|
|
HINCAL ULUÇ
İzmir Efsanesi(!) Piriştina için soruşturma!..
Kendi kurduğu KİPA'nın ruhsatsız çalışmasına yıllarca göz yumduğu halde, KİPA'nın rakibi olacak Konak Pier'e anında mühür vuran belediyeciler hakkında soruşturma açıldığını İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, bizzat yazdığı bir mektupla açıkladı.
Aksu talebimiz üzerine, İzmir'e bakanlık müfettişlerini yollamıştı. Uzun süre İzmir'de incelemelerini sürdüren müfettişler, sonucu bir raporla bakanlığa bildirdiler ve Bakan Aksu da soruşturma açılması için yasal prosedürün başlaması emrini verdi.
Aksu, mektubunda durumu şöyle anlatıyor
"KİPA da, tıpkı PİER gibi işyeri açma ruhsatı bulunmayan bir alışveriş merkezi olmasına karşın, Bornova Belediyesi tarafından 1994 yılından itibaren ruhsatsız çalışmasına göz yumulmuş iken, bu yerin 26 mayıs 2003 tarihinde ruhsata bağlandığı Mülkiye Müfettişlerince tespit edilmiştir.
Bu sürede ruhsatsız çalışması ve tasdikli projesi haricinde kitle büyümesi ve ön cephede sundurma yapılması nedeniyle verilen yıkım kararının yerine getirilmemesi üzerine sorumlular hakkında tarafımdan soruşturma izni verilmiştir.
......
...KİPA alışveriş merkezinde ruhsatsız işyeri çalıştırılmasına göz yumanlar için tarafımdan yasal gerekler yerine getirilmiş ve ceza yargılaması için ihtiyaç duyulan prosedür başlatılmıştır."
Gerçekleri görüyor musunuz?..
Bizzat Ahmet Piriştina tarafından kurulan KİPA 1994'ten 2003'e kadar tam dokuz yıl ruhsatsız çalışıyor. Bununla kalmıyor, projeye aykırı olarak genişliyor.. Projede olmayan ekler inşa ediliyor. Bunun üzerine yıkım kararı alınıyor. Bu da uygulanmıyor..Tıpkı Ahmet Piriştina gibi, DSP'li Bornova Belediye Başkanı, patronunun kurduğu ve hissedarı olduğu KİPA'nın yasalara aykırı çalışmasına yıllarca izin veriyor.. Hıncal Uluç devreye girip bastırınca, KİPA dokuz yıl sonra, alelacele ruhsat (!) alıyor, nasıl oluyorsa.
Ama müfettişlerin tespitine göre KİPA ile ayni durumdaki Konak PİER'i, gene DSP'li Konak Belediye Başkanı anında mühürlüyor. İstekleri birer birer yerine getiriliyor. Bahanesi kalmayınca, haber yolluyor.. "Gelin, ruhsatlar hazırlanıyor" diye.. Tam bu sırada, daha önce tam sayfa ilanlar yayınlayıp "Konunun benimle ilgisi yok" diye bas bas bağıran Piriştina devreye girip, Anakent olarak ruhsatı engelliyor ve Konak Pier çökertiliyor.. Dünya güzeli alışveriş merkezi artık bir ölü yatırım. Ustaca taktiklerle bitirildi; artık izin verilse de ayağa kalkması çok zor. Piriştina ve ekibi, KİPA'yı dokuz yıl ruhsatsız yaşatan ekip, PİER'i dokuz ayda mühür üstüne mühür basarak bitirdi.
****
Piriştina şimdi CHP'nin göz bebeği..
Efendim, Priştina Ecevit için girmişmiş meğer DSP'ye.. Parti, ilke, milke hak getire.. Ecevit'in siyasetten çekileceği rivayetini duyunca "Ecevitsiz DSP bana haram" deyip, helale (!) Ecevit'in günahı kadar sevmediği Deniz Baykal'a koşmuş..
Yani çocuklar inanmaz, popoları ile güler.. Piriştina İzmir halkının bu masala inanacağını sanıyor.. İzmir halkı saf ya..
Mesele parti, lider, mider değil.. Mesele İzmir Anakent Belediye Başkanlığını sürdürmek.. Mesele kendi KİPA'larını ruhsatsız çalıştırıp, İzmir'e güzellikler katan PİER'leri yok etmek..
Mesele Piriştina.. Ne parti.. ne İzmir!..
Ecevit siyaseti bırakmadığını bas bas bağırarak açıklarken, Deniz Hocam Priştina'nın boynuna altı oklu rozet takıyordu.
Hayırlı olsun..
Ahmet Piriştina tam Deniz Baykal'a layık bir aday..
Tencere yuvarlandı, kapağını buldu ama, İzmir CHP karıştı.. Günler büyük olaylara gebe..
Geleneksel solun kalesi İzmir'i de çökertme yolunu buldu Deniz Baykal sonunda..
Sağ, Dr. Burhan Özfatura'yı aday olmaya ikna edebilirse, Priştina ve CHP süprülür gider..
Biz de "Kendi düşen ağlamaz" der geçeriz.
34 Y 2953.. Ya da Cinayet arabası..
Bu tam bir cinayet sahnesiydi.. Dünyanın başka yerinde, bunu yapanın ehliyetini elinden ebediyen alırlar, kendisini de mutlak bir akıl hastanesine kaparlardı.
Yazarken hala o dehşet anını hatırlıyorum.
Verilmiş sadakamız varmış..
Cuma gecesi.. Gecenin yarısı civarları. Nispetiye Caddesi cıvıl cıvıl.. Dolu.. Dünya üzerinde 24 saat yaşayan pek az kent tanıdım. New York.. Paris.. İstanbul.. Dördüncü deseniz uzun uzun düşünürüm.
Nispetiye Caddesi de dolu..
Biz de Ünal'la eve dönüş yolundayız..
Q Caz Bar'da keyifli bir gece geçirdik. Emre'nin kulakları çınlasın.. "Mekanın keyiflisi, keyifsizi olmaz" diyor.. Dünya güzeli Boğaz'ın kenarında, içine gömüldüğün yumuşak koltuklarda, derinden bir müzik kulağınıza "Falling in love with you" diyorsa eğer, o mekan nasıl keyifli olmaz?. Boğaz'dan geçen koca tankerin makine dairesi ile, Çırağan'ın bu dünyada benzersiz sahili arasında keyif farkı yoksa eğer..
Neyse.. M.Ali mangal da koymuş öteye.. Barbekü mü demeliydim. Güzel ızgaralar da veriyor.. Nasıl güzel bir gece geçirmiş dönüyoruz.. Ak Merkezi geçtik, nerdeyse bizim Alkent yoluna döneceğiz.. Gökten bir araba düştü önümüze.. Korkunç fren ciyaklamaları ile.. Sonra füze hızı ile sağ, tekrar sol.. Yol dolu, arabalar arasında bir araba boyu mesafe ya var ya yok.. Delikanlı bu trafikte müthiş bir slalom yaparak gazlıyor. Plakasını alamadan kayboldu derken, ayni bomba yeniden patladı. Gene nerden geldiği belli olmayan bir araba önümüzde.. Bu defa plakaya anında yapıştım.. 34 Y 2953!..
Nasıl gazlıyor.. Ama yol ayni yol.. Sağa sola, direksiyon-fren karışımı kısa mesafede hızla dönerek nasıl gidiyor..
Anlaşıldı. Bağdat Caddesi artık onlara heyecan vermiyor. Daha dar, daha kalabalık bir yolda adrenalin alıyorlar.
Bu delikanlılar Schumi'den daha iyi araba kullanıyor olabilirler.. Fark etmez.. Kaza yaptıklarında yalnız kendileri ölecek olsalar belki gene fark etmez..
Ama o gece Ünal'ın yerinde, acemi, ehliyetini yeni almış bir sürücü olsa ve o an paniklese doğacak zincirleme kaza, kaç kişi, Zincirlikuyu'ya götürürdü acaba?.
Düşünebiliyor musunuz?..
İki çılgın genç, Nispetiye Caddesi'nde gazlamaya cesaret edebiliyorlar..
Niye?..
Çünkü yıllarca İstanbul trafiği denetimsiz kaldı. Yazdık, yazdık kendimiz okuduk..
İstanbul'u başıboş bıraktılar. İstanbul'u dağ başı yaptılar.. Şimdi artık herhangi bir trafik kuralını ihlal etmek, orada duran ekip arabasını hiçe saymamak için cesaret sahibi olmaya gerek yok..
Bir keyifli gecenin sonunda ölüme gidiyorduk. Kurtardık.. Başkaları kurtaramayabilir..
İstanbul'a devletin otoritesi geri dönmeli..
Dönecek..
Yeni Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın konuya ne kadar ciddi yaklaştığını yakından biliyorum ve çok güzel haberler alıyorum.. Zamanı gelince nakledeceğim.
Bakın dün sabah gene baktım.. O çok sorunlu köprü çıkışı muma dönmüş.. Uyanıklar anında cezayı yiyorlar.. Şerit açık ve tıkır tıkır işliyor. İstanbul'da "Trafik polisi" olduğu, artık bu noktada ezbere biliniyor..
Yarın başka noktalarda, giderek İstanbul'un tümünde görülecek.
İstanbul'u kurtaracağız!.
AKP'li atasaydı..
Ahmet Hakan "Cumhurbaşkanı Sezer Anayasa Mahkemesi'ne CHP'li yerine AKP'li atasaydı, yer yerinden oynardı" diyor..
Diyelim öyle.. Yer yerinden oynamadığı halde, Özdemir Özok atandığı göreve başlamadan istifa etti..
İşte asıl fark burda Ahmet Hakan dostum.. Asıl fark burda..
Özok, AKP'li olsaydı eğer, yer yerinden oynardı ama hazretin kılı kıpırdamaz, görevine devam ederdi.
Örnek ister misin, Ahmet Hakan?..
Kaç tane?..
TEBESSÜM
Süpermarkette kasada çalışan sarışın fıstık kat amirinden "Çok kötü görünüyorum gidip kendime çeki düzen vermeliyim..! diye izin istemiş.. "Saçmalama.." demiş, "Çok güzel gözüküyorsun.."
"Hayır biliyorum..!" demiş fıstık, "Erkek müşteriler paralarının üstünü saymaya başladılar...!"
SEVDİĞİM LAFLAR
Başarı ruh halinizle bağlantılıdır. Başarılı olmak istiyorsanız, kendinizi başarılı biri olarak görmeye başlayın.
Dr.Joyce Brothers
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|