|
|
VEDAT BAYRAM
Bayraksız koşturulan şampiyon!
Adı Avrupa Milletler Kupası Atletizm Yarışları. Alacağımız puanlarla Avrupa 1.Ligi'ne yükselmek için verilen mücadele. Türkiye'nin en büyük stadı hazırlanmış, tüm gazeteler teşvik ve seyircinin katılması için yarışları tam sayfa duyuruyorlar.
THY Genel Müdürü, şampiyonumuz Süreyya'yı yetiştirmek için Erzurum'dan ek sefer koymuş, herkes seferber. Eski Bakanımız Fikret Ünlü dahi bu coşkuya ortak olmak için orada.
10 bini aşkın seyirci, kendi branşlarında birinci olan Halil Akkaş, Elvan Abeylegesse, Filiz Kadoğan ve diğer arkadaşlarını izlemeye gidiyor.
Bu arada Süreyya Ayhan gibi Türkiye'nin yetiştirdiği önemli bir sporcuyu, yine uluslararası müsabakada koşturacağız. Koşturacağız ki sporun tanıtım gücünden hem ülkemiz, hem İstanbul, hem yeni stat ve spor adına herkes pay alsın.
* Süreyya Ayhan koşuyor.
* O da ne?
Şampiyonumuzun mayosunda ay-yıldız yok!
Kimse popülizm yaptığımızı sanmasın. Dünyada her meslek dalında ne yapılıyorsa bir amaca bir de sonucuna bakılıyor
* Siyaset yapılıyor, iktidar olmak için
* Ticaret yapılıyor, zengin olmak için
* Sanat yapılıyor, alkış almak ve para kazanmak için
Sporun da amaç ve etik gayesi dışında;
Spor yapılıyor, şampiyon olmak, ülkeni ve kendini tanıtmak için.
Şimdi nerede kaldı, bu şampiyonluğun ülke tanıtımı?
Nerede kaldı bu fakir devletin, yıllarca kamp vs. giderleri için harcadıklarının karşılığı?
Nerde kaldı her zaman yerden yere vurup, beğenmediğimiz spor sistemiyle yetişen şampiyonun ülkesi için atacağı "işaret fişeği"!
Diyelim ki, sporcu yarışma stresi ve heyecanı ile bu işlere bakamadı. Nerede bu kafilenin başı, görevlisi, idarecesi, malzemecisi, yöneticisi, federasyonu ve bağlı bulunduğu kurum.
Yarışma öncesi ve sonrası bakıyoruz, kamera ve mikrofonlara röportajlar veriliyor, sponsor kurumun şapkası takılıp çıkarılıyor.
Bunların görevlisi ve takipçisi var!
Nerede Türk bayrağının ve devletin takipçisi?
Yoksa bayrağımız sizce bir mana ifade etmiyor mu?
Harun Doğan örneğini ne çabuk unuttunuz!
Yazık, yazık. Dünya ülkelerinin en ufak fırsatları dahi değerlendirdiği bir devirde, biz ayağımıza gelen topu gol yapamıyoruz.
* Tüm bu gayretler sonucu başarı var.
* Estonya'nın ardından 2.olan Türkiye bayanlarda 1.lige çıkıyor.
* Özlenen çocuk doğuyor doğmasına da, tek bacağı eksik.
* Bu bayraksız şampiyonluğun hesabını birileri vermeli!
Sambacılara kurt kapanı, Fransızlar'a künde
Herşey Çekler'le oynadığımız ve 4-0 kaybettiğimiz özel maçla başladı. Bu maç sonrası yapılan eleştiriler, o günlerde Şenol Hoca ve ekibini son derece rencide ederken, sanki daha "sonraki başarıların habercisi" gibiydiler.
* Bildiğiniz gibi moral ve hırs, sporcunun teknik ve taktik kabiliyetlerinin ana tamamlayıcısı ve harcıdır.
* Bu harç; her şeyin başlangıcı Çek mağlubiyetinden sonra, Milli Takım hocaları tarafından iyi karılmış ve takımda beton gibi bir ruh yaratmıştır.
* Bu ruhla da, Milli Takımımız Dünya şampiyonu Brezilya'nın üzerine kabus gibi çökmüş ve özellikle 2.yarıda sambacıları "analarından doğduklarına" pişman etmiştir.
Türk sporunda hikaye dinlemenin zamanı çoktan geçti.
Artık sporcularımız ve insanımız 3.sınıf dünya vatandaşı olduğu sanısından çıkmış, gerçek şampiyon asaleti ve tavrı ile yaşama alışkanlığı edinmiştir.
Aksini var sayarsanız, Dünya şampiyonu Brezilya karşısında 30 yaşın üzerindeki Bülent'i, sevgili Alpay'ı, sergiledikleri hırsı göremezseniz!
İşte bu hırs, moral ve özgüvenin devamı ile Türk sporcuları ve futbolcuları tüm rakiplerine el ense çekerek başarıların keyfini yaşayacaktır.
Okan Buruk'tan, Emre'ye, Nihat Kahveci'den Tugay'a Avrupa'da Türk futbolcusunun rüzgarı esmeye devam edecektir.
Ayrıca yıllardır bir arada oynayan takıma monte edilen gençler ve Gökdeniz Karadeniz Milli Takım'a yakışmışlar, bu vesile ile de ilerleyen zaman içinde endişeye mahal kalmamıştır.
n Türk Milli Takımı, 23 Haziran pazartesi gecesi, Dünya şampiyonu Brezilya'yı Alpay'ı, Bülent'i, Yıldıray'ı, Tuncay'ı, Okan'ı, Gökdeniz ve İbrahim'i ile "Kurt kapanına" almış ve abandone etmiştir.
Bu ruh ve moral ile aynı başarıyı ve performansı, sporcu kardeşlerimizden bugün de Fransa karşısında bekliyoruz.
Bu başarının mimarları değerli hocamız Şenol Güneş'in her zaman mütevazi bir tavırla, başarıya katkı sağlayan kardeşim Ünal Karaman'ın, Mehmet Kulaksızoğlu'nun, Can Çobanoğlu'nun yiğit mücadelelerini Türk Milleti olarak gönülden destekliyoruz.
Futbolcu kardeşlerimizin de alınlarından öperek; "Brezilya'yı devirdiniz, Fransa maçında rasgele" diyoruz.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|