Türkiye bir süredir "vergi barışı"nı konuşuyor. Toplumun büyük kesimi konuya olumlu bakıyor. Sayısı az olmakla birlikte, olayı "vergi affı" olarak nitelendirip, karşı çıkanlar da var. Dünkü Sabah'da Şamil Tayyar'ın haberinde "vergi barışı" ile ilgili olarak yapılacak düzenlemenin, genel hatları yer alıyordu. Maliye Bakanı da; şu anda Maliye Bakanlığı'nda "vergi affı" ya da "matrah affı" çalışmalarının olmadığını, buna karşılık "bir yasa ile mükelleflere, geçmiş döneme ilişkin inceleme yapılmayacağı konusunda, çalışmalar yapıldığını ancak detaylara girmek istemediğini" belirtti. Hemen ardından Mali Milat'a ilişkin çalışmaların bu yılın Mayıs ayı sonuna kadar yapılacağını da sözlerine eklemeyi ihmal etmedi.
Yaklaşık iki haftadır, yazılarımızı okuyanlar farketmişlerdir. Bakanın olmadığını belirttiği vergi affına, başından beri biz de kesinlikle karşıyız. Vergi affı, vergisini zamanında ödeyen mükellefleri cezalandırma anlamına gelir ki, bu doğru değildir. Önerimiz "vergide beyaz sayfa açılması" ile ilgili "vergi barışı" modeli. Vergi barışı olarak ortaya koyduğumuz üzerinde çalışma yapılan modelde, "af değil" aksine "ilave gelir" yaratılmaktadır.
Çok kısa olarak özetleyelim.
1- Matrah Artırımı
Türkiye'de vergi incelemesinin oranı yüzde 1. Vergi mükellefleri, 2001'den geriye doğru beş yıl için bildirdikleri matrahı yüzde 10-40 oranında artırılsın ve gelir-kurumlar vergisi ile KDV'sini ödesinler.
2- Dosyaların Temizlenmesi
İhtilaflı vergi davasının sayısı 130 bin civarında. Maliye bunların yüzde 90'ını kaybediyor. Vergi affı olmaksızın, cezası ve faizi kaldırılıp, 18 aylık taksitlendirme yapılsın, hazineye de yüz trilyonlarca lira para girsin.
3- Birikmiş borç
Maliyenin faizi ile birlikte yaklaşık 8 katrilyon TL alacağı var. Yüzde 180'i bulan ve bazı dönemlerde katlamalı olan faizlerle, verginin 8-10 misli faiz yükünün biriktiği dosyalar bile var. Vergi affı olmaksızın, gecikme faizinde yüzde 50 civarında indirim yapılıp, 18 aylık taksitlendirmeye gidilsin. Böylece katrilyonluk gelir toplanır.
4- Faturasız mal...
Kayıtlı ekonomiye geçiş için, işletmelerde mevcut faturasız malların ya da satıldığı halde faturası kesilmeyen malların, yüzde 5-10 vergi alınarak yasallaştırılması önerimizde de, af yok. İlave vergi geliri var.
5- Yurtdışındaki Dövizler
Yurtdışındaki dövizlerin, Türkiye'ye getirilmesini engelleyen, getirilmesi halinde vergi ve ceza kesilmesine neden olabilen 220 No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği kaldırılsın ve ülkeye milyarlarca dolar, rahatça getirilsin önerisinde de, vergi affı değil, yüzde 2 vergi ile milyarlarca dolar döviz girişi ve vergi geliri olacak.
Üzerinde, çalışılan taslak da, yukarıdaki yaklaşımla hazırlanıyor.
Vergi barışı ile ilgili düzenlemenin bir an önce yapılıp, yasallaştırılmasında yarar var. Mart ve Nisan'da vergi gelirlerinin azalacağı iddiaları ise doğru değil. Nedenine gelince;
1- 2001 yılı geçici vergi beyannameleri verildi. KDV'leri yatırıldı. Mükelleflerin, 2001 yılı kazancını aşağı çekme şansları yok.
2- Mart ayında: Gelir vergisi beyannamelerini vermenin son günü 1 Nisan Pazartesi. Beyannamelerin verilme süresi bitti gibi bir şey. Kaldı ki, Maliye'nin resmi verilerine göre beyannameli mükellefler, toplam gelir vergisinin yüzde 1.2'sini ödüyorlar. Gelir vergisinin yüzde 94'ü kaynakta kesinti (stopaj) yoluyla toplanıyor.
3- Nisan ayında ise, hesaplanan kurumlar vergisinin 1/18'i ancak tahsil edilebilecek. Bu yorum değil, matematiksel bir gerçek. Şöyle ki; 2001 yılı kazancının yüzde 25'i geçici vergi olarak beyan edilip ödendi. Nisan ayında 2001 yılı kazancı üzerinden yüzde 30 kurumlar vergisi hesaplanacak. Ancak, önceki yüzde 25'lik geçici vergi, yani 5/6'sı mahsup edilecek. Kalan 1/6'sı ise üç taksitte ödenecek. Yani, herkes vergisini kuruşuna kadar öderse, Nisan ayında hesaplanan kurumlar vergisinin 1/18'i tahsil edilebilecek.