kapat
10.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL


Devletin sofrası

Başbakan Erdoğan dün yoksulluğun azaltılması konferansında konuşurken "IMF programlarını, özelleştirmeyi istemiyoruz" diye bağıran üniversiteli genç kıza, "Farklı bir galakside yaşıyor" cevabını verdi.

Ardından da bu "farklı galaksi"yi anlattı "Komünist dünya artık elindeki o hantal yapıyı tamamen terketti, tüm fabrikalarını özelleştirdi. Ne yazık ki, komünist dünyanın kalıntıları Türkiyemiz'de var."

Erdoğan'ın bu tespitini geçmişte başka politikacılar, başka liderler de dile getirmişti. Örneğin, DYP eski lideri Çiller, "Türkiye son komünist ülke olarak kaldı" demişti.

Kesinlikle doğru. Türkiye özelleştirmeyi gündemine ilk alan ülkelerden biriydi. Rahmetli Turgut Özal'ın 1983 Kasım'ında iktidara gelmesinden sonra ilk işlerinden biri Özelleştirme İdaresi'ni kurmak oldu. Ertesi yıl da kamuya ait yarım kalmış tesislerin özel sektöre devriyle özelleştirme fiilen başladı.

Aradan 20 yıl geçti. Bilançoyu merak ediyor musunuz? Özelleştirme İdaresi'nin verdiği bilgiye göre, bugüne kadar toplam 8 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Satışların bir bölümü vadeli olduğu için 8 milyar doların 6.9 milyar doları tahsil edildi. Temettü gibi çeşitli gelirlerle toplam hasılat 9.9 milyar dolar oldu. Yine aynı dönemde çeşitli harcamalara toplam 9.7 milyar dolar gitti. Sonuç Türkiye bugüne kadar özelleştirmeden 200 milyon dolar gelir sağlayabildi.

Buna karşılık Doğu bloku ülkeleri 1990'ların başında özelleştirmenin düğmesine bastı, 2000'lere girerken çok büyük ölçüde bitirdi. Örneğin daha 10-12 yıl önce Rusya'da manavlar, bakkallar bile devlet kuruluşuyken, bugün özelleştirmeden sonra doğan Lukoil gibi devler, Tüpraş ihalesine katılarak Türkiye pazarına girmeye hazırlanıyor.

Kurulu düzenin direnişi
Peki, Türkiye özelleştirmede neden çağın dışına düşecek kadar geri kaldı? Cevabı basit Diğer reformlara direnen güçler, özelleştirmeye karşı da "cihat" ilan ettiler. Kim onlar? Cevabı Başbakan Erdoğan veriyor "Sistem. Hükümet olmaya yol veriyor, iktidar olmaya yol vermiyor. İktidar olmanın yollarını bürokratik oligarşi ile kapatıyor."

Bu "Oligarşi"de Atatürk'ün talimatıyla düzenlenen 1934'teki İktisat Kongresi'nin "Sanayi ve ticaretin tedricen özel sektöre kaydırılması" kararını işlerine gelmediği için gözardı eden sözde Atatürkçüler var, yargı var, "Oy karşılığı iş" silahını kaybetmek istemeyen siyaset kurumu var, sendikalar var...

Petkim'in Tüpraş'ın özelleştirilmesine Petrol-İş, Tekel'in özelleştirilmesine Tekgıda-İş karşı çıkıyor. Neden? Çünkü üyelerinin çok büyük çoğunluğu, neredeyse yüzde 90'ı bu kuruluşlarda çalışıyor. Onların özelleştirilmesi, sendikaların ekmek kapılarının kapanması demek olacak. Bin kişinin çalışacağı yere 10 bin kişi, 20 bin kişi doldurulmuş, umurları mı? Hiçbir üretim yapmayan kuruluşta 5 yıl boyunca işçiler oturdukları yerden maaş almış, üstelik hergün servislerle işe taşınmış, öğle yemekleri verilmiş, işyerinin elektrikten suya, ısıtmadan telefona kadar tüm faturaları ödenmiş dertleri mi?

O direnişler sonucu Türk Telekom'un 20 milyar dolarlık değeri bugün 2 milyar dolara (onu da veren çıkarsa) indi. Petkim değerinin beşte birine zor alıcı buldu. Bütün bunların bedelini kim ödeyecek?

Mesut Yılmaz'ı seversiniz veya sevmezsiniz ama şu sözlerine herhalde katılırsınız

"Devlet sofra kurarsa, haramzadesi çok olur..."

Mesajlarınız için: esafak@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır