yandan da çevre tarassutuna başlıyorlar. Avcı kadrosuyla dolaşan jöle saç, yanık ten, kalın cüzdan sahipleri bu avlaklarda boy göstermekte gecikmiyor. Az sonra bitişmeler, gülüşmeler, sözleşmeler ve birlikte mekanı terk edişler kaçınılmaz oluyor. Kente de, insana da yaraşır- yakışır mekanlar kuran; muhteşem güzellikte ortamlar kuran, serviste, animasyonda, müzikte eğlencede en hoş, en keyifli hizmeti vermek için yırtınan profesyonel işletmeciler böyle bir zihniyetle nasıl çarpışır, nasıl ayakta kalır söyler misiniz?

NEDİM HOCA'DAN GECE DERSLERİ!

Sanatçı olamadım part time fahişe oldum
Televizyon ve gazete haberlerine yansıyan "egzantrik" davranışlarıyla ünlenen medyatik İngilizce öğretmeni Nedim Hoca "Bak şu konuşana" dedirtecek cinsten fikirler ileri sürüyor. Sanatçı olmaya gelip part time fuhuş (!) yapmak zorunda kaldığını söyleyen Nedim Hoca "Ben buraya sanatçılık yapmaya geldim. Ancak hayal kırıklığına uğradım. Ve ne yazık ki geçimimi sağlayabilmek için zaman zaman para karşılığı fahişelik yaptım. Burada gencecik kızların ve erkeklerin fuhuş batağına düşmesini, hem ekonomik sıkıntıya, hem de bazı hayatların imrendirilmesine bağlıyorum" diyor.

SACİT ASLAN HÜZÜNLÜ VE KIZGIN

Doğru dürüst mekânlar para kazanamıyor!..
Hayatı eğlence dünyası ve gazinoculuk içinde geçen Sacit Aslan dört yıldır yaşadığı Halep'ten döndükten sonra Bodrum'a mütevazı bir mekan açtı. Bir anlamda duayen sayıldığı eğlence hayatını O'na sorunca hüzünlenip kızdığını gördüm. Diyordu ki "Çok sayıda adam gibi mekan var. Ancak onlara hayat hakkı yok. Çünkü adileşmiyor, bayağılaşmıyor, kaliteden ödün vermiyorlar.

ECE'DEN ERKEN TEŞHİS

Erkeğe, tehlikeli diye babamı göndermedim
Ece Erken'le karşılaştım. O da herkes gibi Bodrum'da olup bitenlere şaşkınlıkla baktığını söyledi. Dedi ki "Abi 23 yaşımdayım ama bir yere gidince kendimi yaşlı hissediyorum. Çünkü her mekanda 15-16 yaşında çocuklar var. Ellerinde içki kadehi, inanılmaz açık giysiler, bikiniler. Günde beş kez elbise, beş-altı kez de partner değiştiriyorlar. Ben böyle bir ortama güvenip de babamı bile göndermedim."

Savaş AY


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Sarı Sayfalar


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır