|
|
ERGUN BABAHAN
Asker pazarlığı
Amerika ile "Stratejik ortak" muhabbeti yine başladı. Çünkü Bush yönetimi Irak'ta her geçen gün daha fazla batağa saplanıyor.
New York Times ve Washington Post'un sayfaları Irak sıcaklarından bunalan ve ülkesine dönmek için can attığını anlatan Amerikan askerlerinin öyküleriyle dolu. Bu askerler, Pentagon'un geri dönüş tarihi için kendilerine yalan söylemesinden yakınıp duruyor.
Irak'ta 50 bin askerin yeteceğini söyleyen Amerikan yönetimi, şimdi İngilizler'le birlikte 160 binin bile yetmeyeceğini görüyor.
Buna ek olarak bu askerler hiç eğitimini almadıkları polislik görevini, tanımadıkları bir ortamda ve cehennem sıcağında yapıyor.
Çaresizlik içindeki Pentagon, kendine yakın gördüğü her ülkeden asker istiyor. Ama bu ülkelerin büyük bölümünün ya böyle bir görev kabiliyeti yok veya bu konuda çok istekli değil.
Başbakan memnun ama...
Mesela gazetelerde "Onlar bile masada" başlıklarıyla yer alan Polonya çok küçük bir birlik gönderiyor. Bu konuda büyük tecrübesi olan Hindistan ise asker gönderme konusunda ayak diriyor. Çünkü bölgenin büyük tehlikelere açık olduğunu görüyor ve işgal gücü olarak görünmek istemiyor.
Böyle bir ortamda Amerika için düne kadar "Tu kaka" ilan ettiği Türk Ordusu, en önemli güçlerden biri haline geliyor.
George Soros söylediği zaman çok kızdığımız duruma geliyoruz Yani ordumuzu en iyi ihraç malımız gibi görüyoruz.
Bizi Kuzey Irak'tan çıkarmak için askerlerimizin başına çuval geçirmeyi bile göze alan Washington yönetimi, başı sıkışınca "Stratejik ortak" muhabbetine yeniden döndü.
Başbakan da görünen bu durumdan çok memnun. Amerika, bizden asker istedi diye zil çalıp oynayacağız neredeyse.
Oysa hep dediğim gibi, dünyanın tek süper gücünün stratejik ortağı olmaz. Çıkarlarına göre ona yakın veya uzak ülkeler olur. Tezkereyi reddettiğiniz zaman "özür dilemeniz" istenir, askerinize ihtiyaç olduğu zaman stratejik ortaklık gündeme gelir.
Ankara dikkatli olmalı
Bugün ortaya çıkan gerçek şudur Amerika ve İngiltere, Irak'ı işgal edebilmek için hem kitle imha silahları, hem de Irak-Bin Ladin ilişkisi konusunda herkese yalan söylemiştir.
Sadece işgali düşünen Bush, savaş sonrası durum için de kendi ülkesine gerçeği anlatmamış, gerçeği anlatan komutanları da azarlayarak susturmuştur.
Yalanla başlayıp yanlışlarla süren bir işgal gelip Türkiye'ye dayanmıştır. Ankara, önündeki adımları yakın geçmişe bakarak atmazsa, Türkiye içinden kolay kolay çıkamayacağı bir batağa saplanır.
Bugün Washington'a gidecek olan Dışişleri Bakanı Gül, stratejik bir ortakla değil, çıkarları uğruna herkesi gözden çıkarabilecek bir ülkeyle pazarlık masasına oturduğunu hiç aklından çıkarmamalıdır.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|