|
 |


Ne yapmalı?
Başlığın, Lenin'in aynı adı taşıyan ünlü eseriyle sadece bir ortak noktası var Global dünyada temiz, adil, herkesin hakkını aldığı bir toplum yaratmak...
Meclis'te Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin önergenin görüşüldüğü birleşimin tutanakları incelendiğinde, bu konuda kimsenin henüz fotoğrafın bütününü göremediği ortaya çıkıyor.
Kimi yıllardır dillerde pelesenk olan dokunulmazlığın sınırlandırılması talebini tekrarlıyor. Kimi "ticari sır" kavramının kapsamında daraltmak istiyor. Kimi "toplumun bilgilenme hakkı" yasasıyla yolsuzlukların önlenmesi mücadelesinde epey mesafe alınacağına inanıyor. Kimi de son derece haklı olarak çözümün, devletin ekonomideki rolünün küçülmesinden geçtiğini hatırlatıyor.
Ama örneğin doğalgaz ihaleleri soruşturmasında, herhangi bir iddianın ucu yurt dışına uzandığında ne yapılabileceğini söyleyen yok. Aynı şekilde, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in de ifade ettiği gibi, yolsuzluk ve rüşvetle edinilmiş servetlerin yurt dışına kaçırılmış bölümlerinin nasıl izinin sürüleceğine ilişkin bir öneri ya da çalışma ufukta görülmüyor.
Oysa yolsuzluk-rüşvet ahtapotunun sadece yurt içindeki ayaklarıyla uğraşılırsa, globalleşmiş bir dünya düzeninde sonuç almak kesinlikle mümkün değil.
Paris Bildirisi
O halde ne yapmak gerekiyor? İşte bir grup hukukçu, siyasetçi, akademisyen, sivil toplum önderi ve gazeteci geçen ay Paris'te bir araya gelip yolsuzluk ve rüşvetle global mücadele için yapılması gerekenleri tek tek saydılar.
"Paris Deklarasyonu" adıyla hukuk, siyaset ve ekonomi tarihine geçen bu bildirinin girişinde globalleşmenin, yolsuzluk ağlarının da bırakın ülkeden ülkeye, kıtadan kıtaya yayılmasına yol açtığı vurgulanıyor. Özellikle enerji, altyapı yatırımları, silah ihaleleri, havacılık ve madenlerin yolsuzluklar açısından hedef sektörler olduğu belirtilen bildiride şöyle deniyor
"Yolsuzluk en büyük adaletsizliktir. Globalleşme, sermayenin serbest dolaşımına imkan verdi ama mali soruşturmalar için hâlâ ulusal sınırlar duruyor. Özellikle bankacılık sektörünün geliştiği bazı ülkeler, egemenlik ilkesine sığınıp mali suçlara, hırsızlıklara, yolsuzluklara zırh oluyorlar...
Sonra da yolsuzluk ve rüşvetle evrensel mücadelenin çerçevesi çiziliyor. Önerilen yöntem üç bölümden oluşuyor
1- Soruşturmaların yolunu açmak Soruşturma süresince hukuki, siyasi ve diplomatik dokunulmazlıkları askıya almak. Delil ve kanıtların uluslararası dolaşımını engelleyen hukuki sınırları kaldırmak. Bankalara uluslararası adli işbirliğine yanaşmayan ülkelerde şube açma yasağı getirmek. Herkese ama herkese bankalardaki hesap hareketlerinin göndericisinden alıcısına kadar tüm kanalların şeffaflaştırılmasını sağlayacak kimlik zorunluluğu getirmek.
2- Sanıkları yargılamak Tüm siyasi yöneticilere servetlerinin kaynağını kanıtlama şartı getirmek. Kanıtlanamayan mal varlıklarına el koymak. Yolsuzluğu "vatana ihanet" suçları kapsamına almak ve cezasını da ona göre vermek.
3- Yolsuzlukları önlemek Åirketlere gelirlerini, iÅŸ yaptığı hükümetlere ve kamu kurumlarına ödemelerini kalem kalem açıklama zorunluluÄŸu getirmek. Çok uluslu ÅŸirketlerin herhangi bir ÅŸubesi yolsuzluÄŸa karıştığında, o ÅŸubenin bulunduÄŸu ülke soruÅŸturma açmazsa veya açmaktan kaçınırsa, ÅŸirket merkezinin yer aldığı ülkenin yargılayabilmesi yolunu açmak. Hükümetlerde, üst düzey bürokraside ve ÅŸirketlerin üst yönetimlerinde görev alanlar ile yakınlarının çevresinde mali erken uyarı sistemi kurmak. Bu kiÅŸilerin yurt içi ve yurt dışı banka hesaplarında ve portföylerinde, dikkati çekecek bir hareketlenme olduÄŸunda hemen alarm zillerini çalmak. Bunun için tüm bankaların çalışanlarına ve tüm portföy yöneticilerine bu tür kuÅŸkulu para hareketlerini bildirme zorunluluÄŸunu getirmek.
Alın size dört dörtlük bir yolsuzlukla global mücadele paketi.
Benimsediyseniz kafa sallamanız yeterli değil; gereğini yapmanız da isteniyor. Onu da yarın anlatalım...
Mesajlarınız için:
esafak@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|