|
 |
|
İmam mı, polis mi?
AK Parti'nin her fırsatta ofsayttan gol atma girişimleri başlangıçta iktidar acemiliğine ya da heyecanına veriliyordu. Ancak seçimlerden 8 ay sonra bu çabaların sürmesi, üstelik gerekçe açıklanırken "çifte dil" kullanılması, "Bunların gizli niyetleri var" diyenlere prim yaptırıyor.
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Diyanet İşleri'ne verilecek 1.600 kadronun iktidar milletvekillerinin önergeleri ve ilgili bakanın desteğiyle bir çırpıda 15 bine çıkarılması bunun son örneği.
Tüm bakanlıklarda kadroların hallaç pamuğu gibi atıldığı, şube müdürlerine, şeflerine kadar yenilenmeyen hiçbir birimin kalmadığı iddialarının ayyuka çıktığı bir sırada geçirilen bu önergeyi hayra yormak mümkün mü?
Maliye Bakanı Unakıtan, "İsteyen istediği kadar kadro alsın. Diyanet'te 13 bin boş kadro var. Atama yapmıyoruz, yapmayacağız da" diyor. Ama bir yandan da, Diyanet'e 15 bin kadro tahsisine "olur" veriyor. Hem de Bakanlar Kurulu'ndan 1.600 kişilik kadroya izin çıktığını bile bile...
İki ileri bir geri
Diyanetten sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Unakıtan'ın tam tersi konuşuyor "13 bin kadro boş, 3.600 kadro da vekaletle yürütülüyor. 1997'de 16.667 kadro istenmiş. Biz şimdi 1997'deki durumu yeniliyoruz." Yani komisyondan geçen 15 bin kadroda ısrarlı...
Dışişleri Bakanı Gül bir başka telden çalıyor; önergenin Meclis'te değiştirilebileceğini söylüyor. Yani çok gürültü çıkarsa 15 bin kişilik kadro 8-10 bine indirilecek, atılan iki adımdan biri geri alınacak, öbürü kazanılmış mevzi olacak.
Konunun bir de IMF ayağı var. Ve orada sıkıntı her geçen gün biraz daha büyüyor. Çünkü IMF son gelişmelerden hayli tedirgin Başbakan Erdoğan programın uzatılması çağrılarını duymazlıktan gelip "2004 sonunda IMF'yle işi bitirmek istiyoruz" görüşünde direniyor, 5'inci gözden geçirme uzadıkça uzuyor, 4'üncü gözden geçirme sırasında verilen sözlerde ayak sürtülüyor, programı delen harcamalar zincirine sürekli yeni halkalar ekleniyor...
Diyanet'e 15 bin kadro bütün bunların tuzu-biberi oldu. Çünkü 5 Nisan 2003 tarihinde verilen Niyet Mektubu'nda "KİT'lerdeki tüm atıl istihdamın 2003 yılı sonuna kadar ortadan kaldırılacağı" taahhüt edildi. Üstelik takvime de bağlandı "Haziran sonuna kadar 9.900 kişi, Eylül sonuna kadar 19.400 kişi, Aralık sonuna kadar da 25.074 kişinin işine son verilmiş olacak."
Bir yandan devletten bu ay sonuna kadar 9.900 kişi çıkarılacağı sözü veriliyor, bir yandan da 15 bin kişi alınmak isteniyor.
Kılıfına uydurmak
Oysa yine IMF ile yapılan anlaşmada, 2003 yılında sadece 35 bin memur için kadro açılacağı taahhüdü de bulunuyor. Onların da hangi mesleklerden olacağı belli. Öğretmen, polis, adliye ve sağlık personeli...
Bu noktada insanın içine bir kurt düşüyor. Acaba Diyanet için verilen kadrolar IMF'nin itiraz etmeyeceği o alanlarda mı kullanılacak? "Amaçları başka. Buraya alacakları kadroları, diğer kamu kurumlarına yatay geçişle kaydıracaklar" diyen Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer de aynı kuşkuyu paylaşıyor.
Yani? Diyanet üstünden imam öğretmenler, müezzin polisler...
Zaten Devlet Bakanı Aydın'ın Plan-Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmada da bunun ipuçları gizli "Bundan sonra imamlar ilahiyat fakültelerinde pedagojik dersler alarak, öğretmen eksikliği bulunan yerlerde din, kültür gibi derslere girecek duruma gelecekler..."
Erdoğan, "Türkiye'nin geleceğini imar etmek için yola çıkmış bir siyasi ekibin kadrolaşmak gibi küçük hesapları olmaz, olamaz" diyor.
İnanmak istiyoruz ama bırakmıyorlar ki...
Mesajlarınız için:
esafak@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
