|
|
Trabzon gerçekleri
Trabzon TV'nin Genel Müdürü Hakkı Emiroğlu, mikrofonu uzattı - Karadeniz'i nasıl buldunuz?
Biz de izlenimlerimizi anlattık.
Sonra, soru sorma sırası bize geldi
- Trabzon'da ne var, ne yok?
Hakkı Emiroğlu "faili meçhul olay çok" diye söze başladı.
Ve uzun uzun saydı
* Eski bir spor hocası İnönü Mahallesi'nde öldürüldü... Faili meçhul.
* Akçaabat-Kavaklı'da karı-koca öldürüldü... Faili meçhul.
* Kalkınma Mahallesinde iki öğrenci vuruldu... Biri öldü, diğeri yaralı... Faili meçhul.
* Üç gün önce Avrasya Pazarı'nın başkanı bıçaklandı... Bıçaklayan belli... Ama kaçtı.
* İntiharlar var... Beşikdüzü'nde üç kızkardeş intihar etti... İkisi öldü, biri komada.
* Hırsızlık olayları çok arttı.
* Honda Bayii Şemsettin Özgenç kurşunlandı... Kurşunlayan bulunamadı.
* Yılbaşında banka aracı kurşunlandı... Koruma görevlisi öldü... İki mutemet yaralandı... 875 milyar lira çalındı... Şüphe üzerine hamsi satan üç kardeş yakalandı... Mahkeme, 'gerçek suçlu bunlar değil' dedi, serbest bıraktı.
Hakkı Emiroğlu, anlatmaya devam edecekti.
Ama çevredekiler "yeter" dediler
- Yavuz Bey'e böyle şeyleri anlatmayalım... Trabzon'un güzelliklerinden bahsedelim.
Hakkı Emiroğlu
- Güzellikleri gösterelim elbette... Fakat acı gerçekleri de söyleyelim.
85 yaşındaki Hediye Teyze
Eski Bakanlardan Eyüp Aşık, 20 gündür Trabzon'u dolaşıyormuş. Karşılaştık.
"Yavuz Bey" dedi
- Bütün Karadeniz'in ortak sorunu çöp... Atacak yer yok... Derelere dökülüyor, denize gidiyor... Sağa, sola atılıyor... Rüzgarla denize gidiyor... Bir felaket... Hiçbir iktidar çare bulamadı.
SAHTE EMRAH
Eyüp Aşık anlatmaya devam edecekti ki...
Cep telefonu çaldı.
Asıl adı Hakan olan, ama "Emral" adıyla kaset yapan bir genç arıyordu.
"Sesi... Fiziği" Emrah'a benziyormuş.
"Emrah'ı taklit edip" kaset satmış.
Emrah da onu mahkemeye vermiş.
- Eyüp abi... Ben Trabzonlu'yum... Bana sahip çık.
Eyüp Aşık, telefonla, Osman Yağmurdereli'yi aradı
- Osmancığım... Senden rica ediyorum... Emrah'la bir konuş... Gerekirse ikisini buluştur... Bu çocuk belli ki Emrah'ı üzmüş... Tatlıya bağlamaya çalış.
HASTANE PARASI
Sonra yine "Trabzon konuşmaya" başladık.
- Yavuz Bey... Diğer illere göçmüş olan Trabzonlular, yazları buraya yaylaya gelirler... Bu yıl gelenler yarı yarıya azaldı.
Bu sırada Eyüp Aşık'ın yine telefonu çaldı.
Adam, karısını vurmuş.
Kadın, İstanbul'a hastaneye götürülmüş.
Ama hastane parasını kim verecek.
- Sayın Bakanım... Ha bu işe bir el atıver daa...
- Yavuz Bey... Trabzon'da ekonomi iyi değil... Kriz, etkisini sürdürüyor... İsterseniz şu çarşıya girelim, esnafa bizzat kendiniz sorun.
"Olur" diyoruz. Ama "olamıyor."
EKONOMİ KONUŞURKEN
Zira bu defa da önümüze "Hediye Teyze" çıkıyor.
"Ali kızı Hediye Irak."
- Eyüp, yavrım... Ne varısa yine sende var... YÖK'ü arayıver... Kızımın hakkını yemesinler.
Eyüp Aşık'ın ilk tepkisi
- Yaşın 80'i geçti... Bırak artık çocukların kendi sorunlarını kendileri çözsünler.
- Olur mu heeeç?.. Ben anayım... Ben onların kolu, kanadıyım.
HEDİYE TEYZE
Hediye Teyze'nin altı çocuğu var.
Altısı da üniversite mezunu.
Beşi kız.
- Hediye Teyze... Çocukların ne iş yapar?
- Gazeteye mi yazıvirecen?
- Evet.
- Ya nazar değerse.
- Değmez... Herkes sana aferin der.
- Yavız Bey evladım... Çocuklarımın üçü doktor... Biri psikolog... Diğeri dahiliyeci... Üçüncüsü göz doktoru. Öteki iktisatçı... Biri lise öğretmeni... Bir de eczacı var.
- Bravo teyze... Nasıl okuttun?
- Yavız Bey yavrııım... Biz okuyamadık, gençler okusun... Mustafa Kemal Paşa'mız mezarında rahat uyusun.
YAŞ ONBEŞ
Hediye Teyze "tansiyon... Kolesterol... Baş ağrısı... Grip nedir bilmiyor."
Sağlıklı mı sağlıklı.
- Teyze yaş kaç?
- Gazeteye mi yazıvirecen?.. Ya nazar değerse... İlle de yazıvirecen mi?.. Şart midur?.. Yaşım onbeş.
Eyüp Aşık araya giriyor
- Hediye Teyze'nin yaşı 85... Kızının Amerika'da doçentlik işi var... O buradan Amerika'ya müdahale eder... Benden, Başkan Bush'u aramamı ister.
Hediye Teyze, Eyüp Aşık'ın omuzunu yumrukluyor
Başganını aramazsan, YÖK başganı Kemal Gürüz'ü arayıver daaa... Kızımın hakkı yenmesin.
Sonra da bize dönüyor
- Sakın haaa... Yaşımı 85 diye yazma... Onbeş diye yaz... Nazar değer.
YA NAZAR DEĞERSE?
- Hediye Teyze... Senin eğitimin nedir?
- Yavııız, yavrıım... Ben beşi bitirdim... Amma saçımı süpürge ettim, gece demedim, gündüz demedim, çalıştım... Altı yavrımı da üniversitelerde okuttum... Yavrıım, herkes yavrısını okutsa, benim vatanım Emerika'lara, Evrupa'lara kafa tutmaz mı yaaa?.. Anaa.. O da ne?.. Bi de resmimi mi çekivireceen?.. Gazeteye mi çıkıvereceem?.. Ya nazar değerse?
Ah Türkiye, vah Trabzon
Organize Sanayi kurmak kolay değil. Hele Karadeniz'de hiç kolay değil. "Düz yer" yok ki, nerede kuracaksınız?
Trabzonlu aramış, taramış ve sonunda "bin dönümlük bir yer" bulunmuş.
Ama burasının Organize Sanayi olması için "üç köyün kaldırılması" gerekmiş. O da yapılmış. Bütün bunlar on yıldan fazla zaman almış.
Ve sonra, 1994'te Trabzon Organize Sanayi Bölgesi faaliyete geçmiş.
****
Altyapı "on üzerinden on."
Tam 76 fabrika var.
"İşleyişe" gelince...
İşte orada "not" kırık.
76 fabrikadan 58'i faaliyette.
Ve "düşük kapasiteyle" faaliyette.
Geri kalan 18 fabrikanın ise...
"Kapısına kilit vurulmuş."
****
Organize Sanayi Bölge Müdürü Hüseyin Şahin'in çayını içtik.
Bize, deniz kenarındaki "bölgeyi" gezdirdi.
Türkiye "böyle modern bir bölgeyle" gurur duymalı.
Tabii, bu bölge "bu durumda" da kalmamalı.
****
Damper fabrikası kapanmış.
Bisküvi üretip ihraç eden, 533 kişinin çalıştığı GİZ Bisküvi kapanmış.
O kapanmış, bu kapanmış.
****
- Trabzon Organize Sanayii'nin, işçi bakımından, kapasitesi nedir?
Müdür Bey
- Tek vardiya, tam kapasite çalışılırsa, yedi bin.
Üç vardiya çalışılsa "21 bin."
Ama ya şimdi?
Müdür Bey'in yanıtı
- İkibin Yavuz Bey... Ve bu bile iyi.
****
Ah Türkiyem, vah Trabzon'um.
"Burası Faroz yani icabında..."
Yavuz abimiz... Trabzon, Faroz'dan sorulur... Bir şey mi öğrenmek istiyorsun, Farozlu'ya soracaksın icabında.
Faroz, Trabzon'un en eski mahallesi.
Farozlu Ali İhsan Örgün'e göre
- Faroz, Trabzon'un başkenti.
"Ortaya" bir soru sorduk
Faroz'un özelliği nedir?
Emekli sendikacı İlyas Hardaloğlu'dan yanıt geldi
- Farozlu kimseye yanlış yapmaz... Yapılan yanlışı da karşılıksız bırakmaz.
Faroz Mahallesi "yedibin nüfuslu."
Muhtarı, Trabzon'un tek kadın muhtarı
Filiz Hardaloğlu.
Filiz Hanım on yıldır muhtar.
- Eee... Başka ne özelliği var Faroz'un?
Bu defa yanıt, DSİ'de işçi Cengiz Sakallıoğlu'dan
- Farozlu, Farozlu'ya yardım eder icabında... Acısıyla kahrolur... Sevincini paylaşır.
TIP Fakültesi Güvenlik Görevlisi Kenan Gayretli
- Faroz'da bir tek aç, muhtaç kimse göremezsin.
Farozlular "dünyanın her köşesine" yayılmış.
Amerika'ya, Kanada'ya, Avustralya'ya.
- Yavuz Bey... Ben adaşınızım... Yavuz Karayunus... Farozlu'yum... Antalya, Vakıflar Bölge Müdür Yardımcısıyım... Antalya'da Trabzonlular Derneği başkanıyım.
Faroz mahallesinde "birisi mi öldü?"
Bütün Faroz "TV'yi kapatıyor."
Üç gün "düğün, dernek, eğlence, müzik yok."
Birine "kan mı lazım?"
"Üçbin kişi" kuyrukta.
- Yavuz abimiz... Futbola da düşkünüz yani... İngiltere'de Liverpool... İspanya'da Barselona... İtalya'da Sicilya... Türkiye'de de Faroz yani icabında... Hami, buradan yetişme... Cemil Turan, Ali Kemal Demirci, Faroz'un evladıdır yani... Onlara yan bakacak adam doğmadı.
- Ey Farozlular... Siyaset?
- Boşver be siyaseti... Biraz da Recep Tayyip abimiz, Başbakanlık yapsın... Milletin karnını doyurursa, devam eder... Doyuramazsa, ilk seçimde gider icabında.
- Faroz'da asayiş, nasıl?
- Yavuz abimiz... Faroz'da huzur vardır... En ufak olay olmaz... Ama Farozlu'ya yanlış yapan çıkarsa... Yani, anlarsın ya...
****
Bir gün, bir kamu görevlisi "manitasıyla" dolaşıyormuş.
Yolu Faroz'a düşmüş.
Bir, iki "uygunsuz hareketi" olmuş.
Farozlular "adamı" benzetmişler.
Kamu görevlisi "silahına dayanmış."
Farozlular "silahını da almışlar."
Ertesi gün olay "resmi makamlara" intikal etmiş.
Farozlular demişler ki
- Büyütecek bir şey yok... Bizim, kimsenin silahında da gözümüz yok... Silah, muhtarımız Filiz ablamızda... Kamu görevlisi gelsin, özür dilesin, alsın.
****
- Farozlular... Çaya teşekkürler... Haydi Allahaısmarladık.
Filiz Muhtar
- Güle, güle Yavuz Bey... Yine bekleriz.
Diğer Farozlular
- Sağlıcakla kal abimiz... Bir arzun olursa burada amadeyiz... Çayımızı içtin, Faroz'a itibar ettin, artık bizdensin... Sana kelek yapan olursa, bir telefonun yeter de artar bile.
İyi ki Rusya var
Trabzon Toptancı Hali'ne gittik. Ve "Şılbırlar"a girdik
"Mustafa Şılbır ve Oğulları Limited Şirketi."
Mustafa Bey "halin en kıdemlisi."
45 yıldır burada.
- Mustafa Bey işler nasıl?
- Biz her zaman halimize şükrederiz... Fakat iç piyasa çok durgun.
****
Nevşehir'den, Niğde'den patates geliyor. Tokat'tan, Amasya'dan soğan.
Antalya'dan domates, salatalık.
Manisa-Kırkağaç'tan kavun.
Mustafa Bey, Adana ovasında ikibin dönüm arazi kiralamış.
Bin dönümüne karpuz ektirmiş.
Bin dönümüne soğan.
- Yavuz Bey, pişman mısın dersen, hayır... Ama zarar ettim... Zaten zarar etmezsen, karın değerini bilmezsin... Ticaret bu... Kar da var, zarar da... Risk olmadan kar olmaz.
****
- Mustafa Bey... İşler çok mu kötü?
- Yavuz Bey... Bizi Rusya kurtarıyor.
- Nasıl?
- Trabzon'dan Rusya'ya sebze meyve taşıyan sekiz gemi var... Bunlardan birisi benim... İkibin ton kapasiteli RORO EKSPRES... Kışın narenciye, yazın sebze, ne bulursam, Rusya'ya gönderiyorum... 10-12 saatte Rusya'da... Gelecek ay, üzüm yollamaya başlarız.
****
- Yavuz Bey... Rusya, Yunanistan'dan sebze, meyve alıyor... İspanya'dan bile... Burada biz dururken, taa oralardan sebze nasıl gelir?
- Nasıl geliyor?
- Yunanistan da, İspanya da ihracatçısını teşvik ediyor... Ucuz mazot veriyor... Yavuz Bey, kimse bu sorunlarla ilgilenmiyor.
****
Trabzon Toptancı Hali'nde 68 işyeri var.
Bunlardan biri de "Öztürkler."
Abdullah Öztürk.
CHP Milletvekili Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün kardeşi.
****
Toptancı Hali'nde bir saatten fazla kaldık.
Herkes "kanaatkar."
Herkes "bugüne de çok şükür" diyor.
Ama ardından "şikayet" geliyor
- İç piyasa tatsız... Millette para yok... Gençler işsiz.
Trabzon Silah Sanayii
Trabzon Organize Sanayi'de bir fabrika Trabzon Silah Sanayii. (TİSAŞ)
Merak ettik, girdik.
- Kim kurdu?.. Nasıl kurdu?.. Neler yapılıyor?
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Alemdaroğlu "hoşgeldiniz" dedi ve... Sorularımızı yanıtladı
- Trabzon'da 12 tornacı bir araya geldik... Biz bu işi yaparız dedik... Bu fabrikayı kurduk... Tabanca yapıyoruz.
7.65'lik Fatih-13 yapıyorlar. 16 mermi atan, 9 milimetrelik Kanuni-16. Yine 16 mermilik Zigana-M. Ve daha pek çok model.
Silahlı Kuvvetler'e 3.600 tabanca satmışlar. Ayrıca "özel güvenlik şirketlerine."
Hastanelerin "güvenlik birimlerine." "Gürcistan'a." Bu arada "Baretta'yı üreten yabancı firma gelmiş
- Ortak olalım... Ama yüzde 51 hisse bize geçecek.
"Bizimkiler" reddetmişler
- Ortaklığa evet... Ama yüzde 51'i vermeyiz.
"Jericho"yu üreten İsrail silah firması gelmiş
- Birlikte iş yapalım.
Yani "bizim eski tornacıların" yaptığı işe, yabancılar bile hayran.
- Ahmet Bey... Burada kaç kişi çalışıyor?
-Şimdi yaramızı kanattınız Yavuz Bey... 150 kişi çalışıyordu... Kriz oldu, on kişiye düştük... Şimdi 30 kişi çalışıyor... Sanayi sahipsiz... Yönetim ilgisiz... Allah razı olsun, halimizi sormaya bir siz geldiniz.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|