kapat
26.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

SERVET YILDIRIM


Nereden geldi bu dövizler?

Irak Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ülkeye bir yerlerden döviz giriyor. Henüz kimse bu paranın nereden geldiğini tam olarak açıklayamadı. Ancak döviz arzının döviz talebinden fazla olduğu Merkez Bankası'nın alımlarına rağmen döviz fiyatlarının yükselmemesinden belli.

Kimine göre Saddam'ın paraları Türkiye'de dolaşıyor. Bu senaryoya göre BAAS liderleri Irak'tan kaçarken, servetlerini de komşu ülkelere kaçırdılar. Iraklıların dolarlarını bozup Türk hazine kağıtlarını aldıkları sanılmıyor ancak kısmen altına yatırım yapmış olabilirler. Bunlar hep senaryo ve doğrulayacak kanıt yok. Aksine yetkililer, kamyonlarla taşınması gereken bu paraları Amerikalılar'ın kolayca yakalayabileceklerini, bu nedenle Saddam paralarının Türkiye'de park ettiği iddiasının güvenilir olmadığını söylüyorlar.

Daha düşük miktarlarda paranın ticaret yoluyla Türkiye'ye girmiş olması muhtemel ancak yetkililer, Doğu ve Güneydoğu'da açıklanamayacak ölçüde bir efektif hareketinin bulunmadığını belirtiyorlar. Dolayısıyla TL'nin Merkez müdahalesine rağmen değerlenmesine yol açan hareketin kaynağı Irak orijinli para olamaz.

Öyleyse kurları baskı altına alan hareketin kaynağı ne?

Irak Savaşı öncesi yastık altına giden dövizler, Irak'ın işgalinin kısa sürmesinin ardından tekrar sisteme döndü. Hatta geçen yıl Ecevit'in rahatsızlığı ile başlayan kriz döneminde çekilen dövizin de bu son furyada geri döndüğü belirtiliyor. Döviz tevdiat hesaplarının rekor seviyeye yükselmesi yastık altından sisteme kayışı teyit ediyor. Buna bakıp vatandaşın dolardan TL'ye döndüğünü söyleyemesek de genel kanı yüksek reel faizden ve vergi barışından yararlanabilmek için döviz bozduranların da olduğu şeklinde.

Dikkate değer bir faktör de banka ve şirketlerin dövizde pozisyon açmaları olabilir. Döviz borçlanıp TL'ye dönüp, bu parayı yüksek faizli hazine bonosuna yatırmak riskli olmakla birlikte karlı bir iş. Pozisyon açmayı teşvik eden bir ortam var ancak bu işten anlayanlar banka bilançolarında böyle bir hareketin görülmediğini söylüyorlar. Eğer bankalar bilançolara yansımayan yollardan pozisyon açmadılarsa açık pozisyon da tek başına dövizdeki hareketi açıklamıyor. O zaman bu işte payı olan diğer fakörlere bakalım.

Reel sektörün dışardan borçlanması arttı. Hatta bazı patronların bu yolla kendi paralarını dışardan getirdikleri bile söyleniyor. Hazine'nin dış borçlanması da yolunda gidiyor. Bu yıl için öngörülen 4.5 milyar dolarlık rakama neredeyse daha yılın yarısı dolmadan ulaşıldı. Vadeli ithalattaki artışın da piyasadaki döviz arzının talepten fazla olmasında payı var.

Görüldüğü gibi dövizdeki hareketi tek bir nedene bağlamak yerine yukarıdaki faktörlerin hepsinin bir araya geldiği ve aynı yönde etki yaptığını kabul etmek daha doğru olacak. Bu faktörler iyice analiz edilerek, bunlardan hangisinin ne ölçüde etkili olduğunu bilmek gerekiyor. Aksi takdirde mevcut durumun sürdürülebilir olup olmadığını bilemeyiz.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, Bilgin Elektronik Yayıncılık ve İletişim A.Ş. - Tüm hakları saklıdır