Hani bir fıkra var. Küfürlü köyün imamıyla, küfürsüz köyün imamı... En sonunda küfürsüz köyün imamı bile çağırıldığı köyde defnedilecek adamın son cümlesini "Gömün ..." demiş.

Yardımcı hakem Aykut Gümülü de dün gece Antalya için bu görevi yaptı. 10 santim kornere çıkan topu iyi değerlendirdi. Önündeki santim taçları yerinde verdi. Hatta arada itme kakmaları bile Tatlı'ya bildirmeye kalktı. Ama öyle net bir pozisyonda Antalya'nın attığı golü iptal etti ki, belki de ligin ilk ikisiyle, son üçünü yani düşecekleri belirledi. Görmemesine imkan yok. Çünkü Gümülü'nün tam arkasındayım. Yani SABAH Gazetesi'nin locasındayım. Pozisyon, cetvel koysan, metre koysan, gönye koysan, ne koyarsan koy, hem Gümülü'nün hem benim önümde. Diyelim ki, forma renkleri karıştı, giydikleri donlar karıştı. Veya çoraplar... Onlarda da şansı yok. Birisi kar beyaz, birisi kan kırmızı. Ama Antalya sonunda kızılcık şurubu içti. Bülent Yavuz da hâlâ ilkokul müsamerelerinde okuttuğumuz şarkıları söylüyor.

Akıllar kongrede
Serdar Tatlı, tarafsız olmaya çalıştı, oldu da... Ama topla iki defa çarpıştı, o da yanlış. Bakın, bütün bunları hakemler yaptı. Beşiktaş'ın yere göğe sığdıramadığı Ronaldo ne yaptı? O da Beşiktaş lehine verilen ofsayt vuruşunu rakip alandan kullanmaya kalktı. Ne de olsa star! Tatlı bir başka doğru daha yaptı. Ceza alanında kendini atan Sertan'a sarı kartı yapıştırdı. Anasına yandığımın dünyası! Hakemi doğru buluyorsun, yardımcıdan vuruluyorsun. Bu, dün Antalya'ya denk geldi.

Beşiktaş teknik olarak ne yaptı? Hiçbir şey. Çünkü onların aklı 1.5 aydır kongrede. Hem başkanın, hem Daum'un, hem Sinan'ın, hem futbolcunun. Bakmayın siz federasyonun verdiği yıldıza... Antalya, o yıldızın içini boş çıkardı. Antalya ne mi yaptı? Çatır çatır mücadele etti. Aman aman da bir şey yapmadı. Ama 90 dakikaya baktığınızda Beşiktaş'tan daha iyiydi.

Beşiktaş'ın sadece adı vardı. Maça çıkarken Antalya 17'nci, Beşiktaş 3'üncüydü. Oynanan futbola bakarsanız, 17+3=20. Böl ikiye 10. "Artı olarak hangisine tercihini kullanırsın" derseniz, "Antalya" derim. Sonunda da sorarım, "Bu Türk futbolunun iyiliğinden mi, sahada oynanan futbolun puan listesine yansımamasından mı?"