|
|
İLKER SARIER
TÜSİAD'lar MÜSİAD'lar özel-devletleştirmeler
Hala bir karar verilemedi, "Şu özelleştirme denen illet, iyi midir, kötü müdür" diye...
"İyi" bir şeyse, adam gibi yapalım, "kötü" bir şeyse de niye yapılıyor kardeşim?..
Siyasi otorite, bir özelleştirmeye karar veriyor, aklınca hayırlı bir iş yapacak, fakat necip Türk basını derhal ayağa fırlıyor
"Vay efendim, bunlar memleketi satıyorlar!"
Ne ki, çarpıklık sadece basındaki "İttihatçı kafada" değil...
O kafaya, eleştiri fırsatı veren dolap ve entrikalar da bitmek bilmiyor ki!..
Bilfarz, ellerindeki Emlakbank'ı, usulsüz kredi ve teşviklerle memelerinden süt emilen "Montafon ineğine" çeviren siyasi kadrolardan "sağlıklı" bir özelleştirme politikası ne kadar beklenebilirdi ki?
Sonunda "böyle bankanın Allah cezasını versin" diye kapattılar da kurtuldular!..
Türkbank'ı özelleştirecek oldular, işin içine bir tek Dolapdereli bohçacılar karışmamıştı, ihtimal erken kalkamamışlardı.
Entrikacı siyasi kadroları, basının İttihatçılarını ve devletçi bürokratı karıştırıp, buğday, fasülye, nohut, portakal kabuğu, kuru incir ve cevizle birlikte süsledikten sonra üzerine bol miktarda da tarçın ektiniz mi, tadından yenmez bir aşure oluşur ki, bu aşure ile bırakın özelleştirmeyi iki koyuna bile su veremezsiniz.
Bu yüzden işte, "yolsuzlukları" bile ağızlarına yüzlerine bulaştırıyorlar.
Önemli bir nokta da şu
Türkiye'de burjuvazi de (Bir Deutsche Bank'ın sermayesi Türk bankalarının hepsini katlıyor), yeterli sermaye birikiminin sağlanmamış olmasından ötürü tarihsel olarak "güçsüz ve kimliksiz olduğu" cihetle, "horoz" devletin kendisini ne vakit gagalayacağı korkusuyla, siyaset ve bürokrasi koridorlarında şaşkın tavuk gibi dolaşmakta, normal işini yaptırmak için bile rüşvet dağıtmaktan yorgun ve bitap vaziyette aklınca "yatırım" ve "kar" kovalamaktadır. Halbuki, Türkiye'de yatırım yapmak enayilik, "kar" etmek ise vatan hainliğidir.
İki "çakal" çıkıyor, önünde gördüğü parayı "babasının malı" zannedip üzerine atlıyor, mutlak surette bazı "şerikler" de işe karıştığı için, en çok üç vadede "piyastos" oluyor, böylece bizim İttihatçılara bir kez daha "işte özelleştirmenin sonu budur" diye vaveyla olanağı çıkıyor.
Böylece burvuvazinin güçsüzlüğü, örgütsüzlüğü, deneyimsizliği ve bunlardan mülhem korkaklığı yüzünden koca ülke "ittihatçı kafanın" at oynattığı bir cirit alanına dönüşmektedir.
Bittabii ki, oyun kapitalizmin kurallarına göre oynanmayınca, sahneye devlet çıkıyor, krediyi fazla kullandı diye işadamını "vatana ihanet" etmişçesine "DGM'lerde yargılıyor", kafası da hepten bozulduğu için "madem öyle işte böyle" misali, bir dizi "devletleştirmeye" girişiyor.
Bir yandan "özelleştiriyor" bir yandan da "devletleştiriyor!"
Bir çeşit "özel" devletleştirme! Altı timsah, üstü deve!..
Bakınız
Türkbank'ta çuvalladılar, kamu bankaları da 32 milyar dolar "görev zararı" yazmıştı, o kifayetsizlik psikolojisi ile tuttular, kaşla göz arasında 20 özel bankayı bi güzel "devletleştirdiler."
Hadi diyelim bazıları banka mevduatlarını cebe indirmişlerdi, bazıları da "haddinden fazla" kredi kullanmışlardı!..
"Götürülen" reel para, 2-3 milyar dolar, kullanılan "krediler" de 3 milyar dolar olsun...
Peki kimin aklıydı, buharlaştığı iddia edilen 5-6 milyar dolar paraya karşılık, bütün bankalara ey koyup da, Hazine'ye 23 milyar dolarlık yük bindirmek? Kimin aklıydı?
Ayrıca, sektörde yaratılan sarsıntı yüzünden ekonomiye bindirilen yıllık "50 milyar dolarlık" üretim kaybının hesabını kim verecek?..
Burjuvazinin "lordlar kulübü", TÜSİAD'lar, MÜSİAD'lar biraz gerçek hayata inseler de, bu hesapları halka açıklasalar, memlekete daha faydalı olmazlar mıydı acaba?..
Onlar cesaretle konuşamayınca, meydan "palavracı vatanseverlere" kalıyor da, onun için sesleniyorum.
Siz de mi İttihatçısınız TÜSİAD'çılar?..
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|